Kriter > Dosya > Dosya / Türkiye'de ve Dünyada İstihbarat |

İstihbarat Örgütlerinin Yapılanmasına Etki Eden Faktörler ve Küresel İstihbarat Örgütleri


Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte dünyada meydana gelen belirsizlik ortamı, sonrasında yaşanan bölgesel krizler, artan asimetrik tehditle birlikte daha karmaşık bir hale gelen melez savaş ortamı ve bilgiye duyulan ihtiyacın artması gibi sebepler, istihbarat örgütlerini yeniden büyük bir değişime itti. Askeri alanda yaşanan teknolojik gelişmelerin coğrafi kısıtlamaları azaltması da, örgütlerin yapılarında yaşanan değişimin bir başka önemli sebebi.

İstihbarat Örgütlerinin Yapılanmasına Etki Eden Faktörler ve Küresel İstihbarat Örgütleri

Devletler, istihbarat örgütlerini jeopolitik konumlarına, stratejik hedeflerine, tehdit algılarına ve imkan/kabiliyetlerine göre şekillendirirler. Yapılanma sürecinde, etkin ve güçlü bir istihbarat için merkezi bir anlayışı öne çıkarırken bir yandan da gücün tek elde toplanmasının getireceği risk ve tehditleri düşünmek zorundadırlar.

Soğuk Savaş dönemiyle birlikte istihbarat örgütlerinin yapılanmalarında önemli bir değişim gerçekleşmişti. İki kutuplu dünya düzeninde, daha kurumsal bir yapının ve uzmanlık alanlarının ön plana çıktığı, teknolojik gelişmelere paralel olarak etki ve ilgi alanlarının genişlediği bir süreç yaşanmıştı.

Soğuk Savaş dönemi aynı zamanda pek çok devletin bugünkü istihbarat teşkilatlarının temelinin atıldığı dönemdir. 1947’de kurulan CIA (ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı), 1954’te kurulan KGB (Sovyetler Birliği Devlet Güvenlik Komitesi), 1951’de kurulan MOSSAD (İsrail İstihbarat ve Özel Görevler Enstitüsü) belli başlı örneklerdir. İngiltere de istihbarat teşkilatlarıyla ilgili önemli düzenlemeleri bu dönemde yaptı. Ayrıca pek çok devlet kendi istihbarat teşkilatlarını bu dönemde kurdu ya da yapılandırdı.

 

Soğuk Savaş Sonrası İstihbarat Örgütlerinin Değişimi

Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte dünyada meydana gelen belirsizlik ortamı, sonrasında yaşanan bölgesel krizler, artan asimetrik tehditle birlikte daha karmaşık bir hale gelen melez savaş ortamı ve bilgiye duyulan ihtiyacın artması gibi sebepler, istihbarat örgütlerini yeniden büyük bir değişime itti. Askeri alanda yaşanan teknolojik gelişmelerin coğrafi kısıtlamaları azaltması da örgütlerin yapılarında yaşanan değişimin bir başka önemli sebebi.

Günümüzde ise bölgesel güç mücadeleleri ön plana çıkarken, devletler göç, terör ve siber tehditler başta olmak üzere asimetrik tehditleri en aza indirmeyi hedefliyor.

Kutuplara ayrılmış bir dünya, istikrarsız devletler ve bölgesel çatışmalar, küresel güçlerin arzuladığı bir ortam sunuyor, kendilerine bağlı ve bağımlı yapıları daha fazla kendilerine muhtaç hale getiriyor. Bu açıdan bakınca dünyayı kendi çıkarlarına göre düzenlemek isteyen küresel güçlerin krizleri, iç çatışmaları, darbeleri, terör örgütlerinin kurulması ve yapılandırılmasını, suikastları, uyuşturucu dahil ekonomik değerlerin paylaşımını birbirleriyle eşgüdüm içinde planladıkları, iş birliği ve hatta iş bölümü içinde çalıştıklarını söylemek yanlış olmaz. Bu süreçte istihbarat örgütlerine de önemli roller biçiliyor. Bilgi paylaşımı ve bilgi değişiminin ötesinde ortak örtülü operasyonlara kadar uzanan çok yakın ilişkiler kuruluyor. Hedef ülke veya toplumun güçlü ve zayıf taraflarının ortaya çıkarılması, kırılganlıkların belirlenmesi ve tetikleyecek mekanizmaların hazırlanması için özel askeri şirketlerin yaygın kullanımı bu sürecin bir sonucu.

Tüm bu değerlendirmelerin ışığı altında istihbarat örgütleri, haber toplama, erken ikaz ve karşı istihbarat görevlerine ilaveten strateji belirleme, yönlendirme ve icra gibi fonksiyonları da yerine getirecek şekilde yapılanmaya ihtiyaç duyuyor. Hayatta kalmanın, güçlü ve caydırıcı olmanın ancak etkin bir istihbarat yapılanması ile mümkün olduğu herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Bu açıdan istihbarat; ekonomiden sosyolojiye, teknolojiden siyasete kadar uzanan geniş tabanlı bir çalışma alanına sahip ve önemli bir bilim dalı olarak da kabul edilebilir.

Güvenlik

Devletlerin İstihbarat Yapılanmaları

Soğuk Savaş döneminde ABD ve Sovyetler Birliği benzer istihbarat yapıları kurarak, benzer faaliyetler gerçekleştirdiler. Bu yapılanmalar ile dost ve düşman ayrımı yapmaksızın tüm dünyada haber topladılar, örtülü faaliyetlerde bulundular. Nükleer tehdit, bu çalışmaların odak noktasıydı. Tehdit olarak algıladıkları karşı ideolojilere sahip ülkelere yönelik olarak; propaganda, medyanın kullanımı, suikastlar, terör örgütlerinin ve muhalif yapıların kurulması ve desteklenmesi ile askeri darbelerin planlanması gibi örtülü faaliyetler ortaya koydular.

 

ABD’nin İstihbarat Yapısı

Jeopolitik olarak, coğrafyasının getirdiği avantajla kuşatılması zor bir konumda bulunan ABD, bu dönemde, stratejik olarak tüm dünyayı kontrol etmeyi hedefleyen, tehdidi yerinde yok etmeyi amaçlayan bir anlayışla, dünyayı ve uzayı etki alanında tutmayı önceleyen bir yapılanmaya yöneldi.

ABD İstihbarat Topluluğu (IC), iç ve dış istihbarat faaliyetlerini yürütmek üzere yapılandırılmış 16 ayrı istihbarat teşkilatından oluşuyor. Topluluğun başında doğrudan ABD başkanına karşı sorumlu olan Ulusal Güvenlik Direktörü bulunuyor. Bu 16 teşkilattan en çok bilineni ve en büyüğü dış istihbarat ve dış operasyonlardan sorumlu olan CIA’dir ve hükümete bağlıdır. Topluluk içindeki diğer 15 teşkilatın 8’i Savunma Bakanlığı bünyesinde, 2’şer tanesi İç Güvenlik Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı, 1’er tanesi de Enerji, Dışişleri ve Hazine Bakanlığı bünyesinde teşkilatlandırılmıştır.

Savunma Bakanlığı bünyesindeki NSA (Ulusal Güvenlik Ajansı) dünya üzerindeki tüm iletişim ve haberleşme sistemini izlemekle sorumludur ve dünya üzerinde en çok veri toplayan yapı olduğu değerlendirilmektedir. Adalet Bakanlığı bünyesinde bulunan FBI (Federal Soruşturma Bürosu) ise iç güvenlik konusunda yapılandırılmış olup terörizm, karşı casusluk ve suç araştırma konularında çalışır.

 

Büyük Değişimin Altyapısı ve Rus İstihbaratı

Rusya’nın istihbarat anlayışında temel konu güvenliktir ve diğer gelişmiş istihbarat örgütlerinin aksine siyasi bir yapıdadır. Sovyet döneminde KGB, özellikle Soğuk Savaş dönemindeki etkinliğiyle, istihbarat tarihinin en güçlü istihbarat servislerinden biri olmuştu.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla iç güvenlik görevlerini FSB (Rusya Federal Güvenlik Servisi) üstlendi, ayrıca karşı casusluk, organize suçlar, terörizm ve uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadeleden sorumlu oldu. Merkezi yapısıyla FSB, tüm bilgileri tek birim üzerinde toplarken, kurumlar ve toplum üzerinde KGB’nin uyguladığı baskıcı anlayışı da devam ettirdi. Komünist Parti’nin siyasi hayatını sona erdiren ve büyük değişimin altyapısını hazırlayan da FSB oldu. Halen Rusya’nın başında olan Putin 1998-1999’da FSB’nin başkanlığını yapmıştı.

Dış istihbarat servisi olan SVR (Rusya Federasyonu Dış İstihbarat Servisi), Rus dış politikasına yön veren en temel kurumdur. Diğer ülkelerin istihbarat örgütleri ile görüşmeler yapmak ve terörizme karşı faaliyetlerde bulunmak üzere yetkilendirilmiştir. Dünya üzerindeki iletişim ve haberleşme sistemini izlemek üzere ise FSO (Rusya Federasyonu Özel İletişim ve Bilgi Servisi) görev yapmaktadır.

Rusya’da askeri istihbarat GRU (Baş İstihbarat Dairesi) tarafından yürütülür. Halen Rusya'nın en büyük istihbarat teşkilatıdır. Kurulduğu 1918’den bugüne kadar yapısı ve faaliyetleriyle ilgili detaylı bilgilere ulaşılamamıştır. En son üniformalarında herhangi bir işaret bulunmayan ve “yeşil adamlar” olarak adlandırılan silahlı bir grup, Şubat 2014’te Kırım'da parlamentoyu, askeri üsleri ve havaalanlarını ele geçirmiş ve bunların GRU mensubu oldukları iddia edilmişti.

 

İngiltere’nin Kökleri Çok Eskiye Uzanan İstihbaratı

İngiltere, tarihe yön veren pek çok olayda adı geçen, sınırları belirleyen istihbarat çalışmalarıyla, kökleri en eskiye uzanan yapılanmadır. Kendi çıkarları doğrultusunda, hedef ülkelerde siyasi, askeri ve ekonomik operasyonlarla yönetimleri belirleme, bu doğrultuda propaganda yapma, krizler çıkarma ve hatta darbeler planlama konularında önemli bir deneyime sahiptir. Sahip olduğu sosyal analiz yetenekleriyle ve tecrübesiyle küresel çapta faaliyet gösterebilmiş, gelişen teknolojiye uyumuyla da bunu sürdürülebilir kılmıştır. İstihbaratın siyasi bir güç haline dönüşmesini engellemek için yapılanmasını, bağımsız birimler ve yüksek eşgüdüm esasına dayandırmıştır.

1909’da kurulan MI5 iç istihbarattan, MI6 ise dış istihbarattan sorumludur. Sonraki yıllarda isimleri Güvenlik Servisi (SS) ve Gizli İstihbarat Servisi (SIS) olarak değiştirilse de ilk kuruldukları zamanki bölüm numaralarından aldıkları isimleriyle anılmaya devam etmişlerdir. Küresel hedefleri örtüşen ABD ile yakın ilişki içindedir.

Hükümet İletişim Merkezi (GCHQ), siber saldırılara ve tehditlere karşı kurulmuş, iletişim ağlarını kullanarak küresel düzeyde veri toplamak ve analiz yapmak üzere yapılandırılmıştır. Savunma İstihbaratı (DI) ise askeri istihbarattan sorumlu olan ve Savunma Bakanlığına bağlı çalışan birimdir.

 

Beş Ayrı Teşkilattan Oluşan İsrail İstihbaratı

İsrail, konumlandırıldığı bölgede, kuruluşundan bu yana coğrafi olarak kendisini çevreleyen Arap ülkelerinden yoğun bir tehdit algısı içinde. Bu nedenle en önemli stratejisi güvenlik olmuş, tehdit algısının yüksek olduğu istikrarsız bir bölgede hayatta kalmayı istihbarat yapılanması sayesinde başarmıştır. İstihbarat teşkilatlarının etkinliği ve başarısı, toplum gözünde onları siyasetçilerden daha güvenilir bir noktaya taşımıştır.

İsrail istihbarat teşkilatları en az bilinen, en gizli olan teşkilatlardır ve beş ayrı servisten oluşur. İç istihbarattan sorumlu olan Şabak (Shin-Beth), askeri istihbaratı yürüten Aman, yurt dışındaki örgütlerle bağlantılardan sorumlu Varash, yurt dışındaki Yahudileri nüfusu artırmak için ülkeye getirmekle görevlendirilen Aliyah Beth ve dış operasyonları yürüten, küresel çapta örtülü faaliyette bulunma imkan ve kabiliyetine sahip ve en bilinen teşkilat olan MOSSAD.

İsrail devletinin bekasını sağlamakla görevli olan MOSSAD, tüm dünyaya yayılmış Yahudiler, bunlara ait dernek, cemaat ve kuruluşlar ile müzahir grupların da desteğiyle küresel düzeyde etkin olmayı başarmıştır. MOSSAD’ın Yahudi toplumunun yaşadığı ABD, Avrupa ve eski doğu bloku ülkelerinde de yapılanması mevcuttur. Personel sayısının az olmasının kazandırdığı gizlilik ve esneklik, eğitime önem vermesi ve tüm dünyaya yayılmış tutucu Yahudi toplulukları, teşkilatın güçlü tarafıdır. Bu özellikleri, onları diğer ülke teşkilatlarından ayırır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası