Kriter > Siyaset |

Dijitalin Yüzyılı ve Adil Teknoloji


Adil Teknoloji, henüz tanımı net olmayan, bu anlamda oldukça soyut, ancak çağrışımı itibari ile “eşitlik” ve “adalet” kavramlarında olduğu gibi toplumsal gelişmeye istikamet verecek, yön gösterecek bir kavram. Adil teknolojiyi tanımlamak ve bu istikamette yol almak, şüphesiz Türkiye Yüzyılı vizyonunun ve Dijitalin Yüzyılı söyleminin önemli bir parçası olacak.

Dijitalin Yüzyılı ve Adil Teknoloji

Dijitalleşme sürecinin tüm hızıyla devam ettiği şu günlerde, teknolojinin gündelik hayatımızı önemli ölçüde şekillendirmeye başladığını görüyoruz. İş hayatımızdan sosyal iletişimimize son dönemde gündeme gelen teknolojiler, kendi kullanım kültürlerini oluşturarak, bireylerde çeşitli alışkanlıklar oluşturuyor ve bu şekilde geniş toplum kesimlerini de etkileme iddiası taşıyor.

Teknoloji, şüphesiz hayatımızı birçok noktada kolaylaştırırken, üretim verimliliğini artırıyor ve dolayısıyla gerek toplumumuza gerekse de genel anlamıyla insanlığa önemli kazanımlar sağlıyor. Ancak, sosyal medya kullanımındaki dezenformasyon süreçlerinde de gördüğümüz gibi teknolojinin bireysel ve toplumsal hayatlarımızı olumsuz anlamda etkilediği durumlar da artık çok fazlasıyla mevcut.

Teknoloji söz konusu olduğu zaman, genel itibariyle teknolojinin gündelik yaşam üzerindeki etkisinin doğrudan ve yalnızca “teknolojinin nasıl kullanıldığı” ile ilgili olduğu dile getirilir. Bu söylem, kısmen doğru olmakla birlikte, toplum ile teknoloji arasındaki etkileşimin tüm dinamiklerini kapsamamaktadır. Zira, teknoloji girişimcileri ve firmaları tarafından hayata geçirilen ürünler, bizatihi tasarımları itibariyle de kendi kullanım kültürlerini oluştururlar. Bu anlamda teknolojinin hayata etkisi, nasıl kullanıldığının yanında, teknolojinin veya teknolojik ürünün nasıl tasarlandığı ve nasıl geliştirildiği ile de ilgili olarak belirginleşir.

Teknolojinin hayatımıza, toplumumuza, kültürümüze etkilerini nasıl yönetebiliriz, başka bir deyişle olumlu yönleri ile öne çıkan, olumsuz etkileri ise yönetilebilen teknolojileri nasıl hayata geçirebiliriz? Biz, AK Parti Bilgi ve İletişim Teknoloji Başkanlığı olarak bu amacı, “Adil Teknoloji” terimi ile kavramsallaştırıyoruz. Adil Teknoloji, henüz tanımı net olmayan, bu anlamda oldukça soyut, ancak çağrışımı itibari ile “eşitlik” ve “adalet” kavramlarında olduğu gibi toplumsal gelişmeye istikamet verecek, yön gösterecek bir kavram. Adil teknolojiyi tanımlamak ve bu istikamette yol almak, şüphesiz Türkiye Yüzyılı vizyonunun ve Dijitalin Yüzyılı söyleminin önemli bir parçası olacak.

 

Adil Teknoloji

“Adil” ve “Adalet” kelimeleri, şüphesiz tanımlaması zor, ancak yönlendirici kavramlar. Medeniyetimizin temel taşlarından olan bu kavramlar, İslam felsefesinde de Plato ve Aristo’dan başlayarak Batı felsefesinde de yoğun şekilde çalışılan mefhumlar. Çok net tanımlarını yapmanın zor olmasına karşın, bu kavramların şekillendirdiği sistemlerin özellikleri, zihnimizde net olarak canlanıyor. Bu ve benzeri evrensel kavramlar, net tanımlara sahip olmasalar da esasen insanlığa, özellikle de bizim medeniyetimizde, feyz veren, istikamet veren kavramlar.

“Adil Teknoloji” kavramını, adalet ve teknoloji kavramlarının birleşimi hatta kesişimi olarak algılayabiliriz. Teknoloji kavramının manevi değerleri işaret eden “Adalet” gibi kavramlar ile birlikte kullanılması, bazıları tarafından yadırganabilir. Zira, teknoloji, kimileri için tekniğin soğuk, adeta metalik çağrışımları ile dolu. Değerler noktasında “nötr” bir kavram olarak gözüküyor. Yazının başında da belirttiğimiz gibi bu yaklaşım daha çok “teknoloji nasıl kullanıyorsan öyle etki eder, adaletli kullanırsan adaletli olur” algısı üzerine kurulu olsa gerek. Ancak kısaca değinmiş olduğumuz gibi içinde bulunduğumuz dijital dönüşüm sürecinde, geliştirilen teknolojik ürünlerin bizatihi kendi içkin özellikleri, kullanım kültürüne takiben de toplumsal etkilere yol açıyor. Dolayısıyla teknolojinin adaletli kullanımından bahsedebilmek için, öncelikle adalet tesis etmeye yatkın teknolojileri hayata geçirmek durumundayız.

“Adil Teknoloji” kavramını tanımlamak güç olsa da bu teknolojinin özelliklerini sıralayabiliriz. Adil Teknoloji, kullanımı noktasında insanlığa ve toplumlara olumsuz etkileri mümkün olduğunca az, insanın yaratılıştan gelen zihinsel ve fiziksel limitasyonlarını/zaaflarını suiistimal etmeyen, dezenformasyonu yaymak noktasında özellikle kullanışlı olmayan, insanlar arasında eşitsizlik oluşturmayacak olan, geniş toplum kesimleri tarafından ulaşılabilir olan, ele alınan teknolojiyi kullananların, kullanmayanlara bu yolla zarar veremeyecekleri, dar çıkar gruplarının büyük kitleler üzerinden vesayet kurmak için kullanamayacakları yine kullanıcıları doğal kaynakları limitsiz kullanmaya yönlendirmeyecek teknolojilerdir. Bu betimlemeyi genişletmek mümkündür.

Erdoğan
Cumhurbaşkanı  Erdoğan, AK Parti Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanlığı tarafından düzenlenen 'Blokzincir İstanbul' etkinliğine katılarak konuşma yaptı. (Serhat Çağdaş/AA, 21 Ekim 2022)

 

Bugün Kullandığımız Teknolojiler Ne Kadar Adil?

Günümüze kadar uzanan teknolojik atılımlar, gerek İslam medeniyetlerinin harita, matematik, astronomi, bilim ve teknoloji alanlarında önemli katkılar sağlayan buluşları gerekse Batı medeniyetinin katkılarıyla hayat buldu; özellikle sanayi dönüşümünden itibaren de genellikle Batı dünyasının uhdesinde hayat buldu. Buharlı makinalardan elektrik enerjisi ile çalışan sistemlere, bilgi işleme sistemlerine kadar genellikle Batı coğrafyalarının kurguladıkları ürünler, küresel olarak yaygınlık kazandı ve önemli dönüşümlere ön ayak oldu.

Teknolojik ürünler, sanayi dönüşümünden başlayarak hayatımızı yoğun bir etki ile şekillendirdi. Söz gelimi elektrik lambası, gece ve gündüz ayrımını adeta ortadan kaldırırken, hızlı ulaşım imkanları ticaret dünyamızı yeniden kurguladı. İnternet teknolojilerinin gelişmesi ile farklı coğrafyalardaki insanlar arasında daha yoğun bir iletişim başladı ve kişiler birçok açıdan kendi yaşam tarzlarını ve seviyelerini, yakın çevrelerinden ziyade uzak coğrafyalardaki insanlarla karşılaştırmaya başladı. Dolayısıyla zihin dünyamızın temelleri olarak mutluluk/mutsuzluk gibi kavramlar dahi bazıları tarafından sorgulanır, yeniden tanımlanır oldu.

Sosyal medya teknolojilerinin yaygınlaşması ise tarihte belki de ilk defa geniş kitleler tarafından sivil amaçlar ile kullanılan bir teknolojinin doğru şekillendirilmediği zaman, adalet algısına ne kadar zarar verebileceğini gösterdi. Bu mecralar, yapıları gereği, kötü niyetliler tarafından alabildiğine dezenformasyonun yapılabildiği alanlar olarak öne çıktılar. Mecralarda kişilerin doğru bilgi alma, manipülasyona maruz kalmama gibi hakları rahat bir şekilde ihlal edildi. Kişiler arasındaki iletişimi artırmasına karşın, yankı odaları oluşturan, insanları birbirlerinden izole eden ve hatta onları birbirlerine karşı düşmanlaştıran bu ortamlar, aynı zamanda dünya çapında iletişim dilini de sertleştirdi. Birey bazında ise insan doğasına son derece aykırı bir şekilde, kişinin gördüğü paylaşımlar yoluyla dakikalar içerisinde mutluluk, onay, sevgi ve mutsuzluk, nefret gibi çelişik duyguları bir arada yaşamasına sebep olan suni ve denge bozucu ortamlar ortaya çıktı.

Sosyal medya teknolojilerinin hayatımıza getirdiği kazanımların yanı sıra sebep olduğu bu olumsuzluklar, şüphesiz kullanım tarzından ziyade geliştirilen teknolojinin/ürünün tasarımı ile ilintili. Güncel tasarımın dezenformasyona son derece açık olması bu yönde bir kullanım kültürünün oluşmasını tetikledi ve muhtemelen bu nedenle de toplumlarda yankı odaları oluştu.

Yakın gelecekte, teknolojik gelişmelerin daha farklı olumsuz etkileri ile karşı karşıya kalınabilir. Söz gelimi son günlerde gündeme sıkça gelen yapay zeka teknolojileri, dezenformasyon süreçlerini daha zahmetsiz hale getirebilir, yanıltıcı bilgileri yeni gelişen olaylar karşısında daha yüksek bir hızla piyasaya sürülmesini sağlayabilir, hatta daha da vahimi, bu yalan haberlerin inandırıcılığı artıracak “kalite”de olmalarını mümkün kılabilir.

Benzer şekilde gelişmekte olan otomasyon teknolojilerinin yaygınlaştırılmasının istihdam problemleri oluşturabileceğine veya kullanıldıkları alanlarda önyargılı kararlar alınmasına sebep olabileceklerine dair kaygılar da söz konusu.

Tüm bu potansiyel sorunlarla mücadele etmek noktasında, önceliğimiz şüphesiz insan dostu mecralar, insanın yerini almaktan ziyade insanı tamamlayacak yapay zeka teknolojileri geliştirmek olmalı.

 

Adil Teknoloji Nasıl Hayata Geçer?

Dünyada teknolojik gelişmelere baktığımızda yeni bir kırılma noktasına yaklaştığımızı görüyoruz. Bilgisayar ağları noktasında bir tarafta Web 2.0, bulut bilişim ve benzeri merkeziyetçiliği ön plana çıkaran teknolojiler, diğer tarafta -biraz da çelişkili bir şekilde- Web 3.0 kapsamında ele alınan blokzincir gibi dağıtık yapılar ön plana çıkıyor. Bunların yanında yapay zeka gibi hızla gelişmekte olan alanlar görülüyor. Kısaca ifade etmek gerekirse sanayi dönüşümünden farklı olarak, dijital dönüşüm süreci teknolojik anlamda birçok farklı kulvardan ilerleyen ve sonucu, istikameti henüz tam oturmamış bir süreç.

Bu süreçte, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu “Türkiye Yüzyılı” vizyonu doğrultusunda, dünyaya “Adil Teknoloji” kavramını sunmamız ve bunun içeriğini doldurmamız büyük önem taşıyor.

Önceki bölümde verdiğimiz örneklerden hareketle, teknolojik karmaşıklık artıkça, insan odaklılığın azalma riskinin de fazlalaştığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla teknolojik karmaşıklığın ve belirsizliğin büyüdüğü şu dönemde, AK Parti olarak böyle bir iddia ortaya koymamız önemli.

Teknolojik ürünlerin kullanımımıza sunulması sürecini gözden geçirdiğimizde, çeşitli aşamaların ön plana çıktığını görürüz. Temel teknik yeteneklerin geliştirilmesi, bu temel tekniklerin bir ürün kapsamında, birbirleri ile uyumlu bir biçimde çalışacak şekilde kurgulanması ve bir ürün kapsamında tasarlanması süreçleri sonucunda, yüksek teknolojili ürünlerin kitlesel kullanıma açılması söz konusu. Burada dikkat etmemiz gereken nokta bu sürecin tüm halkaları ile bir bütün olduğudur. Bu anlamda, ürünün tasarım aşamasından itibaren ortaya çıkacak teknolojinin birey, toplum ve doğa üçgeninde uyumlu ve olumsuz etkileri mümkün olan en az düzeyde tutacak şekilde konumlandırılması önemli.

Unutmamak gerekir ki bir teknolojik ürünü tasarladığımız doğrultuda, bir kullanım kültürü ve toplumsal etki oluştururuz. Dolayısıyla, teknolojik ürün geliştirme sürecinin daha ilk aşamalarından -tasarım aşamasından- itibaren insanın doğal limitasyonlarını suistimal etmeyen, onu yönetemeyeceği kadar çok bilgi ile yüklemeyen, yalan haberlere yönlendirmeyen, alışkanlık veya bağımlılık oluşturmayan, güven bunalımı yaşatmayan kurguları öncelemek önemli. Teknolojiyi nötr konumlamaktan ziyade, kişiyi iyiye, güzele yönlendiren bir yaklaşım gerekli.

Şüphesiz bu tasarım ve ürün yönetimi noktasında yeni bir yaklaşım, yeni bir “ekol” olarak ortaya çıkabilir.

 

Türkiye Yüzyılı’nda Adil Teknoloji

Adil teknolojiyi sağlamanın yolu şüphesiz tasarım süreçlerine yeni bir yaklaşım geliştirmek ve bu süreçleri az sayıdaki büyük firmanın tekelinden kurtarmak. Firmaların tasarım kültürü olabileceği gibi ülkelerin ve milletlerin de tasarım kültürleri olabileceğini ortaya koymak ve bunu Türkiye özelinde göstermek.

Tasarım süreçlerine ve takip eden ürün yönetimi çalışmalarına kendimize özgü, medeniyetimizle, insani değerlerimizle uyumlu bir yaklaşım geliştirmek, insanı önceleyen ürünleşme stratejileri geliştirmek şüphesiz Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizin önceliklerinden biri olacak.

Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde, özellikle dijital tasarım ve ürün yönetimi noktasında önemli avantajları olduğu hepimizin malumu. Yenilikçi iş kültürümüz, teknoloji kullanma noktasındaki iştahımız, küresel proje yürütme noktasında önem arz eden stratejik coğrafi konumumuz, değişimlere hızlı adapte olabilen yönetim tarzımız ile dünyada tasarım ve ürün yönetimi süreçlerine yeni bir bakış geliştirebiliriz. Türkiye Yüzyılı, Türkiye’nin bu anlamda bir tasarım merkezi, ürün yönetim merkezi olduğu bir süreç olacaktır.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası