Milli teknoloji hamlesi ile Türk savunma ve havacılık sektörünün dinamizmi, 2022’de pek çok ilki ve gelişmeyi beraberinde getirirken, 2023 hedeflerine ulaşma inancını da artırdı. Cumhuriyetimizin 100. yılının taçlandırılması ve Türkiye Yüzyılı’na savunma sanayii ile güçlü bir başlangıç hedefleniyor. 2022’de yaşanan gelişmelerin yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında icra edilen son Savunma Sanayii İcra Komitesi’nden (SSİK) çıkan kararlar da bu yönde.
Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan savunma sanayiinin karar mekanizması konumundaki SSİK ile güvenlik güçlerinin mevcut ve potansiyel ihtiyaçlarına yönelik projelerde değerlendirmeler yapılıyor. Güvenlik güçlerimizin tespit edilen öncelikli ihtiyaçlarına yönelik silah, araç ve gereçlerin öncelikle yurt içinden ve mümkün değilse yurt dışından temini için kararlar alınıyor. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) da diğer ilgili kuruluşlarla yüksek koordinasyon içerisinde alınan kararları hayata geçiriyor.
Türk savunma ve havacılık sektöründe, 2004’te gerçekleştirilen SSİK toplantısı kırılma noktalarından birisi olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın (o dönem Başbakandı) başkanlığındaki toplantıda, milyarlarca dolar bütçeli; tank, taarruz helikopteri ve İHA gibi birçok alım iptal edilerek, yerli tedarik modelinin oluşturulması yönünde karar çıkmıştı. Günümüzde birçok alanda küresel oyuncu haline gelen sektör temsilcilerimiz, önemli ölçüde o gün verilen karar ve devamındaki iradenin eseridir. Hep arzu edilen “projeleri yerli ve milli imkanlarla gerçekleştirme” arzusu, o dönem en üst seviyeden desteklenmekteydi. Geçmişte alınan “cesur” SSİK’04 gibi kararlar ile Türkiye günümüzdeki gelişmiş savunma ve havacılık sektörü dinamizmine sahip oldu. Bugün alınan kararların etkileri de orta vadede hayata geçirilmek istenen projelerde görülecek.
Türkiye Yüzyılı’na Hazırlık: MİLGEM’den AKYA’ya
SSİK’22’de TSK ve ilgili diğer güvenlik birimlerimiz için 25 farklı projede karar alındı. Sistem isimlerinin anılması ve beklenen projelerin kararlarda yer alması heyecan uyandırdı. Hava savunmadan MİLGEM projesine ve balistik füze çözümlerine kadar geniş çerçevedeki bu kararların kamuoyuna sunulması, savunma ve güvenlik çevrelerinde olumlu karşılandı. Bu toplantının en büyük vurgusu ise Türkiye Yüzyılı’nda savunma sanayiindeki atılımların devam edeceği ve milli teknoloji hamlesi kararlılığıydı.
Bu toplantıda uzun zamandır beklenen MİLGEM projesi kapsamında inşa edilecek İ sınıfı fırkatyenler için tedarik kararı çıktı. ADA sınıfı korvet tedariki süreciyle yapılacak İ sınıfı fırkateynler; tasarım, inşa, işletim, hava savunma kabiliyeti, beka ve ateş gücü ile Türk Donanması’nın gücüne güç katacak. 2023’te Deniz Kuvvetleri'ne kazandırılacak projenin birinci gemisi İstanbul'un donatım faaliyetleri devam ederken, ilk kez yerli 3D arama ve aydınlatma radarı ile dikey atım sistemleri de envantere kazandırılacak. Üretim kararı alınan 6-7 ve 8. gemilerin, milli deniz topu gibi sistemlerle, yüksek yerlilik oranıyla envantere kazandırılması planlanıyor. MİLGEM kapsamında yine yakın zamanda TF-2000 muhribinde ihaleye çıkılması ve Türk Donanması’nın hava savunma yeteneğinin güçlendirilmesi bekleniyor.
Denizaltıların ana silahı torpidolarda ROKETSAN’ın ilk yerli çözümü AKYA 533 mm ağır sınıf torpido için de seri üretim kararı alındı. 2023’te hizmete girecek AKYA torpidosu, denizaltılarımızdan su üstü hedeflerine ve denizaltılara karşı kullanılabilecek. AKYA tecrübesi ile geliştirilen yeni nesil ORKA hafif torpidosu ise su üstü ve hava platformlarından denizaltılara karşı kullanılabilecek. AKYA ve ORKA torpidoları ile Türk Donanması’nın önemli bir ihtiyacı da milli imkanlarla karşılanmış olacak.
Katmanlı ve Etkin Hava Savunması: SUNGUR’dan SİPER’e
Ülkemizin katmanlı ve etkin hava savunma kabiliyetinin güçlendirilmesine yönelik SİPER, HİSAR ve SUNGUR sistemlerinde yeni seri üretimlerin yapılmasına karar verildi. Halihazırda yerli imkanlarla geliştirilip üretilen HİSAR A+ alçak irtifa ve HİSAR O+ orta irtifa hava savunma füze sistemleri, TSK envanterinde hizmet veriyor. HİSAR O+ sistemleri hem kızılötesi (IIR) hem de radyo frekansı (RF) arayıcı başlıklı füzeleri atabiliyor. ROKETSAN’ın İ sınıfı fırkatyenlerimizdeki ihtiyaca yönelik geliştirdiği MİDLAS'ın (Milli Dikey Atım Lançer Sistemi) ilk atış testinde HİSAR-D RF füzesi kullanıldı. Kara tabanlı hava savunma çözümlerimizi artık deniz platformlarından da kullanılabilecek şekilde yapılandırabilen sektör, dışa bağımlılığı farklı noktalarda bitiriyor. İlk kez İstanbul fırkateyninde göreceğimiz MİDLAS sistemi, ABD’nin “ambargo”su sonrasında yerli ve milli olarak geliştirildi. SUNGUR çok alçak irtifa hava savunma füzesinde ise seri üretim teslimatlarının 2023’te yapılması hedefleniyor. SUNGUR füzesinin hava-hava füzesi olarak Bayraktar TB2 SİHA gibi platformlardan kullanılması için de denemeler sürüyor. Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi SİPER kapsamında ilk sistemin 2023 başlarında envantere girmesi planlanıyordu. Testleri ve alt bileşenlerinin teslimatı devam eden SİPER projesi kapsamında 100 kilometre menzili aşılırken, sistemlerin Blok 0/1 olarak yani daha yetenekli bir şekilde TSK envanterine kazandırılması amaçlanıyor. SUNGUR, katmanlı hava savunma şemsiyemizin en alttaki bileşeni, SİPER ise en üstteki bileşeni konumunda. Tüm bu yerli hava savunma çözümlerimiz, milli komuta sistemimiz HERİKKS üzerinden muharebe sahasındaki diğer birliklerle tam entegre görev icra edebiliyor.
Türkiye’nin İlk Kısa Menzilli Balistik Füzesi: TAYFUN
Toplantı kararında birçok füze projesinde seri üretimlere yeşil ışık yakıldı. Son zamanlarda sıkça konuşulan ROKETSAN’ın geliştirmeye devam ettiği TAYFUN balistik füzesinin anılması da dikkat çekti. Geçtiğimiz süreçte test atışı kamuoyuna yansıyan Türkiye’nin ilk kısa menzilli balistik füzesi (SRBM) TAYFUN için menzil hedefi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bin kilometre olarak açıklandı. Halihazırda TSK envanterinde karadan karaya katmanlı bir topçu roketi ailesi mevcutken, BORA taktik balistik füzesi ise ateş gücünde menzil olarak en üstte yer alıyor. TAYFUN ile hedeflenen bin kilometre menzil ile caydırıcılık pekiştirileceği gibi daha uzun menzillerde füze ve roket sistemleri için de teknoloji kazanımı elde edilecek. Türkiye Yüzyılı’na girdiğimiz 2023’te ROKETSAN, katı sıvı yakıtlı 2 kademeden oluşan sonda roketini fırlatacak. MUFS projesinin ilk fırlatma teknolojisi olan sonda roketleri 100 kilogram faydalı yükü 300 kilometreye çıkartabilecek.
TSK envanterindeki yerli gemisavar füze çözümümüz ATMACA ile TRLG-230 ve KARAOK füzeleri için de seri üretim kararı çıktı. İhracat başarısı elde eden ilk gemisavar füzemiz olan ATMACA, Türk Donanması’nın mevcut muharip ve gelecekte inşa edilecek platformlarının asıl önemli ateş gücünü oluşturuyor. Hizmete hazır durumdaki TRLG-230 füzelerimiz ise lazer ile işaretlenen hedefi, yüksek hassasiyetle imha edebiliyorlar. Yakın geçmişte TRG-230 füzesi, AKINCI TİHA’dan özel konfigürasyonla ateşlenerek hedefini başarıyla vurdu. Tek er tarafından kullanılabilecek KARAOK ise çeşitli çatışma ortamlarında ve özellikle meskun mahal çatışmalarında güvenlik güçlerinin kısa menzilli ve etkin harp başlıklı füze ihtiyacını karşılayacak. 2023’te seri üretimleri tamamlanan ilk kafile KARAOK füzesi envantere kazandırılacak.
TÜBİTAK SAGE’nin geliştirdiği GÖKDOĞAN ve BOZDOĞAN hava-hava füzeleri için de seri üretim kararı alındı. 2023’te envantere alınacak Türkiye'nin bu ilk milli hava-hava füzeleri, insanlı ve insansız uçaklarımızın hem gövdesinde hem de kanat altında taşınabilecek. GÖKDOĞAN füzesinin envanterdeki AIM-120 AMRAAM füzelerinin ve BOZDOĞAN füzelerinin ise AIM-9 Sidewinder füzelerinin yerini alması planlanıyor. Halihazırda TÜBİTAK SAGE'nin geliştirme faaliyetlerine devam ettiği ramjet motorlu GÖKHAN hava-hava füzesinin de envantere girdiğinde önemli bir güç çarpanı olması bekleniyor.
İnsansız Savaş Uçakları ve Yeni Kabiliyetler
KIZILELMA MİUS’un değerlendirildiği toplantıda, İHA sistemlerine yeni kabiliyetlerin kazandırılması konuları da görüşüldü. Halihazırda TUSAŞ’ın 2023’te tanıtacağı ANKA-3 ve Baykar’ın ilk uçuşunu gerçekleştirdiği KIZILELMA MİUS projeleri ile farklı ihtiyaçlara yönelik çözümlerin geliştirilmesi hedefleniyor. KIZILELMA’da, hava-hava ve hava-yer rollerinde kullanılabilmesi, yüksek manevra kabiliyetli olması gibi hususların dikkate alındığı insansız bir savaş uçağı üzerinde çalışıldığı görülüyor. KIZILELMA’nın TCG ANADOLU LHD’de konuşlandırılması ve geminin asıl vurucu unsurlarından olması planlanıyor. TUSAŞ’ın ANKA-3 MİUS’unda ise özellikle derin ve stratejik hava-yer taarruzları gerçekleştirebilecek, düşük radar kesit alanına sahip uçan kanat formunda insansız jet uçağı üzerinde çalıştığı tahmin ediliyor. Türkiye her iki proje ile jet motorlu insansız uçak tasarlayıp, üretebilen dünyadaki sayılı ülkelerden olacak. Çeşitli altyapı ve teknolojik kazanımların yanı sıra ortaya konacak operasyonel konseptlerle dünya İHA pazarındaki pozisyonumuz daha da ileriye taşınacak.
Toplantıdan Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki F-16’ların modernizasyonlarına yenilerinin eklenerek devam edilmesi yönünde bir karar da çıktı. Halihazırda yapısal iyileştirmeler ile platformların ömrü uzatılırken, Özgür Projesiyle de envanterdeki F-16 Block 30 savaş uçaklarının aviyonik modernizasyonu yapılıyor. Ayrıca bu projede ASELSAN’ın MURAD AESA radarı gibi HÜRJET ve MMU’da kullanılacak milli kritik teknolojilerin modernizasyonda olması planlanıyordu. MURAD radarı 2023’te ilk olarak AKINCI TİHA’ya entegre edilerek bir dizi testten geçirilerek, insanlı platformlar için kalifiye edilecek. Günün sonunda sektör modernizasyon projelerinden edindiği kazanımlarla F-16 Block 40 ve Block 50 uçaklarında modernizasyon uygulayabilecek seviyeye gelinebilecek.
Türkiye Yüzyılı’na Girerken Öne Çıkanlar: 2023 Hedefleri
2022’de milli istihbarat gemisi TCG UFUK, çeşitli elektronik harp ve radar sistemleri, PARS 6x6 MKKA, mühimmat bırakabilen BOYGA İHA ile gözcü İHA TOGAN gibi yerli çözümler envantere girdi. Ayrıca seyir füzelerimiz SOM ve ATMACA’ya güç verecek KTJ3200 turbojet motorlarında seri üretime başlandı.
Savunma sanayiinin ürettiği; komuta kontrol, mühimmat, radar ve motor gibi yüksek teknoloji gerektiren çözümler, güvenlik güçlerimizin ve dost ülkelerin hizmetine sunuluyor. Savunma ve havacılık ihracatında ise; 2012’de 1 milyar, 2018’de 2 milyar, 2021’de 3 milyar ve 2022’de 4 milyar dolar eşikleri geçilirken, 2023’te 5 milyar doların aşılması bekleniyor. 2022’de Türkiye tarihinde KAPLAN MT ile ilk tank ve ATAK ile ilk taarruz helikopteri ihracatları gerçekleştirildi. AKINCI’nın da ilk kez ihraç edildiği 2022’de hem mühimmatlarda hem de İHA sistemlerinde ihracat rekorları kırıldı. İhracat anlaşmaları birer birer imzalanırken, Türkiye Yüzyılı’na önemli gelişmelerle girilmesi planlanıyor. Gözü uzayda olan Türkiye’nin hem sonda roketi uzaya fırlatılacak hem de ilk milli haberleşme uydusu Türksat 6A ile İmece yer gözlem uydusu yörüngedeki yerlerini alacaklar. ATAK II taarruz helikopteri ve jet uçağı HÜRJET projelerinde ilk uçuşlar yapılacak. Milli Muharip Uçak projesinde hangardan çıkış hazırlıkları devam ederken, genel maksat helikopteri GÖKBEY envantere kazandırılacak. Ayrıca TEI tarafından TEI-TS1400 motorlarının ilk ikisinin TUSAŞ’a teslim edilerek GÖKBEY helikopterine takılması planlanıyor. Baykar’ın Bayraktar TB3 SİHA'yı gökyüzüyle buluşturması ve KIZILELMA MİUS projesinde de olgunlaşmaların yaşanması bekleniyor. Deniz projeleri kapsamında; TCG ANADOLU LHD gemisi, İSTANBUL fırkateyni, DERYA Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi (DİMDEG), PİRİREİS denizaltısı ve altıncı P-72 deniz karakol uçağı Türk Donanması’na teslim edilecek. Tüm bunların yanı sıra 2023’te TF-2000 muhribinde, Barbaros kıyı savunma sisteminde, motor ve ramjet itki projelerinde, insansız deniz ve kara araçlarında, TOLUN gibi hassas ve KARGI gibi dolanan mühimmat projelerinde önemli gelişmeler bekleniyor. Savunma sanayii, Türkiye Yüzyılı’nın da ülkemizin önemli kalelerinden biri olmaya devam edecek.