Kriter > Siyaset |

Türkiye’nin “Politbürosu” CHP


“Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği” der Cornelius Castoriadis “dört sözcük, dört yalandır.” Ondan ilhamla “Cumhuriyet Halk Partisi” için de benzer bir denklem kurabiliriz.

Türkiye nin Politbürosu CHP

“Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği” der Cornelius Castoriadis “dört sözcük, dört yalandır.” Ondan ilhamla “Cumhuriyet Halk Partisi” için de benzer bir denklem kurabiliriz. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP): üç kelime, üç muhteşem yalandır! Totaliter bir rejim, cumhursuz bir “halkçılık” ve başka partilerin olmadığı bir ülkede “parti” olmayan bir parti; “politbüro”nun Türkiye’deki “soft” muadili. Bu kalemler günümüzün CHP’nin krizlerini doğuran ağır bir bagajdır. “Herkes kendi çarmıhını sırtında taşır.” Bu ağır bagaj Halk Partisi’nin bagajıdır. Geçmiş geçip-gitmez, bizimle birlikte yaşamaya devam eder. Başka geçmişlerden kurtulmayı yani reddimirası bir dava haline dönüştürenlerin kaderi kendi geçmişlerinde boğulmaktır. CHP’nin kaderi de yazgısı da budur.

 Radikal “Aydınlanma”nın Türkiye’deki Varisi: CHP

CHP’yi anlamak için, ona politik programını armağan eden Fransız “aydınlanma”sına, onun radikal kanadına yani radikal “aydınlanma”ya bakmak gerekir. Radikal aydınlanmaya göre hakikatin yegane kaynağı “vahiy” değil “akıl”dır. Akıl insana radikal aydınlanmanın “seküler Tanrı”sı “doğa”nın lütfudur. Hakiki aydınlanma vahyin değil aklın ışığında aydınlanmadır. “Vahiy illüzyon ve hurafedir.”

Halk Partililiğin ruhu radikal aydınlanmanın Türkiye’deki tezahürüdür. Çünkü kurucu babaların radikal aydınlanmacılığı kuşkuya yer bırakmayacak kadar nettir.

Akıl ve türevi modern bilim insanlığın bütün sorularına cevap verebilir. Sadece politik, kültürel ve teknik sorularına değil insanlık nereden geldi, nereye gidiyor gibi büyük sorularına yani “başlangıç ve son”la ilgili sorulara da cevap verebilir. Modern Batılı insanlığın yeni Tanrı’sı doğanın ağzı akıl ve türevi modern bilimdir. Ve “Hayatta en hakiki mürşit bilimdir, fendir… Türkiye bir şeyhler ve müritler ülkesi olamaz!” Böylece CHP Türkiye’de bir hakikat tekeli olarak doğar. Başka şekilde söylemek gerekirse seküler bir “şeriat”ın partisi olarak Türkiye sahnesine çıkar.

Türkiye’de CHP’lilik son tahlilde politik bir tutum olmadan önce İslam’ın yerine ikame edilmiş bir dindir. Bugünün CHP’sini dört büklüm yapan ve yerlerde süründüren kuruluş hamlesinde yüklendiği bu ağırlıktır. CHP’nin tarihsel bagajındaki en ağır unsur aydınlanmaya kayıtsız şartsız bağlılığıdır. Başlangıç sonucu içerir. Bu CHP’yi “halkçı” yapan şeydir. Çünkü “halkçılık” halkından kopanların, kendi halklarına yabancılaşanların ve kendi halklarını başka tarihsel pratiklerde şekillenmiş “ideoloji”lere göre dizayn etmek isteyen küçük “elit” grupların ideolojisidir.

Halkın “halkçı” olmaya ihtiyacı yoktur. Çünkü o zaten “halk”tır. CHP “halk” değildir. Radikal aydınlanmaya iman etmiş militer ve sivil bürokrasiden ve “aydın” yabancılardan oluşan bir çekirdek gruptur. Muhatabı olan halk ise “ne ise odur.” Kendi halklarına yabancılaşanlar ve kendi halklarından kopanlar sadece halklarının dünya görüşlerinden değil onların bu dünya görüşünün tabii sonucu ekonomik, sosyal ve kültürel çıkarlarından da koparlar.

Modernite denilen tarihsel sürecin büyük politik projeleri radikal aydınlanmanın bu mantığından doğmuştur. Bunlar genelleme yapmak gerekirse aydınlanma projeleridir. Toplumu aklın ve bilimin ışığında kökten değiştirme ve dönüştürmeye yönelik her proje, “toplum projesi” denilen şeyin mantığı gereği “devrim”e açılır. Toplum projeleri devrimlere, devrimler giyotinlere, darağaçlarına, gaz odalarına ve gulag’lara açılır. Tipik kahraman doğa denilen Tanrı’nın seküler peygamberi “devrimci”dir. Toplum yıkılabilir ve yerine yeni bir toplum “yaratılabilir.” 1789 Fransız devrimi, 1917 Ekim devrimi, 1930’lu yılların Nazi devrimi, 1948 Çin Kültür devrimi radikal aydınlanmadan ilham alan radikal toplum projeleri uygulamalarıdır.

Cumhuriyet Devrimi de aydınlanmanın Osmanlı coğrafyasındaki tezahürüdür. Bu projelerin tamamı yeni, yepyeni bir toplum yaratmak istemiştir. Her “devrimci” toplumu sıfırdan ve yeniden yaratma gücüne sahip bir “tanrı” olduğu illüzyonuyla yaşar. Yakın tarihin ünlü devrimcileri arasında Robespierre, Lenin, Troçki, Stalin, Hitler ve Mao zikredilebilir.

Che Guevera ve Nutuk

Ve bir gün Che Guevera Bolivya Dağları’nda öldürülür ve sırt çantasından Atatürk’ün Nutuk’u çıkar! CHP ile radikal sol grupların evliliğinin bu yalanla başladığı söylenebilir. CHP ile radikal sol grupları birleştiren şey Fransız aydınlanmasına bağlılıklarıdır. Bu onlar için neredeyse sarsılmaz bir iman ilkesidir. Onların tek dini vardır. Bu din kitaplı dinleri kökten reddetmektedir. Fakat dinin radikal reddi, oluşan boşluğu doldurur ve kendisi de bir dine dönüşür. Tipik CHP’lilik İslam’ı reddeden seküler bir dindir. Marxizm ve Nazizim yirminci yüzyılın seküler politik dinleridir ve hiç kuşkusuz CHP’nin “Kemalizmi” de böyledir. Kemalizm “seküler şeriat”tır.

Günümüzde CHP’nin sıfırdan yeni bir toplum (biyolojik Türklük) yaratma projesi tıpkı Robespierre, Lenin, Hitler ve Mao’nun toplum projeleri gibi çökmüştür. CHP projesizdir. Projesiz, misyonsuz ve istikametsizdir. Kendisi gibi tabanı da çaresizdir. Halka (muhatabı olan toplumun din, tarih ve kültürüne) açılma girişimleri fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Mesele “yemek” ile “sos”u meselesidir. Ya yemeğini sossuz yapacak ve ölümüne tanıklık edecek ya da “sos”u artıracaktır. Fakat ikinci durumda da yemek yemek olmaktan çıkabilir. Bu kuvvetle muhtemeldir.

CHP’nin tabanı giderek “aşırı” sola kaymaktadır. Genç CHP’li kuşaklar için Mustafa Kemal Atatürk sadece bir “diktatör”dür ve her diktatör gibi “faşist”tir. Mustafa Kemal ve İnönü CHP’si biyolojik Türklüğe ve vatana inanıyorlardı. CHP’nin genç tabanı Türklüğe de “vatan”a da inanmıyor. Onlar illüzyonik ve hayali bir radikal demokrasiye inanıyorlar ve Türkiye’nin düşmanlarıyla hayatın her noktasında ittifak kuruyorlar. “Dört nala gelip uzak Asya’dan/Bir kısrak başı gibi Akdeniz’e uzanan bu memleket bizim” mısralarının onlar için hiçbir anlamı yok. Son seçimlerde HDP’ye oy verdiler ve PKK’yı desteklediler. Kılıçdaroğlu ve partinin kurmayları tabandan gelen radikal talepleri karşılamak zorunda. SİHA’ların başarısı karşısında verdiği tepki radikal sol tabandan gelen baskıların tezahüründen başka bir şey değil. CHP’yi askerler kurdu. Onlar Türkiye’nin ordusunun başarıları karşısında acı çığlıklar atıyorlar. Türkiye’nin aleyhine dünyada gelişen her olaya alkış tutmaya hazırlar.

İslam Dünyası ve CHP

CHP politik ve ideolojik kodları dolayısıyla kendi tarihsel pratiğimizin ürünü her şeye, Türkiye’yi Türkiye yapan her şeye karşı bir partidir. Müslümanlıkla ilgili her şey kötüdür. Latin alfabesi iyi, Arap alfabesi iğrençtir. Helen, Lidya, Frigya, Asur ve Sümer arkeolojik kalıntıları iyi, Müslüman arkeolojik eserleri kötüdür. Cami inşası trajiktir. Araplar, Farslar ve Suriyeli göçmenler kötüdür. Arap turistler kötü, Batılı turistler iyidir. Özetle modern Batı’dan gelen her şey iyi, Doğulu her şey kötüdür. Batı aydınlık, Müslüman Doğu karanlıktır. Osmanlı kötü, Cumhuriyet iyidir.

CHP’nin “CHP’li” bir geleceği olamaz. CHP “CHP’lilik” denen dini terk etmedikçe yaşayamaz. Fakat bu dini terk ettiğinde kimse CHP’nin “CHP” olduğunu söyleyemez. CHP’nin dünya ve Türkiye’nin yeni koşullarına uyum sağlaması neredeyse imkansızdır. CHP kadük bir partidir. Türkiye’nin çıkarlarına ters düştüğü ölçüde bu kadükleşme katmerlenerek artacaktır. CHP’den ancak radikal sol çıkabilir ve başka hiçbir şey çıkamaz.

“Cehenneme giden yol sola kıvrılır” der Tevrat. CHP’nin yolu her geçen gün daha fazla “sol”a kıvrılıyor. CHP kendi cehennemine koşuyor. Belki de kurduğu darağaçlarının kefaretini ödüyor!


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası