Türkiye'de emsalsiz bir başarı hikayesi oluşturan AK Parti'yi ve lideri Erdoğan'ı ele alan çalışmaların hem sayıca hem de nitelik açısından yeterli olduğunu söylemek pek mümkün değil. Az sayıdaki çalışmanın bir bölümü metot ve nitelik eksiklikleriyle malulken, diğer bölümü ise ideolojik bakış açısının getirdiği açmazlar yüzünden yeteri kadar anlama çabasına girmiyor. Dolayısıyla bu çalışmalarda bir niyet olarak dahi objektiviteden bahsetmek mümkün olmuyor. İkinci kategoride değerlendirebileceğimiz yeni bir kitap bu ay içerisinde çıktı. İletişim Yayınları'nın yayımladığı Mahalledeki AKP adlı eser Sevinç Doğan tarafından kaleme alındı.
Saha araştırmasına dayanan kitabın fikri, Kağıthane Belediyesi’nin yaptırdığı Kağıthane Toplumsal Tarih Çalışması’nın ardından ortaya çıkmış. “AKP”nin Kağıthane’deki teşkilat kademeleriyle yapılan mülakatlara dayanan kitapta partinin yerel örgütü inceleniyor. “
AKP” Kısaltmasının İdeolojik Anlamı
Kitapta Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kısaltması kendi tüzüğünün aksine AKP şeklinde kullanılıyor. Aslında bu kullanım hiç de şaşırtıcı değil. Salih Bayram’ın da tespit ettiği üzere Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kısaltmasının nasıl yazıldığı metnin geçtiği mecranın siyasi pozisyonu ile doğrudan ilişkili. Bu çalışmada da “AKP” kısaltması bu bilinçle kullanılıyor. Bu doğrultuda kitabın yayınevi İletişim’in de yayınlarında bu kullanıma ağırlık verdiği dikkat çekiyor. Bunun bir istisnası Büke Koyuncu’nun Benim Milletim… kitabı. Bu kitabın girişinin ilk sayfasında aslında konunun tartışmaya açık olmadığı net bir şekilde belirtiliyor:
“Adalet ve Kalkınma Partisi” adının kısaltmasının “ak” sıfatının anlamı nedeniyle “AK Parti” mi yoksa “AKP” mi olması gerektiği üzerine birçok tartışma yapılmış ve farklı kullanımlar farklı ideolojik duruşların göstergeleri haline gelmiştir. Bugün “AK Parti” kısaltması çoğunlukla partiyi destekleyenler, “AKP” kısaltması ise desteklemeyenler tarafından kullanılmaktadır. Bu çalışmada söz konusu tartışmalardan ve herhangi bir ideolojik duruştan bağımsız olarak parti tüzüğünün (...) birinci kısım genel esaslar üçüncü maddesindeki “Partinin kısaltılmış adı 'AK PARTİ' şeklindedir” ibaresine istinaden “AK Parti” kısaltması kullanılmıştır.
Mahalledeki AKP kitabının yazarının, tercih ettiği kısaltmayla ilgili kitabında da yer verdiği bir anısı var. Sıklıkla kullandığı “AKP” kısaltması bir görüşmesinin neredeyse boşa gitmesine de yol açmıştır. Bir parti yöneticisine telefonda yanlışlıkla “AKP” deyince, mülakat yapılan partili, tüzüğü açarak partinin kısaltmasının AK Parti olduğunu okumuştur. Bu mülakat, beklendiği üzere kısa sürmüştür.
Tabii yazarın bu tercihi çalışmaya da yansımaktadır. Özellikle son yıllardaki gelişmelerin ardından ele aldığı konuya mesafeli yaklaşmakta zorlanan müellife göre, partinin kadın kollarında yer alan kadınların başörtüsü, “Toplumsal cinsiyet ve rolleri ve mezhebe vurgu yapan bir sembol olarak, partinin siyasi propagandalarında da kullanılıyordu. (...) Başörtüsü; partinin oluşturmaya çalıştığı mağdur ve çoğunluk olan ‘biz’ ile kendi değerlerinden sapmış azınlıklar olarak ‘ötekiler’ ayrımının, yani kutuplaştırma siyasetinin aracı olabiliyordu.” Hatta bu kısım dipnot ile Kabataş olayına bağlanmış ve sanki Gezi Parkı Şiddet Eylemleri sürecinde ve sonrasında giderek İslamofobik bir dil hakim olmamış, hiçbir dini değere ya da dindarlara hakaret edilmemiştir. İlginç olan ise sadece bu satırlardan bir paragraf önce partili kadınların arasında yarı açık olanların ya da başörtüsü takmayanların bulunduğunun belirtilmesidir.
Bu bakış açısı sadece başörtüsüne yaklaşımla kısıtlı değildir. Başka bir bölümde, daha önceden mülakat yapılan kişinin Kürtlerle ilgili bir hata olarak ve düzeltilmesi gereken şey olarak söylediği “Kürt’ten evliya koyma avluya” ifadesi başlığa çekilerek sanki mevcut duruma işaret eder gibi yansıtılmıştır.
Diğer bir bölümde ise uzun uzun partide sıfırdan başlayarak belli noktalara gelen isimler anlatıldıktan sonra artık liyakatli gençlerin parti içerisinde yükselemeyeceğine dair yapılan tespittir. Hangi değişimin buna neden olduğuyla ilgili ise tatmin edici bir cevap ilerleyen sayfalarda karşımıza çıkmamaktadır.
Bütün bunların sonucunda, yapılan geniş çaplı bir araştırmanın ürünü olan Mahalledeki AKP’nin yazarının, başta belirttiği meseleyi anlama çabasının ne kadar başarılı olduğu tartışmaya açıktır. Bu arada kitabın künye sayfasında bir adet “AK Parti” tabirinin yer aldığını da belirtelim.