Kriter > Dosya > Dosya / Çevre, Şehircilik ve İklim |

Türkiye Yüzyılı’nda Sosyal Konut Uygulamaları ve Gönül Diplomasisi


Türkiye’nin 2002’den önce etkili bir sosyal konut politikasının olmadığı, Gölcük depremiyle çok acı bir şekilde tecrübe edilmişti. O dönem depremden zarar gören halka yapılması gereken asgari yardımı bile yapmaktan aciz bir görüntü veren Türkiye, bugün afetlerden hemen sonra halkının yanında olarak rekor sürelerde afet konutlarını inşa edebilen proaktif bir sosyal refah devletine dönüşmüştür.

Türkiye Yüzyılı nda Sosyal Konut Uygulamaları ve Gönül Diplomasisi
(ÇŞİDB/AA, 13 Ocak 2023)

Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizde, köyden kente yoğun bir göç hareketi yaşanmadığı için şehirlerde fazla bir konut ihtiyacı olmamıştır. Bu dönemdeki az sayıdaki sosyal politika uygulamalarına örnek olarak, Ankara’ya memur yerleştirmek için yürütülen konut edindirme politikaları ve Erzincan depremi sonucu şehrin yeniden imar edilmesi gösterilebilir.

Türkiye’nin 2002’den önce etkili bir sosyal konut politikasının olmadığı 1999’daki Gölcük depremi sonrasında çok acı bir şekilde tecrübe edilmişti. O dönemde depremden zarar gören halka yapılması gereken asgari yardımları bile yapmaktan aciz bir devlet görüntüsü veren Türkiye, bugün Antalya, İzmir, Kastamonu ve Giresun gibi pek çok şehirde meydana gelen afetlerden hemen sonra tüm imkanlarını seferber ederek halkının yardımına koşan ve rekor sürelerde altyapısı ve sosyal donatılarıyla beraber afet konutlarını inşa edebilen proaktif bir sosyal refah devletine dönüşmüştür. Bu dönüşümün en dikkat çekici örneklerinden bazıları, kuruluşu 1981’e dayanan TOKİ’nin, 2003’e kadar sadece 43 bin 145 konut üretmişken, 2003-2022 arasındaki 19 yılda 1 milyon 170 bin konut üretmesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 Eylül 2022’de “İlk Evim, İlk İş Yerim” adıyla duyurduğu, ev sahibi olmayan veya kendi iş yerini alma imkanı bulunmayan dar gelirlilere yönelik sosyal konut projesidir.

 

Türkiye Yüzyılı’nda Sosyal Konut Uygulamaları

Bundan 23 yıl önce girdiğimiz milenyum çağı, şimdiye kadar pek çok irili ufaklı ekonomik ve siyasi çalkantılara sahne olarak krizlerle anılan bir dönem olmuştur. Mesela 2008’de başlayan küresel ekonomik kriz ve 2019’da başlayıp tüm ülkeleri kasıp kavuran, deyim yerindeyse ekonomileri durma noktasına getiren Covid-19 salgını çok ciddi tahribatlara yol açmıştır. Küresel ölçekte sarsıcı etkileri olan bu krizlerin etkileri henüz tam olarak atlatılamamışken, Şubat 2022’de patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı mevcut durumu daha da kötü hale getirmiştir. Küresel gıda, emtia ve enerji tedarik zincirinin bozulması pek çok mal ve hizmet kaleminde rekor fiyat artışlarını tetikleyerek, dünya genelinde enflasyonist bir döneme girilmesine yol açmıştır. Bu durum, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bilhassa dar gelirlilerin refah düzeylerinde ciddi bir gerilemeye sebebiyet vermiştir.

Yaşanan bu küresel olumsuzlukların etkisiyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artan enerji ve girdi maliyetleri, pek çok sektörde olduğu gibi satılık konut fiyatlarında ve kiralarda istenmeyen yükselişleri beraberinde getirmiştir. Her ne kadar bu yükselişin önemli bir kısmı fırsatçılık enflasyonundan kaynaklansa da mevcut durumun özellikle dar gelirli kesimlerin üzerine çok büyük bir yük bindirdiği bilinmektedir. Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti devleti, uyguladığı sosyal politika araçlarına bir yenisini ekleyerek, dar gelirlilerin, şehit ve gazi yakınları ile 18-30 yaş arası gençlerin bu sorununa Cumhuriyet tarihinin en büyük toplu konut projesi ile çözüm bulmayı hedeflemektedir. 13 Eylül 2022’de “İlk Evim, İlk İş Yerim” adıyla lanse edilen bu uzun vadeli sosyal konut projesi, ev sahibi olmayan dar gelirli ve dezavantajlı kesimleri, yirmi yıl gibi uzun vadeler ve uygun taksit avantajı sunarak konut, arsa veya iş yeri sahibi yapmak amacıyla geliştirilmiş iddialı ve kapsamlı bir projedir. Türkiye’nin 81 ilinde temelleri atılmaya başlanan bu proje kapsamında 500 bin sosyal konut, 1 milyon konut amaçlı arsa, 50 bin iş yeri ihtiyaç sahipleri ve dar gelirli vatandaşlara sunulacak. Etaplar halinde bitirilmesi hedeflenen “İlk Evim, İlk İş Yerim” projesinde ilk 250 bin konutun iki yıl içerisinde tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilmesi planlanıyor.

Küresel ekonomik sıkıntıların böylesi yoğun olduğu bir dönemde, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde başlatılan bu dev proje, Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal devlet gücünü tüm dünyaya göstermesi açısından son derece kıymetlidir. Kamu arazileri üzerine inşa edilecek söz konusu konut projelerinin altyapı yatırımları ve kamu bankalarından kullandırılacak uzun vadeli kredilerin maliyetleri hariç, ihale bedelleri üzerinden yüzde 40 gibi büyük bir kısmının devlet tarafından sübvanse edilmesi, ayrıca altı çizilmesi gereken çok önemli bir husustur. Hak sahibi vatandaşlar 240 ay vadeli ödeme planı ile 2+1 konutlara aylık 2 bin 280 lira, 3+1 konutlara 3 bin 187 lira taksitle erişebilecek iken, müstakil altyapısı hazır 350 ila 500 metrekarelik arsalar ise, bin 604 liradan başlayan taksitlerle, 10 yıl vadeli ve faizsiz bir şekilde arz edilecek. Bu kapsamda yapılacak sosyal konutlarda, gençlere yüzde 20, emeklilere yüzde 20, şehit yakınları ve gazilere yüzde 5, yüzde 40 ve üzerinde engeli bulunan vatandaşlara da yüzde 5 kontenjan ayrılarak bu projenin kapsayıcılığın genişletilerek tüm kesimlerin nitelikli, ucuz konuta erişebilmesine imkan tanınmaktadır.

Gölbaşı TOKİ Kura Çekimi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “İlk Evim, İlk İş Yerim” projesi kapsamında, Gölbaşı TOKİ Kura Çekimi'ne katıldı. (Raşit Aydoğan/AA, 10 Ocak 2023)

 

Türkiye’nin sosyal bir refah devletine evrildiğinin bir diğer tezahürü de meydana gelen afetler neticesinde gösterdiği reaksiyon ve proaktif tutumdur. Söz gelimi, Antalya’da meydana gelen orman yangınları nedeniyle yok olan evlerin yerine inşa edilen konutlar, bu felaketin üzerinden sadece 1 yıl geçmişken hak sahiplerine teslim edilmiştir. Üstelik mimarisiyle göz kamaştıran bu evlerin yapım maliyetinin yüzde 66’sı devlet tarafından karşılanmış, geri kalan miktar 2 yılı ödemesiz, 18 yıl vadeye yayılmıştır. Benzer bir yaklaşım İzmir depremi sonrasında da sergilenmiş, yapımına karar verilen toplam 5 bin 74 bağımsız birimin ilk etabı olan 596’sı konut 145’i iş yeri olmak üzere toplam 741 bağımsız bölüm söz verildiği gibi bir yıl içinde teslim edilmiştir. Depremzedeler için yapılan bu konutları, 2 yılı ödemesiz 20 yıl vadeli ödeme planına göre, 740 lira ile bin 20 liradan başlayan taksitlerle hak sahiplerine sunan devlet, burada da maliyetin önemli bir kısmını üstlenmiştir. Devletin emsal uygulama örneklerini çok yakın bir zaman önce sel felaketi yaşayan Kastamonu Bozkurt ve Giresun Dereli başta olmak üzere Malatya, Elazığ, Van gibi pek çok şehirde görmek mümkündür.

 

Sosyal Konut Alanında Yürütülen Gönül Diplomasisi

Türkiye Cumhuriyeti devletinin uluslararası ilişkiler bağlamında uyguladığı sosyal konut diplomasisini yumuşak güç yerine “gönül diplomasisi” olarak adlandırmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Zira Türkiye, yardım elini uzattığı başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere diğer ülkelere ne doğrudan ne de dolaylı olarak herhangi bir düşünce empoze etme niyeti ile değil beslendiği kadim kökleri ve inancının gereği sadece ihtiyaç sahibi mazlumların yüzünü güldürerek sıkıntılarını hafifletmeyi amaçlamaktadır. “Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değildir” sözünün bir nişanesi olarak sosyal konut uygulamalarını başta gönül coğrafyamız diye adlandırılan dost ve kardeş ülkeler olmak üzere Asya’dan Afrika’ya; Afrika’dan Avrupa’ya tüm mazlum diyarlarda bu duygu ve düşüncelerle yapmaktadır.

Ülkemiz, sosyal konut alanında yürüttüğü bu “gönül diplomasisi” ile Arnavutluk, Filistin, Endonezya, Somali, Sri Lanka ve Suriye gibi dünyanın çeşitli yerlerinde pek çok sosyal konut üreterek sadece ihtiyaç sahiplerinin değil bu ülkelerdeki tüm insanların gönüllerine dokunmuştur. Bu gönül diplomasisinin en güncel örneklerinden biri, Arnavutluk’un Laç kentinde 21 Eylül ve 26 Kasım 2019’da meydana gelen deprem felaketinden sonra uygulanan sosyal konut projesidir. Pandemi döneminde olmasına rağmen temeli atıldıktan sadece 13 ay sonra teslim edilen 522 konut, 37 ticari ünite, çocuk oyun parkları ve 375 araçlık kapalı otopark projesi, iki ülke arasındaki dostluk köprülerini güçlendirmiştir.

Gönül diplomasisi ile sosyal konut uygulamalarının en yaygın gerçekleştirildiği ülkelerden birisi de kardeş ülke Pakistan’dır. Ülkede, TOKİ vasıtasıyla 5 eyalette toplam 4 bin 620 konut inşa edilerek ihtiyaç sahiplerine teslim edilmiş ayrıca sosyal donatı olarak onlarca okul, cami, sağlık ocağı, halk merkezi, alışveriş merkezi, spor salonu halkın hizmetine sunulmuştur. Benzer bir şekilde, Endonezya’da da sosyal konut diplomasisi meyvelerini vermiş, ülkede yaşanan deprem ve tsunamide evlerini yitirenler için Banda Açe bölgesinde inşa ettiği bin 50 konutun yanı sıra bir köy kuran TOKİ, aynı felakette zarar gören Sri Lanka’da da bir köy inşa ederek 500 konut yapmıştır.

Büyük bir insanlık dramına sahne olan Suriye’deki kardeşlerimizin de dertlerine kayıtsız kalmayan Türkiye, İdlib’te kısıtlı imkanlara sahip, ihtiyaç sahiplerine destek olmak amacıyla 100 bin adet briket ev yapımı projesini çeşitli sivil toplum ve hayır kuruluşlarının katılımıyla başlatmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın da 77 konutla destek verdiği bu projede, okul ve cami gibi sosyal donatılarıyla beraber günümüze kadar binlerce konut bitirilerek, orada yaşayan insanlara sunmuştur. Tüm bu yardımlara ilaveten Türkiye, Bangladeş’te bin 200 barınaklı Kızılay Köyü ve Sudan’da Abu Salih Köyü Projesi ile 100 adet kalıcı konut inşa ederek bu coğrafyalarda da sosyal konut alanında gönül diplomasisi yürütmektedir. Sonuç olarak, Türkiye’nin sosyal konut diplomasisi alanında gönül diplomasisini temel alan uygulamalarının kapsamı ve yaygınlığı, sosyal bir refah devleti olarak Türkiye’nin gücünü göstermesi açısından büyük önem arz etmektedir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası