Kriter > Siyaset |

Batı Medyası Yine Başladı


Batı medyası yine sahneye çıktı. Amerikan, İngiliz ve Alman yayın organları erken seçim bahanesiyle yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iftiralar attı, Türkiye hakkında felaket senaryoları yazdı.

Batı Medyası Yine Başladı

Seçim süreçleri ve en ufak sokak eyleminde Türkiye’ye karşı akıl almaz karalama kampanyaları başlatan Batı medyası erken seçim kararıyla bir kez daha sahneye çıktı. Amerikan, İngiliz ve Alman yayın organları erken seçim bahanesiyle yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iftiralar attı. Türkiye hakkında felaket senaryoları çizdi.

Amerikan medya organları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın defalarca erken seçim yapılmayacağını söylemesi nedeniyle alınan kararın “şaşırtıcı olduğu”nu ancak seçimlerin sonucunun sürpriz niteliği taşımayacağını dile getirdi.

ABD’de kamu yayıncılığı yapan PBS Erdoğan’ın erken seçim kararıyla Türkiye’yi “gafil avladığı”nı yazarken “Bu karar henüz Erdoğan’ın karşısına çıkaracakları adayı belirlememiş olan muhalefet partilerinin de yarışa dezavantajlı bir şekilde başlamasını sağlıyor” ifadelerini kullandı.

ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times yıllardır dile getirdiği otokratikleşmenin altını bir kez daha şu ifadelerle çizdi:

“Bu seçimler Türkiye’nin cumhurbaşkanının daha da fazla yetki sahibi olduğu, başbakanlık makamının lağvedildiği ve parlamentonun yetkilerinin azaltıldığı başkanlık sistemine geçişini de öne çekmiş olacak. Erken seçimlerin bir diğer amacı da siyasi muhalefeti zayıflatmak gibi görünüyor.”

ABD’nin en çok satan gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ) da erken seçim kararını “kumar” olarak nitelendirdi. WSJ’de yer alan haberde “Cumhurbaşkanı Erdoğan rekor ekonomik büyümenin devam ettiği bir dönemde bir kez daha seçilmesine yardımcı olma ihtimali bulunan bir kumar oynayarak seçimleri bir yıldan daha uzun bir süreliğine erkene çekti. Yeniden seçilmesiyle birlikte Erdoğan geçen yıl düzenlenen referandumda kıl payı kabul edilen yeni düzenlemelerle çok geniş yetkilere sahip bir cumhurbaşkanı olacak” ifadeleri yer aldı.

Washington Post gazetesi ise Türkiye hakkında yine olumsuz bir resim çizerek “Ekonomiden gelen kötüleşme sinyalleri nedeniyle Erdoğan’ın seçim takvimini öne çekmiş olabileceğini söylüyor” dedi.

Guardian’ın Skandal İfadeleri

İngiliz basınında çok farklı bir durum yoktu. Seçim dönemlerinde Türkiye özel ekleri hazırlayarak tüm Avrupa’ya sayfalar dolusu “Türkiye’de ekonomik kriz çıkacak. Erdoğan’ın otoritesi güçlenecek” yalanlarını yazan Financial Times gazetesi haberi “Erdoğan U Dönüşü Yaptı ve Erken Seçim Dedi” başlığıyla duyurdu. Haberde “Türkiye Cumhurbaşkanı defalarca erken seçim olmayacağını, seçimin Kasım 2019’da yapılacağını söylemişti. Bu hızlı U dönüşünü ulusal güvenlik sorunları, Suriye ve Irak’taki istikrarsızlık ve başkanlık sistemine geçişi hızlandırma ihtiyacı ile gerekçelendirdi” ifadeleri yer aldı.

Guardian gazetesi Erdoğan’ın düne kadar seçimin 2019’da yapılacağını söylediği fakat ekonomik kaygılar nedeniyle seçimi erkene çektiği aktarıldı. Gazetenin köşe yazarı Simon Tisdall ise erken seçimle ilgili skandal ifadeler kullandı. Tisdall kanlı bir darbeyle Mısır’ın başına geçen Abdülfettah Sisi ile 2002’den beri katıldığı her seçimi kazanıp adeta bir halk devrimi yapan Erdoğan’ı aynı cümle içinde kullandı. Erdoğan’ın demokratik seçimlerin getirdiği saygınlığı istediğini ancak kaybetme riskini istemediğini yazan Tisdall “Bu açıdan Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, Rusya’nın Vladimir Putin’i veya Mısır’ın Abdülfettah Sisi’sinden farksız” diyerek tarafsız ve ilkeli Batı haberciliğinin mümtaz (!) bir örneğini sergiledi.

The Daily Telegraph gazetesi ise iç sayfalarında duyurduğu haberde “Erdoğan’ın muhalefeti bastırması ve gittikçe otoriterleşen iktidarını daha fazla konsolide etmesi nedeniyle kaygılar büyürken seçim tarihi Kasım 2019’dan Haziran 2018’e çekildi” ifadeleri kullanıldı. Gazeteye konuşan CHP Milletvekili Veli Ağababa “Seçimi erkene aldılar çünkü korkuyorlar. OHAL’den faydalanmak istiyorlar” dedi.

Alman Gazeteleri Geri Planda Kaldı

Konu Türkiye düşmanlığı ve terör desteğine gelince bayrağı kimselere kaptırmayan Alman gazeteleri ise bu kez çok da ön plana çıkmadı. Rhein-Neckar-Zeitung Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın erken seçim kararına ilişkin yorumunda bu kararın farklı sebepleri olduğunu ima ederek “Başlıca sebep şu: Kürtlere karşı savaş, Suriye’nin kuzeyindeki askeri operasyon. Tüm bunlar şu sırada etkileyici faktörler. Ancak savaş uzadıkça askeri operasyon da kuşku uyandırıyor.

Weser-Kurier gazetesi de “Cumhurbaşkanı açısından seçim tamamen pürüzsüz geçmeyebilir. Bunun nedeni ise ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum. Türk lirası dolar karşısında şimdiye kadar olmadığı kadar düşük sevide seyrediyor. Enflasyon kasıp kavuruyor ve ekonominin resesyona girme tehlikesi bulunuyor. Avrupa’dan yardım gelmesi ise olanaklı görünmüyor. Nitekim AB Komisyonu’nun bu hafta yayımladığı raporunda ‘Türkiye büyük adımlarla AB’den uzaklaştı’ saptamasında bulunuluyor. Ne kadar uzaklaşmış olduğunu da işte bu erken seçim kararı gözler önüne seriyor” dedi.

Deutsche Welle ise farklı bir noktaya parmak basarak yaklaşık 1 milyon 200 bin kayıtlı Türk seçmenin bulunduğu Almanya’da farklı görüşten siyasetçilerin “Türkiye’deki erken seçim mücadelesi Almanya’ya taşınmasın” dediğini kaleme aldı. DW’ye konuşan Başbakan Angela Merkel’in lideri olduğu Hrıstiyan Demokrat Birlik’in (CDU) Genel Sekreteri Annegret Kramp-Karrenbauer “Türkiye’de yaklaşan seçimlerdeki mücadele Almanya’da değil orada yapılmalı” dedi. Sosyal Demokrat Parti (SPD) Meclis Grubu İç Politika Sözcüsü Burkhard Lischka ise “Erdoğan seçim kampanyasını evinde yapmalı” dedi. Yeşiller Partisi eski Eş Başkanı Cem Özdemir de hükümetin eyalet ve yerel yönetimleri Türk siyasetçilerin seçim mitingleri düzenlemesine karar verme konusunda yalnız bırakmaması gerektiğini söyledi. Özdemir “Ülke genelini kapsayan bir düzenlemeye ihtiyacımız var” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Adalet ve Kalkınma Partisi’ne yönelik bir konuşma yasağı getirilmesini reddeden Özdemir böylesi bir yasağın “Erdoğan’ın kendisini mağdur gösterme durumunu daha da güçlendireceğini” ifade etti.

DW ayrıca erken seçim yorumunu geçmişte büyük bir PKK ve YPG destekçisi olduğunu kanıtlayan Alman Federal Meclis Milletvekili Sol Parti’li Sevim Dağdelen’e yaptırdı. Dağdelen’in manşete çekilen “Türkiye’de seçimlerin adil olma şansı çok az” sözleri ise Alman medyasının önümüzdeki iki ay içinde göstereceği yayın politikasının bir habercisi gibiydi.

Türk düşmanlığı konusunda özel bir yeri olan Bild de erken seçim için yine felaket senaryosu çizdi. Bild “Mart 2019’da yerel seçimler yapılacak. AKP, Ankara ve İstanbul gibi metropolleri kaybedebilir. Erdoğan parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu gelişmeden korkuyor. Yüksek enflasyon, kötüye giden ekonomi nedeniyle yaşam maliyeti daha da yükselip seçmenler Erdoğan’dan kaçmadan seçimleri öne almayı tercih etti” yorumunu yaptı.

Almanya’nın önemli politika dergisi Der Spiegel ise erken seçim kararı ile ilgili olarak Erdoğan’ın Afrin’deki askeri operasyonun popülaritesini kullanmak istediğini yazdı. Yazının devamında “Erdoğan erken seçim kararıyla muhalefeti gafil avladığına inanıyor. Gerçi CHP ve HDP erken seçimleri memnuniyetle karşıladı. Her iki taraf da kendilerini yeniden ortaya koymaya başladı” diyerek daha aday bile çıkaramayan muhalefete moral vermeye çalıştı.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası