Kriter > Dosya > Dosya / 2024 Öngörüleri |

Afrika Jeopolitiği ve 2024’e İlişkin Öngörüler, Riskler ve Fırsatlar


Afrika’ya yönelik 2024 projeksiyonu, çeşitli riskleri ve fırsatları beraberinde getiriyor. 2024’te yapılması planlanan seçimler, Sahel bölgesinin güvenliği, Kızıldeniz jeopolitiği, terör örgütlerinin kıta genelinde oluşturduğu riskler, ekonomik büyüme ve gıda güvenliği gibi konular, Afrika’nın 2024’te en çok öne çıkması beklenen konuları.

Afrika Jeopolitiği ve 2024 e İlişkin Öngörüler Riskler ve Fırsatlar

Afrika, 2024’te jeopolitik, savunma ve güvenlik, gıda güvenliği, enerji ve terörizm gibi konular ile öne çıkacaktır. Küresel sistemin dönüşüm sürecinde önemli bir kavşak noktasında bulunan Afrika’nın bu rolünün, 2024’te daha da artması mümkün. Bu kapsamda Afrika’ya yönelik 2024 projeksiyonu, çeşitli riskleri ve fırsatları beraberinde getiriyor. Bu kapsamda Afrika’da 2024’te yapılması planlanan seçimler, Sahel bölgesinin güvenliği, Kızıldeniz jeopolitiği, terör örgütlerinin kıta genelinde oluşturduğu riskler, ekonomik büyüme ve gıda güvenliği gibi konular, Afrika’nın 2024’te en çok öne çıkması beklenen konuları.

 

Afrika’nın Demokrasi Sınavı

2024 tüm dünya için bir demokrasi sınavı niteliğinde olacak. Dünya genelinde 40 ülke, 3,2 milyar nüfus ve 44,2 trilyon dolarlık gayrı safi yurtiçi hasılaya sahip olan ekonomiler sandık başına gidecek. Ve Afrika da dünyanın neredeyse yarısının girecek olduğu bu sınavda önemli bir yere sahip olacak. Önümüzdeki yıl Afrika’nın üçte birini oluşturan ve 335 milyondan fazla nüfusun etkileneceği ülkelerde seçimler yapılacak. Bu kapsamda Güney Afrika, Mozambik, Botsvana, Namibya, Moritus, Komorlar, Ruanda, Gana, Burkina Faso, Güney Sudan, Çad, Mali, Gine Bissau, Senegal, Moritanya, Tunus ve Cezayir, 2024’te seçimlerin yapılacağı ülkeler. Ayrıca Somali’ye bağlı Somaliland da 2024’te bir seçime gidecek.

Bu doğrultuda öne çıkan ülkeler Güney Afrika, Cezayir ve Gana. Zira bu ülkeler, özellikle Güney Afrika ve Cezayir, diğerlerine kıyasla daha güçlü ekonomilere sahip. Dolayısıyla bu ülkelerdeki siyasi riskin yüksek olması muhtemel. Öte yandan Sahel’de alternatif bir askeri yönetim koridoru oluşturan Mali, Burkina Faso ve Çad’da 2024’te başkanlık seçimlerinin gerçekleşmesi planlanıyor. Halihazırda Sudan’da yaşanan çatışmaların, Çad’ı etkilemesi söz konusu. Ayrıca Sudan’da devam eden çatışmaların bölgeyi etkilemesi ve istikrarsızlığı artırmaya devam etmesi de ciddi bir risk unsuru. Seçimlerin ortaya çıkaracağı toplumsal gerginlikler, mülteci hareketliliği ve olası silahlı çatışmalar, bölgede tansiyonu artırma potansiyeline sahip. Bu süreçte, askeri cuntaların desteklediği adayların, devlet kurumları üzerindeki kontrolü nedeniyle demokratik değişimin beklenmesi çok mümkün gözükmüyor. 2024’ün son seçimleri olması planlanan Güney Sudan’ın görece yeni bir devlet olması ve nüfus sayımının henüz yapılamamış olması, bu seçimlerin 2025’e ertelenmesine yol açacak gibi gözüküyor.

 

Afrika’nın Güvenliği, Terörizm ve Jeopolitik

Sahel bölgesi, 2023’te sıkça askeri müdahaleler ile gündeme geldi. Özellikle son birkaç yılda askeri müdahaleler ile gündemde olan Sahel bölgesinde yer alan Mali, Burkina Faso ve Çad gibi ülkelerde 2024’te gerçekleşmesi planlanan seçimler bölgesel güvenlik endişelerine sebep oluyor. Zira son yıllarda meydana gelen gelişmeler, Sahel’de alternatif bir askeri yönetim koridorun oluşmasına sebep oldu. Aynı zamanda Sahel bölgesinde mevcut terör örgütlerinin varlığı, güvenlik endişelerini artıran diğer bir risk unsuru.

Bu noktadan hareketle son olarak 2023 sonunda Nijer’deki tüm askeri varlığını sonlandıracak olan Fransa’nın, bu ülkeden ayrılmasıyla bölgedeki terör örgütlerinin faaliyetlerinde artış beklenmesi mümkün. Bu durum aynı zamanda güvenlik konularını daha da karmaşık hale getirebilecek potansiyele sahip. Fransa’nın varlığı, günümüze kadar bölgedeki terörü azaltmış olmamakla birlikte Fransa’nın Nijer’deki yokluğu, yerel güvenlik unsurlarının kabiliyetleri ve kapasiteleri doğrultusunda bölgedeki istikrarsızlığı artırabilecektir.

Dolayısıyla 2024’te güvenlik açıklarının ortaya çıkması durumunda, terör örgütleri, bu boşlukları doldurmaya yönelik saldırıları çoğaltarak, bölgesel istikrarsızlığı derinleştirebilir. Zira Sahel’de ortaya çıkabilecek boşlukların, terör örgütleri tarafından birer fırsat penceresi olarak görülmesi muhtemel. Böylesi bir durumda etki alanını artırabilecek olan terör örgütlerinin, Sahel’de etnik ve dini gerilimleri kullanarak bölge ülkelerindeki sivilleri tehdit etme riski yüksek. Dolayısıyla oluşabilecek çatışma ortamları güvenlik durumunu kötüleştirerek göç dalgalarını ve yerinden edilmeleri tetikleme riskini barındırıyor.

 Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) üyesi ülkelerin liderleri
Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) üyesi ülkelerin liderleri, darbe olayları ve Sahel bölgesindeki güvenlik sorunlarını ele almak üzere Nijerya'nın başkenti Abuja'da bir araya geldi. (Nijerya Devlet Başkanlığı/AA, 10 Aralık 2023)

 

Böylesi bir durum 2024’te bölgede terör örgütlerinin saldırı sıklıklarında ve silahlara erişimlerinde artışı ortaya çıkarabilir. Cemaat Nusra el-İslam ve Müslim'in (JNIM) isimli el-Kaide fraksiyonu olan terör örgütünün, Sahel bölgesi ve Kuzey Afrika’da eylemlerinde artış riski bulunuyor. Öte yandan Büyük Sahel İslam Devleti (ISGS), Burkina Faso ve Nijer’de güç kazanarak bölgede önemli tehditler oluşturma potansiyeline sahip. Bu durumların birer yansıması olarak Çad, Fildişi Sahili ve Kamerun gibi bölge ülkelerinde yeni askeri müdahaleler, kontrollü müdahaleler veya karşı darbelerin gerçekleşmesi, 2024’e ilişkin beklentiler arasında. Kısacası 2024’te terörizmin Afrika’da ön planda olması muhtemel. Bu durumun askeri ve toplumsal güvenliğe etkilerinin yanı sıra ekonomik güvenliğe yönelik etkileri de risk unsuru olarak bulunuyor.

Çad Gölü Havzası ile Nijer, Togo ve Benin bölgesindeki ticaretin terörizm nedeniyle sekteye uğraması muhtemel. Bu durum ticaret açısından önemli riskleri beraberinde getirebilir. Öte yandan Doğu Afrika’da Somali-Kenya ve Tanzanya-Mozambik, Orta Afrika’da Demokratik Kongo Cumhuriyeti-Uganda, Kuzey Afrika’da Cezayir-Mali ve Batı Afrika’da Fildişi Sahili-Mali gibi farklı ülkeler ve bölgelerdeki ekonomiler, terör nedeniyle tehdit altında olacaktır. Bu bölgelerde ve ülkeler arasındaki sınır ve ticaret güvenliğinin tehdit altında olması, bölgeyi istikrarsızlaştırabilecek önemli unsurlar olarak sıralanıyor.

Ayrıca Ortadoğu’da yaşanan jeopolitik gerilimin Kızıldeniz’e yansımaları, Doğu Afrika’nın önemini bir kez daha artıracaktır. Zira farklı çıkarlara sahip olan küresel ve bölgesel aktörlerin askeri üsler nedeniyle Cibuti ve Kızıldeniz’e kıyısı bulunan Eritre ve Babu'l Mendeb’in giriş çıkışını kontrol edebilen Somaliland’ın, Kızıldeniz’e müdahale konusunda öne çıkması mümkün. Bu bölgenin karşı yakasında yer alan Yemen’de bulunan Husilerin 2023 sonunda gerçekleştirdiği eylemler, bölgenin 2024’te daha fazla öne çıkacağının bir göstergesi niteliğinde.

 

Ekonomiye Yönelik Beklentiler ve Riskler

Afrika Birliği Kalkınma Bankası verilerine göre Afrika’da beklenen büyüme oranı yüzde 3,8 olarak gösteriliyor. Doğu Afrika ise bu veriler içinde en fazla büyümeyi göstermesi beklenen bölge olarak öne çıkıyor. Doğu Afrika’da, tüm kıtanın neredeyse iki katı, yani ortalama yüzde 6,3’lük ekonomik büyüme beklentileri mevcut. Ancak yine de 2024’te ekonomik büyümenin görece yavaş olması da beklentiler arasında. Zira gıda güvensizliği, yüksek gıda enflasyonu ve dolayısıyla yüksek gıda fiyatlarının yanı sıra yüksek enerji fiyatları ve küresel tedarik zincirinin bozulması ya da küresel sistemde meydana gelen gelişmeler ve oluşturduğu istikrarsızlıklar, enflasyonist baskılara sebep oluyor. 2024’te Angola, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Nijerya, Etiyopya, Sudan, Mısır, Gana gibi ülkelerde çift haneli enflasyon rakamları bekleniyor.

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın meydana getirdiği olumsuzluklar ve önceki yıllarda Covid-19 pandemisinin etkileri, gıda ve enerji fiyatlarını önemli ölçüde etkilemişti. Bununla birlikte küresel iklim değişikliğinin etkileri de dikkate alındığında özellikle Doğu Afrika’da kuraklık ve taşkınların sebep olduğu gıda güvensizliği, önemli aksaklıklara yol açmaktadır. Bir de bu sürece, kıtada devam eden devletlerarası ya da devletler ile devlet dışı (silahlı) aktörler arasında yaşanan çatışmalar, mevcut kötü duruma yenilerini ekleyerek kıtanın daha fazla istikrarsızlaşmasına sebep oluyor. Ayrıca Ortadoğu’da mevcut jeopolitik gerilimlerin artması, enerji piyasalarında daha fazla artışa neden olma riskine de sahip. Bu durumun yeni bir enflasyonist baskıyı tetikleyerek küresel büyüme üzerinde olumsuz etkiye neden olması beklenebilir. Dolayısıyla bu süreç kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede Afrika’nın büyümesi üzerinde doğrudan etkiye sahip olabilecektir.

Tüm bunlara ek olarak birçok Afrika ülkesinin aşırı borç ve ağır mali yükün oluşturduğu mali sıkıntıları hissetmesi mümkün. Nitekim Zambiya, borç yeniden yapılandırmasını tamamlamaya yakın olsa da sürecin uzaması söz konusu. Bu durum ekonomik açıdan önemli bir belirsizlik oluşturmakta.

 

Gıda Güvenliğine Yönelik Riskler ve Fırsatlar

Afrika’da yer alan ülkelerin 2024’te dikkat etmesi gereken en önemli konulardan biri gıda güvenliği. Ekilebilir geniş arazilere, su kaynaklarına ve iş gücüne sahip olan Afrika ülkelerinin gıda ithalatçısı olduğu bir gerçek. En basit anlamda gıdayı ithal eden Afrika ülkelerinin, bu ithalatı gerçekleştiremediğinde halkın kıtlıkla karşı karşıya kalması ve sonucunda hayatlarını kaybetmeleri söz konusu. Bu bağlamda Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan kaynaklı olarak Afrika ülkelerinin bu ülkelerden tahıl ithalatında sorunlar yaşaması, Rusya’nın çekilene kadar Tahıl Koridoru Anlaşmasıyla mümkündü. Hatta günümüzde Afrika'da 25 ülke ithal buğdayın üçte birinden fazlası için Rusya ve Ukrayna'ya bağımlı durumda.

Rusya, Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan çekildikten sonra 6 Afrika ülkesine tek taraflı olarak tahıl yardımlarını sürdüreceğini bildirmişti. Ancak bu ülkelerin dışında kalan Afrika ülkelerinin tahıla güvenli şekilde erişememeleri önemli bir sorun. Bu kapsamda 2024’te Tahıl Koridoru Anlaşması’nın yeniden gündeme alınarak devreye girmesi beklentiler arasında. Bu durum Afrika ülkeleri için önemli bir ders niteliğinde.

2024’te Afrika ülkelerinin verimli ekilebilir arazilerini değerlendirerek en azından kendilerine yetebilecek, tarımsal reformları gerçekleştirebilecek ve tahıl üretimlerini artıracak fırsat pencerelerini değerlendirmeli. Ancak bu fırsatların değerlendirilmesi, sadece tarımsal altyapı ve reformlara odaklanmayı gerektirmez. Aynı zamanda teknoloji transferi, eğitim ve altyapı gibi çeşitli faktörlere yönelik kapsamlı bir planlamayı gerektirir. Bu faktörlerin sürdürülebilirliğine yönelik çabaların da öncelenmesi Afrika ülkeleri açısından 2024’te öne çıkmalı.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası