Kriter > Dış Politika |

Rusya Neden Suriye’de Savaşıyor?


Rusya’nın 30 Eylül 2015’te Suriye’ye doğrudan müdahalesi çok kısa sürede Suriye iç savaşının gidişatını radikal şekilde değiştirdi. Aralık 2016’da Esed rejiminin Halep’i muhaliflerin elinden alışı dahil, savaşın kritik dönüm noktalarında Rusya’nın askeri müdahalesinin belirleyici olduğu iddia edilebilir.

Rusya Neden Suriye de Savaşıyor

Rusya’nın 30 Eylül 2015’te Suriye’ye doğrudan müdahalesi çok kısa sürede Suriye iç savaşının gidişatını radikal şekilde değiştirdi. Aralık 2016’da Esed rejiminin Halep’i muhaliflerin elinden alışı dahil, savaşın kritik dönüm noktalarında Rusya’nın askeri müdahalesinin belirleyici olduğu iddia edilebilir. Savaşın gidişatı üzerinde bu kadar belirleyici rol oynayan Rusya açısından bakıldığında, Suriye’ye müdahalenin gerekçeleri ve bu müdahaleyle ulaşılmak istenen hedefler nelerdir?

Bu hedefler arasında; Afganistan savaşı travmasının atlatılması, Putin döneminde gerçekleştirilen askeri modernizasyonun sonuçlarının test edilmesi, denizaşırı güç projeksiyonu kapasitesinin ispatı ve Suriye’deki Rus askeri varlığının tahkimi, Batı ittifakına kaybedilen Ukrayna’nın intikamı ve Ukrayna üzerine pazarlıklarda jeopolitik bir koz elde etmek, destek ve ilhamını Batı’dan alan ve Rusya’nın çıkarlarına aykırı görülen renkli devrimler silsilesine son vermek ve hatta gerçekleşmiş bazı devrimlerin bastırılmasına yardımcı olmak, Ortadoğu kaynaklı dinsel milliyetçi terörizmin Çeçenistan ve Kuzey Kafkasya üzerinden Rusya’yı vurmasını engellemek ve gelecekte Ortadoğu’nun enerji kaynaklarının Rusya’nın başat tedarikçi pozisyonunu sarsacak şekilde Avrupa’ya ulaştırılmasının önüne set çekmek olarak sayılabilir.

Afganistan Travmasının Sonu, Askeri Modernizasyon ve Denizaşırı Güç Projeksiyonu

Rusya Devlet Başkanı Putin’in asrın en büyük felaketi olarak gördüğü Sovyetler Birliği’nin (SSCB) çöküşünün (Aralık 1991) 25. yıl dönümünün idrak edildiği bu günlerde, Putin dahil Sovyetler’in son neslinin yaşadığı Afganistan travmasına değinmekte fayda var. Dünyanın iki süper gücünden birisi olarak Angola’dan Küba’ya, Berlin’den Vietnam’a kadar dünyanın pek çok ülkesinde ABD ve müttefiklerine karşı aktif mücadele veren Sovyetler Birliği’nin, Afganistan’ı işgalini müteakip bu ülkede binlerce asker kaybederek ağır bir mağlubiyete uğraması o döneme şahit olanlar üzerinde bir travmaya yol açtı. Afganistan travmasının çok taze olduğu bir dönemde, Birinci Çeçen Savaşı’nda (1994-1996) Rusya’nın bu defa kendi toprakları sayılan bir bölgede dahi mağlup olarak Hasavyurt Uzlaşması’yla (1996) Çeçenistan’ın uluslararası yasal statüsü 5 yıl sonra belirlenmek üzere fiilen bağımsızlığını kabul etmek zorunda kalması bu travmayı derinleştirdi. Putin’in ilk defa iktidara gelişi sürecinde başlattığı, binlerce Çeçen sivilin ölümü ve Rusya’nın zaferiyle sonuçlanan İkinci Çeçen Savaşı (1999-2000) her ne kadar bu travmayı bir nebze hafifletmiş olsa da Afganistan sonrası dönemde Rusya’nın eski Sovyetler Birliği toprakları dışında askeri müdahalede bulunması bir bakıma tabu olmaya devam etti. Aynı yıllarda NATO’nun Bosna Hersek ve Kosova’ya müdahale etmesi, Rusya’nın tüm itirazları ve Jirinovski gibi bazı Rus milletvekillerinin soykırım suçlusu Slobodan Miloseviç’e destek için Belgrad’a gitmesine rağmen Sırbistan’ın bombalanması bu travmayı derinleştirdi. ABD’nin Vietnam mağlubiyetinin travmasını Irak’ın işgaliyle aşması gibi Rusya’nın da Afganistan mağlubiyetinin travmasını Suriye’ye müdahalesiyle atlattığı söylenebilir.

Rusya’nın “yakın yurt dışı” (14 eski Sovyet cumhuriyeti) olarak adlandırdığı Gürcistan, Tacikistan ve Moldova gibi ülkelere askeri müdahaleleri olduysa da eski Sovyet coğrafyası dışında, üstelik Doğu Akdeniz ve Ortadoğu gibi görece uzak bir bölgeye başarılı bir askeri müdahalede bulunabileceği düşünülmüyordu.

Dahası Gürcistan’la yaşadığı Beş Gün Savaşı’nda (Ağustos 2008) Rus ordusunun pek çok eksiği ve sorunu gözler önüne serilmiş ve hemen akabinde Rus hükümeti on milyarlarca dolara mal olan bir askeri modernizasyon programı başlatmıştı. Suriye’ye askeri müdahale, Rus ordusunun modernizasyonunun başarısının bir ispatı ve yeni Rus silahlarının bir bakıma görücüye çıktığı, reklamının yapıldığı bir fırsat olarak da yorumlanabilir. Her ne kadar Rusya’nın Suriye’de çok para ve kan kaybederek batacağından umutlananlar olsa da aksine askeri başarı göstermesi, dünya silah piyasasında Rus silahlarının daha fazla müşteri çekmesine de sebep olabilir. Her halükarda kendisine kara sınırı olmayan Suriye’ye, deniz ve hava kuvvetlerinin başarılı koordinasyonu sayesinde büyük çaplı bir askeri müdahalede bulunan Rusya denizaşırı güç projeksiyonu kapasitesini göstermiş, yakın çevresindeki rakiplerine meydan okuyarak gözdağı vermiştir. Son olarak Tartus’daki savaş öncesinde nispeten sembolik olan Rus askeri üssünün bu müdahale çerçevesinde çok daha önemli ve işlevsel hale gelmesi, gelecekte Suriye’de inşa edilecek başka Rus askeri üslerinin de habercisi olabilir.

Ukrayna İç Savaşı, Pazarlık Kozları ve Renkli Devrimler

Avrasya’daki jeopolitik hamleler arasında Rusya yanlısı Cumhurbaşkanı Yanukoviç’in meydan protestolarıyla devrilmesinin ardından Ukrayna’nın Batı’nın yörüngesine girmiş olmasının Kremlin için ne kadar büyük bir kayıp olduğunu vurgulamakta fayda var. Rusya ve Türkiye’den sonra Avrupa’nın en büyük yüz ölçümüne sahip ülkesi olan Ukrayna, aynı zamanda eski Sovyet cumhuriyetleri arasında Rusya’dan sonra en büyük nüfusa ve ekonomiye sahiptir. Putin’in Rusya’ya yakın bazı eski Sovyet cumhuriyetlerini bir araya getirerek kurduğu Avrasya Birliği’nin jeopolitik olarak önemli bir ağırlığının olabilmesi için Ukrayna’nın muhakkak katılması gerekiyordu. Zaten meydan protestoları da Ukrayna hükümetinin, AB ile entegrasyonun ilk adımları ve Avrasya Birliği’ne katılım arasında tercih yapmaya zorlanması üzerine patlak vermişti.

Sonuç olarak Rusya, Ukrayna’yı kaybetti fakat Ukrayna’nın stratejik olarak en önemli parçası sayılabilecek Kırım yarımadasını işgal ve ilhak ederek kısmen teselli oldu. Kırım’ın işgal ve ilhakı, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da siyasi sınırların işgal ve ilhak yoluyla değiştirilmeye çalışıldığı ilk örnek olduğu için Rusya’nın ekonomik ambargolara maruz kalmasının da sebebi oldu. Bununla birlikte Rusya, Ukrayna’nın doğusundaki iki önemli il olan Donetsk ve Luhansk’ta silahlı isyanı destekleyerek, Kiev hükümeti üzerinde baskı kurmaya çalışmaktadır. Bu durumun da gösterdiği üzere Rusya, Ukrayna’dan vazgeçmiş değildir ve kolayca vazgeçmesi de beklenemez. Dolayısıyla Suriye’ye yoğun askeri müdahale gelecekte Ukrayna üzerine yapılabilecek pazarlıklarda Rusya’nın elini güçlendirecek bir koz veya pazarlık payı elde etmeye yönelik olarak da yorumlanabilir.

Rusya Avrasya coğrafyasında “renkli devrimler” olarak adlandırılan ve otoriter rejimleri deviren halk hareketlerine başından beri karşı çıkmış ve hatta Arap devrimlerini de bu çerçevede görmüştür. Rusya bu hareketleri ABD başta olmak üzere Batı’nın desteğiyle gerçekleştirilen ve Rusya yanlısı hükümetleri devirerek Batı yanlısı hükümetleri iş başına getirme çabası olarak görmektedir. Rusya, Ukrayna’da Yanukoviç hükümeti ve Suriye’de Esed hükümetine destek çıkmasını da bu bağlamda meşrulaştırmaktadır.

Putin’in iktidara geldiğinde kendisiyle yapılan bir röportajda tarihsel misyonunun Kafkasya sorununu çözmek olduğunu ifade ettiği göz önüne alınacak olursa, Çeçenistan ve Dağıstan başta olmak üzere Müslüman çoğunluklu Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerine Rusya hükümeti tarafından ne kadar önem verildiği anlaşılmış olur. İslam İş Birliği Teşkilatı’na (İİT) gözlemci üye olmaktan Moskova’da Avrupa’nın en büyük camilerinden birini inşa etmeye kadar pek çok icraatıyla Müslüman dünyaya olumlu bir izlenim vermeye çabalayan Rusya, diğer yandan Müslüman kökenli radikalizm ve şiddetin Kafkasya üzerinden Rusya’ya sirayet etmemesi için de hiçbir askeri ve güvenlik tedbirinden çekinmemektedir. Suriye’de Esed rejimine karşı savaşan muhalif grupların pek çoğu Rusya tarafından böylesi radikal gruplar olarak varsayılmakta ve Suriye’ye askeri müdahale de Kremlin’in yurt içindeki terörizmle mücadelesinin sınır ötesi bir yansıması olarak görülmektedir.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası