Kriter > Siyaset |

Ankesörlü Telefondan FETÖ Deşifresi


FETÖ ile mücadele kapsamında ankesörlü telefonlardan yapılan ardışık aramalar deşifre edilmektedir. Bu yeni stratejiyle örgütün TSK’daki hücre yapılanmasına sahip küçük örgüt gruplarının ortaya çıkarılması sağlanmakta ve tasfiye edilmektedir.

Ankesörlü Telefondan FETÖ Deşifresi
15 Temmuz darbe girişimi sonrası İstanbul Taksim meydanında düzenlenen gösterilerden bir kare, 18 Temmuz 2016

15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden neredeyse iki buçuk yıl geçmesine rağmen devlete sızmış FETÖ’cü unsurların arındırılması halen devam etmektedir. Gerçekleştirilen mücadele güvenlik ve yargı bürokrasisinin kararlı tavrıyla sürerken maalesef kamuoyundaki duyarlılık noktasında zaman zaman çeşitli eleştiriler de gündeme gelmektedir. Bu eleştirilerin önemli bir kısmı haklılık payına sahipken birçoğu siyaset arenasında siyasal malzeme olmaktan öteye gitmeyen açıklamaların ürünü biçiminde değerlendirilmelidir.

Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu TBMM’de yaptığı açıklamalarda bugüne kadar 62 bin 730 FETÖ operasyonu gerçekleştirildiğini ifade etti.

Bugüne Kadar Atılan Adımlar

FETÖ ile mücadele 15 Temmuz sonrası şiddetini artırsa da öncesinde de atılan çeşitli adımlarla mücadelede önemli aşamalar katedilmiştir. Bu çerçevede örgütün hukuk dışı faaliyetlerini perdelemek için ürettiği kumpas davalarına yönelik başlatılan soruşturmaların başında gelen “Selam Tevhid Örgütü” soruşturması ilk müdahale edilen kumpas olmuştur. FETÖ’nün casusluk amacıyla açtığı anlaşılan bu soruşturmanın sonlandırılmasının ardından derhal yeni bir soruşturma başlatılmış ve buna ilişkin dava kamuoyunda MİT tırları olarak da bilinen ve yine bir FETÖ kumpası olan dava ile birleştirilmiştir.

15 Temmuz öncesi FETÖ ile mücadelede atılan bir diğer önemli adım FETÖ Çatı İddianamesi’nin hazırlanması olmuştur. Bu iddianame 15 Temmuz darbe girişiminin bir gün öncesinde mahkeme tarafından kabul edilmiştir. Fetullah Gülen’in terör örgütünün kurucu lideri sıfatıyla bir numaralı sanık olarak yer aldığı iddianamede sanıklar Anayasa’yı ihlale teşebbüs etmek, silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, hükümeti yıkmaya teşebbüs etmek, terör örgütü faaliyeti çerçevesinde siyasi ve askeri casusluk başta olmak üzere çok çeşitli suçlardan yargılanmaya başlamıştır.

15 Temmuz öncesi yargısal adımlar dışında çeşitli idari soruşturmalar aracılığıyla da FETÖ ile mücadelede önemli aşamalar katedilmiştir. Başta yargı ve emniyet bürokrasisi olmak üzere kritik devlet kurumlarındaki FETÖ’cülerin bir kısmına görevden el çektirilmiş, bir kısmı emekliye sevk edilmiş, bir kısmının kamudan ilişiği kesilmiş, diğerleri ise pasif görevlere çekilmiştir. Bu kapsamda 15 Temmuz öncesi bin 394 FETÖ şüphelisi personel re’sen emekliye sevk edilmiştir. Ayrıca FETÖ’nün kadrolaştığı Polis Akademisi, polis kolejleri ve polis okulları da kapatılmıştır. Aynı şekilde diğer bir kritik kurum olan TÜBİTAK’ta 15 Temmuz öncesi çok sayıda personelin iş akitleri feshedilmiştir.

20 Temmuz 2016’da ilan edilen ve 18 Temmuz 2018 itibarıyla sona eren OHAL kapsamında toplam 32 KHK yayımlanmıştır. KHK’larla ilgili doğrudan yargı yolu bulunmamakta ancak bu konuda yargı yolunu açmak üzere “Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu” (OHAL Komisyonu) kurulmuştur. İhraç edilenlerin itiraz edebilmeleri için oluşturulan Komisyona Kasım 2018 itibarıyla 125 bin başvuru yapılmıştır. Komisyon 42 bin başvuruyu karara bağlamış, 83 bin dosyanın incelemesi halen sürmektedir. 3 bin başvuru dosyası da Komisyon tarafından kabul edilmiştir.

Bugün Hangi Aşamadayız?

Bugün için halen FETÖ ile mücadele aktif biçimde devam etmektedir. FETÖ ile mücadelede asıl odaklanılan kurumun TSK’daki kripto örgütlenme olduğu medyaya yansıyan haberlerden anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere 15 Temmuz darbe girişiminde rol oynayanlar TSK içine sızmış FETÖ mensuplarıydı. Her ne kadar girişime katılanlar açığa çıkarılmış ve yargılanmaları sağlanmışsa da kendini gizleyen FETÖ’cülerin varlığı önemli bir şüphe kaynağı olarak mücadelenin belirleyicilerindendi. Yargı ve emniyet birimlerini yeni bir stratejiye yönlendiren söz konusu şüphe TSK içindeki kripto FETÖ yapılanmasının da açığa çıkarılmasında hayati bir rol üstlendi.

Bu yeni strateji kripto FETÖ’cülerin ankesörlü telefonlardan yaptıkları ardışık aramaların deşifresine dayanmaktadır. Böylece FETÖ’nün TSK’daki hücre yapılanmasına sahip küçük örgüt gruplarının ortaya çıkarılması sağlanmaktadır. Buna göre en az sekiz defa ankesörlü telefonla aranan kişinin FETÖ şüphelisi olarak belirlendiği bu sistemde HTS incelemeleri sonucunda birbirini takip eden sabit tarihlerde, farklı ankesörlü telefondan ve ardışık şekilde araması olan kimseler incelenmektedir. Üzerinde şüphe oluşan kişilerin telefonlarıyla gerçekleştirdikleri görüşmelerin arayan, aranan, arama zamanı, arama süresi, arama yeri ve sinyal alınan baz istasyonları gibi her türlü teknik bilgisi detaylı olarak ele alınıyor. Birbirini takip eden ayrı tarihlerde, her aramasında farklı ankesörlü telefondan aranan, aynı ankesörlüden ardı ardına farklı şüphelilerin arandığı belirlenirse FETÖ şüphesi ağırlık kazanıyor ve operasyona dönüştürülüyor. Bu yöntem kullanılarak bugüne kadar muvazzaf 4 bin 512 kripto FETÖ’cünün tespit edilmesi söz konusu olmuştur. Bunun için 3 bin 554 sabit hattın geriye doğru tarama yöntemiyle incelendiği Emniyet kaynakları tarafından ifade edilmektedir. Halen TSK içinde belirlenen ancak henüz haklarında işlem yapılmamış yaklaşık 10 bin kripto FETÖ’cünün varlığından söz edilmektedir.

Söz konusu yöntemin geliştirilmesi beraberinde itirafçı sayısındaki artışı da getirmiştir. Yine açıklanan verilere göre bu şekilde gözaltına alınan FETÖ’cülerin üçte ikisinin itirafçı olması örgütte önemli bir çözülmenin de işareti olarak gösterilmektedir.

Yine son dönemde FETÖ ile mücadelede başarı getiren uygulamalardan bir diğerinin “Fetömetre” olduğu belirtilmelidir. Öncelikle Deniz Kuvvetleri Komutanlığında uygulanan bu yöntem FETÖ’cü olmasından şüphelenilen kişilerin bilgilerinin bilgisayar sistemine girilmesi ve daha önce belirlenen kriterlerle eşleştirilmesi ilkesine dayanmaktadır. Oldukça kapsamlı olan bu sistemde kriterler şüphelinin kimlik bilgileri, eğitim bilgileri, sınav bilgileri, sosyal bilgileri, meslek bilgileri, resmi kurumdan bilgiler, tahkikat bilgilerinden meydana gelmektedir. Bu kriterlerle örtüşmenin derecesine göre kriptoların tespiti gerçekleşmektedir.

Bugün geldiğimiz aşamada kamuoyuna “düşük puntolar” ile yansımasına rağmen FETÖ ile mücadelenin olağanca hızıyla devam ettiği belirtilmelidir. Darbe davalarının çok önemli bir kısmı sonuçlanırken darbeciler hak ettikleri cezalara çarptırılmaktadır. Benzer şekilde FETÖ ile irtibat ve iltisakı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ve tutuklanan kişilerin davalarında da oldukça önemli adımlar atıldığı söylenebilir. OHAL Komisyonu kararlarını vermeye devam etmektedir. Başvurucular gerektiğinde Komisyon kararlarına karşı yargı organlarına başvurmaktadır. FETÖ’nün devletten arındırılmasında ise örgütün öncelikli olarak çökertilen ana omurgasının ardından artık TSK içindeki kripto unsurlarla mücadelenin sürdürüldüğü görülmektedir.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası