Kriter > Siyaset |

Siyasette “Yumuşama” Süreci


Özgür Özel’in Erdoğan’ı ziyareti ve ziyaretin nezaket ziyaretinden öte siyasi gündemle gerçekleşmesiyle beraber adına Özel’in “normalleşme”, Erdoğan’ın “yumuşama” dediği süreç başlamış oldu. Bu sürecin gerçekten iyice anlaşılabilmesi için magazin dışında siyasi boyutuna yoğunlaşmak lazım; yani, sürecin tarafı olan siyasi aktörlerin ve tabii süreçten etkilenecek diğer siyasi aktörlerin, bu süreçten siyasi olarak neler beklediğine, umutlarına ve endişelerine…

Siyasette Yumuşama Süreci

31 Mart 2024 mahalli idareler seçimlerinde CHP’nin birinci parti olmasından sonra, CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel’in kullandığı özenli siyasi dil, CHP’nin artık gelenekselleşen Erdoğan karşıtı nefret organizasyonu şeklinde özetlenebilecek siyaset anlayışında bir değişime işaret ediyordu. İşaret, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Ramazan bayramında Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bayramlaşma için araması ve ziyaret için randevu istemesiyle kuvvetlendi. Özel’in Erdoğan’ı AK Parti genel merkezinde ziyaret etmesi ve ziyaretin nezaket ziyaretinden öte siyasi gündemle gerçekleşmesiyle beraber adına Özel’in “normalleşme”, Erdoğan’ın “yumuşama” dediği süreç başlamış oldu. Bu sürecin gerçekten iyice anlaşılabilmesi için magazin dışında siyasi boyutuna yoğunlaşmak lazım; yani, sürecin tarafı olan siyasi aktörlerin ve tabii süreçten etkilenecek diğer siyasi aktörlerin bu süreçten siyasi olarak neler beklediğine, umutlarına ve endişelerine…

 

CHP Kodları İçin Devrim Mahiyetinde Bir Adım

“Siyasette yumuşama”, Türkiye siyasetinde konjonktürel bir gelişmenin ötesinde strüktürel bir gelişmeye atıfta bulunduğu için adeta siyasetin kuruluşu anlamına gelebilecek bir etki uyandırıyor. Türkiye’de siyaset, uzlaşma veya anlaşma vektörü olmayan sadece çatışma ve tartışma ile yürüyen bir zeminde gelişmiştir. Bundan birinci derecede sorumlu olan aktör CHP’dir. CHP, tek parti döneminin tek doğruyu temsil ettiğini düşünen “kutsal parti”si, “kutsal dava” anlayışını çok partili hayata döndükten sonra da muhafaza ettiği için yanlışla, gericilikle vs. mücadele eden uzlaşmaz, ödün vermez anlayışından vazgeçememiştir. CHP, bu şekilde, rakiplerini daima bir meşruluk krizi içine sokarak, sandıkta kaybetse de devlet katında denetleyici vasi rolünü muhafaza edeceği anlayışındadır. Bu anlayışın çok partili demokratik hayata uygun olmadığı, siyasetin uzlaşma, müzakere yönünü tahrip ettiği açıktır. CHP’nin 1950’den bu yana siyaset anlayışı bu olduğu gibi, son 20 yılda da Erdoğan ve AK Parti karşısında bu anlayışını değiştirmemiştir. CHP, 27 Mayıs darbesiyle başlayan dönemde meşru siyaseti darbe yoluyla devirmek isteyen aktörlerle iş birliği yapan ve ihtilalci sol anlayışa karşı mesafe koyamayan tavrıyla demokratik siyaset anlayışını ve siyasi kültürü büyük ölçüde zehirlemiştir. Bu bakımdan, siyasette yumuşama deyince bir konjonktür ve üslup meselesinin ötesinde siyasetin yapısını ve kültürünü değiştirecek “devrimci” etkileri olan bir durum anlaşılıyor. O yüzden de “siyasette yumuşama” deyince bir anda kendi mecrasının çok ötesinde dalgalanmalara yol açabilecek bir konunun kapısı açılmış oluyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, uzun zamandır ilk defa partisinin seçimlerden birinci parti olarak çıkmasının sonuçlarını, hem kendi genel başkanlığı hem de partisi açısından konsolide edecek bir arayış içinde. Özgür Özel, Mayıs 2023 seçimlerinde başarısızlığın faturasının Kemal Kılıçdaroğlu’na kesildiği dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun lojistik desteği ve siyasi himayesiyle kurultaydan az bir oy farkıyla genel başkan olarak çıktı. Özgür Özel, CHP’deki kurultayı müteakiben başlayan 31 Mart mahalli idareler seçimlerindeki aday belirleme sürecini iyi kullanarak Ekrem İmamoğlu’nun basit bir vekili olmayacağını gösterdi. Kemal Kılıçdaroğlu taraftarlarını, onların bir kısmının tasfiye oldukları yerlerin tamamını Ekrem İmamoğlu taraftarlarına terk etmeden parti içi dengeleri gözetmesi, Ankara’da alt belediyelerin aday belirleme sürecinde Mansur Yavaş’ın önünü açan tavrı ve seçim kampanyası sürecinde Ekrem İmamoğlu imajının altında silinmemesiyle Özgür Özel siyasi yeteneğini göstermiş oldu. Seçim kampanyasında Erdoğan’ın, Ekrem İmamoğlu’nu değil Özgür Özel’i muhatap alması da Özgür Özel’in işini nispeten kolaylaştırmış oldu. 31 Mart seçim sonuçları, Özgür Özel’e Ekrem İmamoğlu’nun lojistik desteğini ve siyasi himayesini aşabileceği bir siyasi imkan verdi. Özgür Özel, bu siyasi imkanı kullanarak kendine siyasi bir alan açmaya yöneldi. Özel, elde ettiği seçim zaferinden hem parti içinde hem de parti dışında kazanacak ve birbirini besleyecek gerçekçi bir siyaset izliyor. Bu gerçekçi siyasetin adı, kendi ifadesiyle “normalleşme”. Özel, parti içindeki bütün gruplarla yumuşayarak birbirlerini dengeleme ve kendine alan açmaya; dışarıda da Erdoğan ile görüşerek partinin genişleyen oy tabanını korumak ve daha da genişletmeye yöneliyordu.

Erdoğan'ın CHP'ye ziyareti
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i ziyareti. (TCCB / Murat Kula / AA, 11 Haziran 2024)

 

Gerekeni Yapma Tecrübesi

Erdoğan, Özgür Özel’in yumuşama teşebbüsüne olumlu karşılık vererek, bu teşebbüsü siyasi bir süreç haline getirdi. Bu bakımdan yumuşama sürecinin bir aktörü olarak Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı’na da ayrıca bakmak yerinde olacaktır. Aslında Erdoğan ve AK Parti, 28 Şubat sonrası siyasi tarihte, siyasetteki kutuplaşma ve daralmayı açmak için ısrarla yumuşama sürecini hayata geçirmeye çalışmışlardır. Hatta AK Parti’nin bu yumuşama sürecinin hem sonucu hem de taşıyıcı aktörü olduğunu söyleyebiliriz. Erdoğan ve AK Parti’nin yumuşama gayretleri siyasi, bürokratik ve sivil aktörler tarafından olumlu bir karşılık bulamamış ancak 31 Mart 2024’e kadar seçmenler tarafından oyla desteklenmiştir.

CHP başta olmak üzere muhalefet, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra Özgür Özel’e kadar 22 yıldır siyaseti Erdoğan ve AK Parti karşıtı bir “nefret organizasyonu” olarak görmüştür. Bu bakımdan Erdoğan’ın, Özel’in yumuşama siyasetine olumlu cevap vermesinin, anlaşılır tarihi ve sosyolojik sebepleri vardır. Erdoğan, yumuşama sürecini, iktidardaki 22 yılda gerçekleşen büyük dönüşümün yerleşmesi ve muhalefet tarafından da kabul görmesini bir tür normalleşme olarak görmektedir. Bu tarihi ve sosyolojik sebeplerin yanında, 31 Mart seçimlerinde CHP’nin seçimleri kazanması ve AK Parti’nin kaybetmesi gerçeği karşısında Erdoğan ve AK Parti, siyasi olgunluklarını rakiplerine ve kendi tabanlarına göstererek tedrici değişimin de umudunu muhafaza etmek, yumuşamanın yakın siyasi sebeplerini ortaya koymaktadır.

Erdoğan, sadece geçmiş ve mevcut durum açısından değil, gelecek planlaması bakımından da yumuşama sürecini değerlendirecek imkanlara sahiptir. Yükselen siyasi tansiyonun düşmesi, iktisadi ve siyasi istikrara katkı sağlayacaktır. Dünyada artan jeopolitik riskler karşısında dış politika ve terör konularında muhalefetle ortak paydanın tesisi, Türkiye’nin risklerini azaltacaktır. AK Parti’nin hayata geçirdiği reformların ortak payda haline gelebilmesi; elit uzlaşısının sağlanması ve yeni bir anayasanın yapılmasıyla mümkün hale gelebilecektir. Yumuşama süreci, Türk siyasetinin temel meselelerinin uzlaşmayla aşılmasını mümkün hale getirebilecektir. Bu çerçeve fazla iyimser görünse de, Erdoğan ve AK Parti bu bahiste üzerine düşeni yaparak kendisine yönelik eleştirileri ciddiye aldığını seçmenlere de ikna edici şekilde göstermek istemektedir.

 

Türkiye Meselelerinin Geleceğine Yön Verecek

Siyasette yumuşama meselesinin, aktörlerin bu genel çerçevedeki siyasi bakışlarının ötesinde siyasi dengeleri yeniden kurmak için bir manivela olarak kullanmak isteyen aktörlere de imkanlar sunduğu açıktır. 15 Temmuz darbe teşebbüsüne karşı gelişen iş birliği zemininde şekillenen ve Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle siyasi bir çerçeveye oturan ittifaklar sistemi, bazı aktörlerin partiler, ittifaklar ve devlet içindeki kompozisyon ve ağırlıklarını ciddi bir şekilde etkilemiştir. Bunu değiştirebilmek için yumuşama sürecinden istifade etmek isteyen aktörlerin niyet ve gayretlerinin aşikar olduğu hızlanan bir tarihi dönem yaşandı. Ancak bu niyet ve gayretlerin reel siyasette bir karşılığı olmadığını, Cumhur İttifakı’nın devam etmesiyle görmüş olduk. Siyasette her zaman görünür kısmın dışında bir hedefin olması mümkündür. Bu bakımdan CHP-AK Parti yumuşama siyasetini, AK Parti’nin halihazırdaki müttefikleriyle arasını bozmak ve nihayetinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’nin uzun dönemde tecrit edilmesi iddialarını da ciddiyetle takip etmekte gerekir.

Çok partili hayata dönülen 14 Mayıs 1950’den bu yana ve 3 Kasım 2002 seçimleri sonrasındaki 22 yıllık AK Parti iktidarı yıllarında kutuplaşma ve nefret siyasetini temel strateji olarak belirlemiş CHP’nin, bugün hem iç hem dış sıkışmasını aşabilmek ve yeni alanlar kazanabilmek için başlattığı yumuşama siyaseti, kendi mecrasının çok ötesinde dalgalanma ve spekülasyonlara yol açtı. Ziyaretlerdeki oturma düzeninden hediyelere her konunun dalgalanma doğurduğu bu sürecin, ilerledikçe reel zemine oturacağı açıktır. CHP’nin 31 Mart mahalli seçimlerinden birinci parti olarak çıkması ve iktidara gelebileceği umudu, yumuşama sürecini başlattı ama bu, “CHP, yıkıcı siyasetten kurtularak gerçekten demokratik siyasetin bir aktörüne dönüşebilecek mi?” ya da “CHP, muhalefet sorumluluğu içinde Türkiye’nin temel meselelerinde müzakere ve uzlaşma arayışlarına gerçekten katkı sunacak mı?” gibi sorulara ve bu soruların merakla beklenen cevaplarına yol açtı.

“Yumuşama siyaseti”nin gerçek mahiyeti, Türkiye’nin temel meselelerinde ve seçim sathı mailine girdiğinde CHP’nin izleyeceği siyasette ortaya çıkacak. Özgür Özel’in, yumuşama sürecini, parti içi iktidar mücadelesi ve Cumhur İttifakı’nın iç dengelerini bozmak için mi, yoksa CHP’nin gerçekten siyaseten değişmesi ve dönüşmesi için mi düşündüğü, zamanla ve siyasetteki kriz konularında anlaşılacak. Yumuşama veya normalleşme süreci, CHP açısından gerçekten zor bir süreç olacaktır. Çünkü bu, CHP’de ideoloji ve siyaset düzeyinde ciddi bir yeniden yapılanma sürecini ifade etmektedir. CHP Genel Başkanı Özgür Özel dışında CHP’yi bu manada yumuşama veya normalleşme sürecine taşıyacak yeni bir kadro mevcut değildir. Bu yüzden yumuşama sürecinin akıbetini takip etmek için sadece liderler arasındaki görüşmelere değil, bilhassa CHP içindeki değişime bakmak elzemdir.

Erdoğan, yumuşama sürecini, siyasi ve iktisadi istikrarın tahkimi, 22 yıllık AK Parti döneminin reformlarının kalıcı hale gelmesi ve yeni anayasanın yapılabilmesi bakımından ciddiye aldığını ve değer verdiğini gösteriyor. Siyasi liderler arasında tebrikleşmesinin dahi “devrim” gibi görüldüğü bir siyasi atmosferde, belki bu derecede büyük hedefler tartışılabilir ama Erdoğan ve AK Parti’nin bunun için gayret sarf etmesi, kuruluş misyonunun icabını yerine getirmek bakımından siyasi tarihteki yerini alacaktır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası