Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’da gerçekleştirdiği darbe girişimine ilişkin hazırlanan iddianameler, AK Parti iktidarı döneminde işlenen faili meçhul suikast ve şüpheli ölümlerin faillerini de ortaya çıkarıyor.
Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve yanındaki beş kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazası ile Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink suikastında 15 Temmuz darbe girişimini yöneten FETÖ’cü askerlerin olduğu kamera kayıtları, HTS raporları ve örgütün kriptolu haberleşme aracı ByLock yazışmalarıyla belgelendi.
Hrant Dink’e yönelik suikast ile Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanı Turgut Aslan’ın yaralanıp, koruma polisi Hasan Gülhan’ın şehit edilmesi eyleminin isimleri darbede “ortak” çıktı.
Hrant Dink cinayetinde rol alan jandarmaları koordine ettiği tespit edilen Jandarma Okullar Komutanlığı İstihbarat Okulu’nda yarbay olarak görev yapan Muharrem Demirkale’nin Jandarma Genel Komutanlığı Karargahında Albay Erkan Öktem ile darbe girişimini yönettiği tespit edildi.
Silahıyla Sivillere Ateş Etti
Jandarma Genel Komutanlığı Beştepe Karargahında bulunan kamera görüntülerinin çözümünde Muharrem Demirkale’nin kendisine ait 34 ET 8496 plakalı aracı ile nizamiyeye giriş yaptığı ve ön otoparkta park ettiği belirlendi. Demirkale’nin nizamiyenin kulübesinde üstünü değiştirerek kamuflajını giydiği ve Albay Erkan Öktem ile komuta katı girişinde görüldüğü tespit edildi. Demirkale’nin nöbetçi olmadığı halde karargaha geldiği, silahlı şekilde karargahta birçok yerde bulunduğu, bina dışına çıktığında ise silahıyla sivillere ateş ettiği görüntülerle sabit.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ’nün darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahında meydana gelen olaylara ilişkin 244 kişi hakkındaki iddianamenin ek klasörlerinde Muharrem Demirkale’nin görüntüleri açıkça yer alıyor.
İddianamede TEM Daire Başkanı Turgut Aslan’a karargahın bahçe kısmında elleri bağlıyken ateş edildiği ve ağır yaralandığı; koruma polisi Hasan Gülhan’ın da elleri ve gözleri bağlanarak bina dışına çıkarıldığı ve darbeciler tarafından açılan ateşle şehit edildiğini gösteren fotoğraflar bulunuyor.
Muharrem Demirkale jandarma karargah binasında çatışma sonucu yaralı olarak ele geçirildi. Demirkale ifadesinde 15 Temmuz akşam üzeri harekat merkezinden bir üsteğmenin kendisini arayarak, “Kritik bir gelişme var, sizin gibi çağırdığımız personel var” denildiğini söyledi. Demirkale devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bunun üzerine şahsi aracımla komutanlığa intikal ettim. Ortalık karışıktı. Önce uçaklar geçti. Bir binbaşının yaralandığını gördüm. Oradaki askerlerin bir kısmında MP-5 tabanca vardı. Daha sonra dışarıda özel harekat polislerini gördüm. Namluları bize bakıyordu. Daha sonra atış başladı. Ben mevzilendim. Bir süre bekledim. Yoğun şekilde ateş devam ediyordu. Bunun üzerine karargaha girdim. Yerde yatanları gördüm. Daha sonra en üst kata çıktım. Silahım incelendiğinde hiç ateş etmediğim anlaşılacaktır.”
Muharrem Demirkale’nin bu ifadesini kamera kayıtları yalanlıyor. Demirkale’nin duvar dibinde kamuflajlı ve silahlı olduğu, silahıyla kışla dışına doğru ateş ettiği kamera kayıtlarından tespit edildi.
Hrant Dink cinayetinin işlenmesine nezaret ettikleri tespit edilen Astsubay Yavuz Karakaya da Jandarma Genel Komutanlığı Karargahında darbecilerin yanında yer aldı ve çatıştı. Karakaya 15 Temmuz darbe girişimin ardından tutuklandı.
FETÖ’nün “Altın” Çocuğu
Jandarma Genel Komutanlığı Karargahında darbeyi yöneten Muharrem Demirkale, Hrant Dink cinayetinin en önemli isimlerinden. Dink suikastı döneminde İstanbul Jandarma İstihbarat Bölücü Faaliyetler İstihbarat Tim Komutanı olarak görev yapıyordu. Demirkale’nin Hrant Dink cinayetinde rol alan jandarmaları koordine ettiği tespit edildi.
Hrant Dink cinayeti soruşturmasına bakan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü, Muharrem Demirkale’yi “FETÖ’nün altın çocuğu” olarak tanımlıyor. Hrant Dink cinayetine ilişkin hazırlanan üçüncü iddianamede de Muharrem Demirkale’nin “cinayet mahallinde tetikçi Ogün Samast’ı takip eden jandarma istihbarat görevlilerinin komutanı olduğu” ifade ediliyor.
Muharrem Demirkale’nin emri altındaki askerler Yavuz Karakaya, Bekir Yokuş, Emre Cingöz, Ecevit Emir, Hacı Şefik Şimşek ve Eyüp Temel’in Hrant Dink cinayetinin mahalli ve çevresinde bulundukları cep telefonu sinyal baz bilgileri ve güvenlik kamerası görüntülerinden tespit edildi.
İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü ASAF biriminde görevli Şeref Ateş, Mustafa Küçük, Miktad Özbek ve Musa Yıldırım’ın cep telefonlarının Hrant Dink cinayetinin işlendiği 19 Ocak 2007 tarihinde saat 14.00’dan itibaren Dink’in ikamet ettiği ve sahibi olduğu Beyaz Adam Yayınevi çevresinde sinyal bilgisi verdiği saptandı.
Muharrem Demirkale’nin FETÖ’nün kara kutusu olan savcı Zekeriya Öz ile cinayetten bir gün önce ve bir gün sonra toplam yedi kez telefonda görüştüğü belirlendi. Demirkale ifadesinde, “Zekeriya Öz ile Mutki’de tanıştık. Ailece görüşüyorduk. Tayinim çıkınca irtibatımı kestim. İstanbul’da görüşmek istedi, görüştük. Savcılarla görev gereği görüşürüz” iddiasında bulundu.
Yazıcıoğlu Suikastının Şüphelileri 15 Temmuz Sanığı
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcı Vekili Kemal Yalçın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otele operasyon yapan suikast timinin içinde yer alan Kara Havacı Yarbay Davut Uçum ve Astsubay Aydın Özsıcak’ın takipsizlikle sonuçlanan Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin soruşturmanın şüphelisi olduğu gerekçesiyle yeniden soruşturma başlattı.
Soruşturmada Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünde ihmali olduğu ifade edilen Kayseri Emniyet İstihbarat Müdürü Ali Orhan Dinç ve Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli emniyet amiri Dursun Özmen FETÖ ile bağlantısı gerekçesiyle tutuklandı.
Aydın Özsıcak: 25 Mart 2009 tarihinde Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşına mezar olan helikopterdeki kayıt yapma özelliğine sahip Argus5000 CE ve SKYMAP cihazlarını çaldı. Yedi ay tutuklu kalmasına rağmen cihazların akıbetine yönelik en küçük bir ipucu vermedi ve “Cihazları hatıra olarak aldım” ifadelerini kullandı. Hatıra olarak aldığı cihazları adli makamlara teslim etmedi.
15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otele operasyon yapan suikast timinin içinde yer aldı ve tutuklandı. 15 Temmuz’un ardından yeniden açılan Muhsin Yazıcıoğlu soruşturmasının şüphelisi. Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcı Vekili Kemal Yalçın’a ifade verdi ve “helikopterin kayıt cihazlarını almam ile Erdoğan'ı almaya giden ekipte bulunmam tamamen tesadüf” iddiasında bulundu.
Davut Uçum: Aydın Özsıcak ile Yazıcıoğlu’nun helikopterinin kayıt cihazlarını çalan diğer kişi. Erdoğan’ı Marmaris’te kaldığı otelde öldürmeye giden ekibin içinde de yer aldı. Tutuklu. Muhsin Yazıcıoğlu soruşturmasının şüphelisi.
Dursun Özmen: Helikopter düştükten bir buçuk saat sonra, “Helikopter enkazına ulaşıldı, Yazıcıoğlu’nun bacağı kırık. Ambulans ile hastaneye götürülüyor.” şeklinde bir bilgi notu düzenledi ve kurtarma çalışmalarının yavaşlamasını sağladı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklandı.
Ali Orhan Dinç: Dursun Özmen’in hazırladığı bilgi notunu Kayseri Emniyet Müdürü’ne aktardı. ByLock kullandığı gerekçesiyle tutuklandı. Kayseri’de yürütülen FETÖ/PDY terör örgütü soruşturması kapsamında hakim karşısına çıkan emekli Emniyet Müdürü Ali Orhan Dinç alt yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı.
Faili Meçhullerde FETÖ Bağlantısı Araştırılıyor
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığındaki Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosunda görevli savcılar 2000- 2013 yılları arasındaki faili meçhul cinayetlerle ilgili dosyalarda FETÖ/PDY bağlantısı olup olmadığını incelemeye almıştı.
18 Aralık 2002'de Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Necip Hablemitoğlu’nun evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatın kaybetmesi, 17 Mayıs 2006’da Alparslan Arslan tarafından gerçekleştirilen Danıştay saldırısı, 3 Eylül 2006’da Bayram Ali Öztürk Hoca’nın İsmailağa Camii’nde sabah namazının ardından cemaate vaaz ederken Mustafa Erdal tarafından bıçaklanarak katledilmesi, 25 Şubat 2009’da Dikmen’de Emniyet Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay’ın aracında ölü bulunması, hakim adayı Didem Yaylalı’nın 22 Ağustos 2013’te Fethiye’de bir otelde ölü bulunması savcılar tarafından inceleniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 12 Aralık 2014’te yaptığı bir konuşmada FETÖ’yü işaret ederek, “Eğitimden, hizmetten, himmetten bahsedenlerin, bazı faili meçhul cinayetlere bulaştığını öğreniyoruz. Daha şaşırtıcı şeyler de göreceksiniz” demişti.