31 Mart 2024 Yerel Seçimlerine “özü başına” gitme kararı alan, partinin ağır toplarının istifalara kadar giden baskılarına rağmen bu kararından dönmeyen İYİ Parti, seçim sonrası aldığı netice ile büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Neticenin sorumluluğunu “tek başına” üstüne aldığını söyleyen Meral Akşener, genel başkan adayı olmamak üzere 5. Olağanüstü Kongre kararını ilan etti. Kongre, dört adaylı bir yarışa sahne oldu, perde gerisinde Akşener’in desteğini alan Müsavat Dervişoğlu üçüncü turda seçildi ve İYİ Parti genel başkanı oldu…
Bu kongre ile parti duruldu mu? Elbette ki bu soruya “evet” cevabı vermek kolay değil… Peki yakın bir gelecekte durulur ve yeniden büyüme, yükselme eğilimi kazanır mı? Bu soruya da şu anda “evet” cevabı vermek mümkün değil…
Yeniden Toparlama
Müsavat Dervişoğlu deneyimli bir siyasetçi. Milliyetçi Hareket Partisi içinde uzun yıllara dayalı bir siyasi birikimi var. Sonrasında Devlet Bahçeli’ye karşı genel başkan adayı oldu. Başarılı olamadı. İYİ Parti kurulurken de en önde idi. Parti’nin kuruluşundan itibaren de yine hep vitrindeydi; genel başkan yardımcılığı, grup başkan vekilliği gibi görevleri ifa etti. Dolayısıyla hem içinden çıkıp geldiği Milliyetçi Hareket Partisi’ni tanır, hem de kendi partisinde kim kimdir, ne kadar etkisi ve gücü vardır, nereden ve neden gelmiştir, bilir…
Bu elbette Dervişoğlu için muazzam büyük bir avantaj. Çünkü, şu anda partinin omurgasını oluşturan isimlerin de parti içinde kendisinin yanında olan veya karşı olan isimlerin de önemli bir kısmı Milliyetçi Hareket Partisi içinde siyaset yapmış isimlerden oluşuyor.
Diğer yandan parti, yola çıktığı zaman “merkez”e oturmak için ihtiyaç duyduğu, hatta oylarının önemli bir şekilde yukarı tırmanmasına vesile olan isimleri de Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş operasyonları ile kaybetmişti ki, yansımaları yerel seçimde ciddi anlamda görüldü, İYİ Parti adeta eridi ve süreç Akşener’in ayrılmasına kadar ilerledi…
Şimdi bu isimler olmadan “merkez” görüntüsü vermesi mümkün görünmüyor. Diğer yandan olağanüstü kurultayda “yenilen” Koray Aydın’a destek verenlerin de son tahlilde partinin yarısına yakını olduğu düşünüldüğünde ve bunlardan çok sistemli gibi görünmese de sıklıkla istifa haberleri geldiği göz önüne alındığında, yine bir “küçülme” daha yaşanacağı anlaşılıyor…
Her ne kadar Koray Aydın, istifaları üzüntü ile karşıladığını ifade etse, olağan kurultayda bir kez daha aday olabileceğine dair ihtimaller üzerinde durulsa da görünen o ki ayrılmalar devam edecek…
Müsavat Dervişoğlu’nun partiden ayrılan milletvekillerine yönelik geri dönün çağrısına mukabil Adana Milletvekili Bilal Bilici’nin istifası kamuoyuna yansımıştı. 14 Mayıs 2023 seçimlerinde İYİ Parti’den seçilen ve istifa eden milletvekillerinin ve yine parti yöneticilerinin bir kısmı CHP’ye katılmış, bir kısmı ise siyasetlerini bağımsız olarak sürdürürken; yeni istifalar elbette Dervişoğlu için hiç de iyi bir sonuç değil…
Muhalefet Hırçınlığındaki Tutum
Ancak, bunu çok da hayretle karşılamamak lazım. Müsavat Dervişoğlu, kongre konuşmasında bile partisindeki erimeyi doğru tahlil etmek, ona göre bir konuşma ile parti delegelerine hitap etmek yerine, hükümeti ve cumhurbaşkanını hedef alan bir konuşma gerçekleştirmişti.
Oysa partinin erime nedeni en başından itibaren CHP ile girmiş oldukları simbiyotik ilişki modeli idi. CHP ile bu ilişki sonucunda, özellikle büyükşehir belediyelerinin açtığı alan ile İYİ Parti kademelerinde yer almalarına rağmen parti mi, CHP mi tercihinde pek çok ismin CHP’ye yöneldiğini fark etmemiş ve varlıklarını esas tehdit eden faktörü görmemiş gibi, hükümet karşıtı bir söylem, cumhurbaşkanını hedef alan bir yaklaşım, belki de CHP ile açık ilişkinin devamını savunan Koray Aydın’a yönelik bir etki azaltma tavrı olarak da görülebilir. Ancak, kongre sonrasında bile tavrın sürdürülmesi çok da makuliyet içermiyor…
Her şeyden önce, Türkiye seçimsiz bir dört yıllık döneme girmişken, İYİ Parti’nin varlığını sürdürebilmesi için en iyi yol, etkin ve verimli bir muhalefetten geçmektedir. Bu ise, CHP’nin bile terk etmeye uğraştığı, hırçın, tıkayıcı, engelleyici, her şeye karşı çıkan bir muhalefet tarzı ile olmayacaktır.
Bu ancak, CHP’nin bıraktığı yerden devam etmek anlamına gelir ki, bunu Meral Akşener de yapmış, CHP’nin sessiz sedasız siyaset yaptığı dönemlerde; il il, ilçe ilçe gezmiş, çarşı pazar dolaşmış ve CHP’nin söylemleriyle hırçın bir muhalefet yapmıştı. Sonrasında ise CHP alanlara dönmüş, adeta “nerede kalmıştık?” dercesine İYİ Parti’yi yedeğine alarak söylemlerin asli sahibi olduğunu göstermişti…
Aynı siyaset tarzının Anayasa değişikliği sürecinde sürdürüldüğü görülüyor. Müsavat Dervişoğlu, partiler arası görüşmelere kapıları kapatırken, Anayasa değişikliği çalışmalarına katkı vermeyeceklerini söylüyor. Bunu yaparken de CHP’nin yıllardan beri sürdürdüğü, sonrasında da yine “nerede kalmıştık?” kabilinden devam edecekleri bir siyaset için zemin hazırlıyor.
Hür ve Müstakil Olmak
Burada bir önemli husus var: İYİ Parti’yi çökerten Cumhur İttifakı veya AK Parti değildi. İYİ Parti’yi çökerten CHP ile girmiş olduğu ilişki idi. İYİ Parti’ye verilen en önemli misyon, MHP’den koparabildiği kadar oy koparması ve bunları CHP ile ittifak içinde iken ister kendisinde, isterse CHP’de konsolide etmesi idi. Nitekim İYİ Parti bunu başardığı ölçüde CHP için çok makbuldü. 2019 seçimlerinde İYİ Parti adaylarının hiçbir il ve büyükşehirde kazanmamasına rağmen başta İstanbul ve Ankara CHP’li büyükşehir belediye başkan adaylarının ve pek çok il adayının seçilmesinde İYİ Parti kilit rol oynamış, üstelik, milliyetçi seçmenin tepki göstermesi beklenen HDP ittifakı da perdelenmişti…
Gelinen noktada, İYİ Parti’nin neden kaybettiğini çok iyi analiz etmesi, çıkış yolları için de gerçekten de “hür ve müstakil” olmayı deneyebilmesi önemlidir. Seçim kaybı ile birlikte “hür ve müstakil olmak için bedel ödedik” diye bir çıkarsamada bulunmak elbette önemlidir. Ancak bu ödenen bedel, gerçekte “hür ve müstakil olmak için” değil, “hür ve müstakil bir parti olarak” kurulup yola çıkılmadığı içindir.
İYİ Parti olmasaydı, ne 2019 seçimlerinde, ne 2024 seçimlerinde eski veya yeni hiçbir “milliyetçi”nin oyu, HDP veya DEM’li CHP ile buluşmazdı. CHP de şimdi başardığını düşündüğü cam tavanı kırma emeline, ereğine ulaşamazdı. İYİ Parti istediği kadar 2024 seçimlerine hür ve müstakil girdiğini söylesin, özü başına girdiğini beyan etsin, kurulduğu andan itibaren, on beş ödünç milletvekiline yönelik gerek diyet borcu olarak, gerek vefa borcu olarak, gerekse pratik ve pragmatik çıkarlar karşılığı oy vermeye alıştırdığı seçmeni ile hep CHP’nin değirmenine rüzgar taşımıştır.
Nitekim, İYİ Parti bunu doğru olarak tahlil ettiğinde belki siyasette bir yol bulma, yol açma ve kimsenin yedek lastiği olmadan, CHP ve DEM ilişkisinde bir kaynaştırıcı olacak şekilde konumlanmadan yolunu devam ettirebilecektir.
Müsavat Dervişoğlu’nun seçildiği günden şu ana kadar geçen süre içinde partinin yeniden dirilme, büyüme, kendine gelme gibi bir istidat göstereceğine dair hiçbir emare görülmemektedir. Aksine, dört yıl sonra CHP’nin İYİ Parti politikalarının üzerine “nerede kalmıştık?” diyerek çökme ihtimali ve yine İYİ Parti’yi yedeğine alarak yürüme imkan ve kabiliyeti bulacağını söylemek de bir kehanet olmasa gerektir.