Türkiye Cumhuriyeti’nin Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) yönelik mücadelesi sürüyor. Mahkemeler 249 kişinin şehit olduğu, 2 bin 186 kişinin de yaralandığı 15 Temmuz darbe girişimine katılan şüpheliler hakkında iddianameleri kabul ediyor.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından aralarında 2 Anayasa Mahkemesi, 131 Yargıtay, 43 Danıştay ve 5 HSYK üyesi, 2 orgeneral, 6 tümgeneral, 10 korgeneral ve tümgeneral ve 148 tuğgeneralin bulunduğu 41 bin 326 kişi tutuklandı.
Sanıkların FETÖ’ye ilişkin somut bilgi vermemesi, örgütün hala etkin olduğunun açık göstergesi. Sanıklar müebbet hapisle yargılanmasına rağmen FETÖ yapılanması ve yöneticileri hakkında konuşmuyor/ konuşturulmuyor.
Marmaris’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast girişimini yöneten ve Erdoğan’ın koruma polisi Mehmet Çetin’i şehit eden Albay Şükrü Seymen’in mahkemede, “Ben darbe yaptım, cezası idam da olsa canım acımaz” şeklinde savunma yaparak söz konusu alçak eylemin arkasında kim veya kimlerin olduğunu açıklamaması örgütün yapısı açısından dikkat çekicidir.
Telsiz Konuşmaları Örgütün Kanlı Yüzünü Gözler Önüne Serdi
Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili hazırlanan çatı iddianame ile Kara Havacılık Komutanlığına ilişkin iddianamenin ek klasörlerinde darbeci askerlerin rütbeli askerleri gözaltına alması ve sivil vatandaşları katletmesine ilişkin görüntüler ile telsiz konuşmalarına yansıyan talimatları, örgütün kanlı yüzünü gözler önüne serdi.
15 Temmuz darbe girişimine katılan ve darbeye direnen vatandaşları hedef alan silahlı helikopterlerin kalkış yaptığı Kara Havacılık Komutanlığına ilişkin iddianamede FETÖ’cü askerlerin darbe girişimini önceden bildikleri açıkça yer alıyor. Çarpıcı ifadeler var.
Kara Havacılık Okul Komutanlığı Öğrenci ve Kurslar Tabur Komutanlığında Subay Temel Kurs Bölük Komutanı olan Yüzbaşı Emre Erkan, 15 Temmuz sabahı içtima sırasında kursiyerlere “Bugün kanlı Cuma” şeklinde ifadeler kullanmış.
Ramazan Turgut’un savcılık ifadesinde Kıbrıs’ta topçu alayında görev yaptığını, 14 Nisan 2016 tarihinde kursiyer olarak Kara Havacılık Komutanlığında göreve başladığını belirterek, “15 Temmuz Cuma günü sabah 08.00’da yapılan içtimada (Bölük Komutanı) Emre Erkan Yüzbaşı bütün bölüğe ‘Bugün kanlı Cuma’ şeklinde bir ifade kullandı. Saat 13.00’da dersimiz vardı. Belirttiğim saatte de derse katıldım” dedi.
Levent Çağrı Çakır da 15 Temmuz günü sabah içtimasına katıldığını, içtima sırasında Bölük Komutanı Emre Erkan’ın “Kanlı Cuma olacak” şeklinde bir ifade kullandığını söyledi.
İddianamede, “Bugün kanlı Cuma olacak” diyen Bölük Komutanı Yüzbaşı Emre Erkan’ın 15 Temmuz günü mesai saatlerinde silahların bulunduğu deponun anahtarını kayıt altına alınmadan depo sorumlusu olan Özgür Oprukçu’dan aldığı, Tabur Komutanı Yarbay Yasin Candemir’in Emre Erkan’a, “Depodan arkadaşlara silah dağıtın” diye emir verdiği; Emre Erkan’ın ise, “Teröristler polis ve asker kıyafeti giymiş şeklinde saldırabilirler” dediği; askerlerin de silahları aldıktan sonra Tabur Komutanının odasından mermi ve şarjör aldığı ifade ediliyor.
Teğmen Tolgahan Akbuğa, “Depoya gittiğimizde Bölük Komutanı Emre Erkan Yüzbaşı seri numaralarına bakmaksızın bizlere G3 marka silah verdi” ifadelerini kullandı.
Er Mustafa Turan 15 Temmuz’da gece helikopterlerini sevk ve idare etmekle önceden görevlendirilen Kara Havacılık Komutanlığı nöbetçi amiri Yarbay Özcan Karacan’ın rütbeli komutanlara emirler verdiğini belirtiyor. Er Turan, Karacan’ın hareketlerinden nizamiye civarında bulunan personeli yönlendirdiğinin anlaşıldığını belirterek, “Özcan Yarbay bir ara benim yanıma geldiğinde bana ‘Buraya polis veya TOMA araçları gelirse onlar polis kıyafetli teröristlerdir, emir veriyorum, onlara sıkın, burayı onların eline geçirmeyeceğiz’ dedi. Ben de kendisine ‘Polise sıkacağıma kendime sıkarım’ dedim. O da bana bağırdı. ‘Sen emre itaatsizliğin cezasını bilmiyorsun’ dedi” ifadelerini kullandı.
FETÖ’cü Beş Sivil, Darbenin Merkezi Akıncılar Üssü’nde
15 Temmuz darbe girişiminin merkezi Akıncı Üssü oldu. Pensilvanya’da FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’i ziyaret ettiğine ilişkin fotoğrafları çıkan ve darbeyi yöneten Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Adil Öksüz’ün Akıncılar Üssü’nde cuntacılarla görüntüleri iddianameye yansıdı.
FETÖ mensupları Kemal Batmaz, Harun Biniş, Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek’in de Akıncı Üssü’nde olduğu tespit edildi. İddianamede söz konusu kişilerin Adil Öksüz’le bağlantılı olduğu, sivil olmasına rağmen rütbeli askerlere talimat verdiğine ilişkin güvenlik kamera kayıtlarının fotoğrafları yer aldı.
Kaygusuz: Emniyet Binasını Vurun, Emniyet Binasını Tahrip Edin
Akıncı Hava Üssü’ndeki olaylara ilişkin hazırlanan iddianamede savaş uçaklarıyla Ankara Emniyet Müdürlüğünün bombalama anlarına ilişkin, uçakların görüntü kayıtları ve cuntacı pilotların telsiz konuşmaları da yer alıyor.
Ankara’da F-16 uçaklarıyla yapılan saldırıları Akıncı Üssü’nde sevk ve idare eden, bütün saldırı talimatlarını pilotlara ileten Kurmay Yüzbaşı Mustafa Mete Kaygusuz’un pilot İlhami Aygün’e, “Emniyet binasını vurun, emniyet binasını tahrip edin” dediği yer alıyor.
Akıncı Üssü ile savaş uçaklarını kullanan pilotlar arasındaki telsiz konuşmalarından bazıları şu şekilde:
“(Pilot) İlhami Aygül: Kurt filo aslan dört emniyet binası önünde çatışma takip ediyoruz.
Mustafa Mete Kaygusuz: Emniyet binasını vurun, emniyet binasını tahrip edin.
Aygül: Anlaşıldı çatışma olan bölgeye atış yapıyoruz, mutabık mıyız?
Kaygusuz: Tamamen mutabıkız.
Aygül: Anlaşıldı, emniyet binası ANKAmall’ın yanındaki ilk bina mı, ikinci bina mı? Çatışma olan bölgeye ateş edebiliriz.
Kaygusuz: Yoğun ateş edilen yere ateş yapın, çatışmanın olduğu yere.
Aygül: Anlaşıldı emniyet binasından yola doğru ateş açılıyor. Emniyet binası bölgesine biz ateş açıyor, atış yapıyoruz.
Kaygusuz: Emniyet binasını tahrip serbest. Emniyet binasına atış yaptınız mı?
Aygül: İki dakika sonra taarruz olacak.
Kaygusuz: Biraz acele edelim, bir bomba daha, iki bomba.
Aygül: Anlaşılmadı.
Kaygusuz: Bir bomba daha atıyoruz oraya.
Aygül: Çatışma bölgesine iki bomba atacağım.”
Mustafa Mete Kaygusuz itirafçı oldu, FETÖ ile ortaokul yıllarında bağlantı kurduğunu, o gece pilotlara bombalama talimatlarını verdiğini de kabul etti.
Önleyeceğimiz Cumhurbaşkanlığı Forsu Olan Uçak
Akıncı iddianamesinde şüphelilerden Oğuz Alper Emrah ile görüşen 141. Filo’daki Ahmet Tosun telsizde Cumhurbaşkanlığı uçağını tarif ederek, “Önleyeceğiniz uçak muhtemel Cumhurbaşkanlığı uçağı, forsu olacak, kocaman bir uçak, Cumhurbaşkanlığı forsu olan bir uçak” şeklinde talimat veriyor.
Ahmet Tosun, 15 Temmuz gecesi “Kurmay Albay” rütbesiyle “Akıncı 4. Ana Jet Üssü Harekat Komutanı” olarak görev yapan şüpheli Ahmet Özçetin’in, vatandaşların şehit olmasına neden olan F-16’lara bombalama emrini veren kişi olduğunu açıkladı.
Tosun, “Ahmet Özçetin Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu uçağın Dalaman’dan veya Antalya’dan kalkmış olabileceğini, araştırmamı, radar izlerini bulmamı benden istedi” dedi.
Tosun, Cumhurbaşkanlığı Köprülü Kavşağı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin yakınına Emniyet Özel Harekat ve Emniyet Havacılık Daire Başkanlığına, Polis Özel Harekat binasına bomba atılması ve Kızılay’dan, Genelkurmay üzerinden ses üstü alçak geçiş yapılması konusundaki tüm eylemlerin talimatını Özçetin’den aldığı emirler üzerine verdiğini söyledi.
Darbecilerin Asıl Hedefi Cumhurbaşkanı Erdoğan
15 Temmuz darbe girişimde asıl hedef Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Erdoğan teslim alındığında ya da şehit edildiğinde darbenin başarılı olacağını hedeflediler.
12 Temmuz’da Diyarbakır Üssü’nden iki F-16 uçağı kaldırılarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otel ve yakınında fotoğraflama işlemi yapıldı. 13 Temmuz 2016’da Hava Kuvvetler Komutanlığı İstihbarat Başkanlığının koordinesinde iki F-16 uçağı havalandırılarak yine Marmaris üzerinde Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu otel ile civarında fotoğraflama işlemi gerçekleştirildi.
O dönemde Erdoğan’ın Başyaveri olan Albay Ali Yazıcı, Erdoğan’ın kaldığı otelin yerini öğrenip saldırının planlayıcısı Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’e söyledi ve 15 Temmuz gecesi Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele ulaşmak için Antalya’dan yola çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin iddianamede suikast timinde yer alan gözü dönmüş darbeci Zekeriya Kuzu’nun ifadeleri yer alıyor.
İddianamede Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında örgütün “üs imamı” olarak anılan “Paşa” lakaplı eski başçavuş Zekeriya Kuzu’nun polis memurlarına, “Cehennemi yaşatacağız size, bunlar daha yeni başlıyor, (…) hani inlerimize girecektiniz, biz sizin ininize girdik, kafanızı kaldırdığınızda sizleri öldürürüz, nerede o (Erdoğan), hangi helikopterle gitti, hangi havalimanına inecek, ne zaman kalktı helikopter” şeklinde hakaret ve tehdit içerikli sözler sarf ettiği yer alıyor.
İddianamede suikast timinde yer alan darbecilerin, Erdoğan’ın yerini öğrenebilmek amacıyla polis memurlarını botlarla kafalarına basmak, etraflarına ateş etmek ve vücutlarının çeşitli yerlerine vurmak suretiyle darp ettiklerine dikkat çekiliyor.
Erdoğan’ı öldürmeye giden darbeci askerler Astsubay Aydın Özsıcak ve Yarbay Davut Uçum da Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşının ölümünde FETÖ üyelerinin bağlantısı olduğu gerekçesiyle 9 Ağustos 2016 tarihinde yeniden başlatılan soruşturmanın da şüphelisi oldu.
Özsıcak ve Uçum’un 25 Mart 2009 tarihinde Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşına mezar olan helikopterdeki Argus5000 CE ve SKYMAP (kayıt yapma özelliğine sahip) cihazlarını çaldığı gerekçesiyle yargılanmış ancak açılan soruşturma takipsizlikle sonuçlanmıştı.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcı Vekili Kemal Yalçın’a ifade veren darbeci Aydın Özsıcak, “Helikopterin kayıt cihazlarını almam ile Erdoğan’ı almaya giden ekipte yer almam tamamen tesadüf” iddiasında bulundu.
Dink Cinayetini Darbe Girişimine Katılan Askerler Koordine Etmiş
Öte yandan Hrant Dink cinayetine ilişkin hazırlanan iddianame FETÖ’nün cinayeti planladığını gözler önüne serdi.
İddianamede 15 Temmuz darbe girişimine katılan ve Ankara Jandarma Genel Komutanlığı binasında çatışma sonucu yaralı olarak ele geçirilen İstanbul Jandarma İstihbarat Bölücü Faaliyetler İstihbarat Tim Komutanı Yüzbaşı Muharrem Demirkale’nin, Hrant Dink cinayetinde rol alan jandarmaları koordine ettiği görüntüler ve HTS raporuyla tespit edildi. Demirkale’nin, dönemin özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz ile cinayetten bir gün önce ve bir gün sonra toplam yedi kez telefonda görüştüğü bilgisine de ulaşıldı.
15 Temmuz darbe girişimi gecesi Ankara Jandarma Genel Komutanlığında darbecilerle iş birliği yaptığı gerekçesiyle tutuklanan astsubay Yavuz Karakaya’nın da Hrant Dink cinayeti öncesi ve sonrasında olay yerinde Ogün Samast ve Hrant Dink’i izledikleri, cinayetin işlenmesine nezaret ettikleri tespit edildi.
FETÖ, Dink Cinayetini Karartmak İçin Üç Kitap Yazdırdı
FETÖ Hrant Dink cinayetinde kendisine bağlı emniyet mensuplarının rolünün olmadığını kanıtlamak için Adem Yavuz Arslan’a Bi Ermeni Var, Nazlı Ilıcak’a Her Taşın Altında The Cemaat mi Var? ve Bayram Kaya’ya Kördüğüm: 21 Numaralı Suikast Yolcusu başlıklı kitapları yazdırdı. Söz konusu kitaplarla Hrant Dink cinayetindeki FETÖ bağlantısı karartıldı.
FETÖ’nün Medya Yapılanması Deşifre Oldu
FETÖ’nün medya yapılanmasına yönelik soruşturmalar Zaman gazetesinin ulusal gazete ve televizyonlarda etkin olduğunu gözler önüne serdi.
Hazırlanan iddianamelerde Zaman’ın medyada FETÖ adına faaliyet gösterdiği açıkça görülüyor.
Deniz Baykal’ın kasetinin yayınlanması, 15 Temmuz darbe girişiminin kara kutusu Adil Öksüz’ün kaçırılması ve Hrant Dink cinayetinde kurgu görüntülerinin servis edilmesi FETÖ’nün gazeteciler üzerinden uyguladığı operasyonlardı.
Zaman gazetesinin 2 bin 500 çalışanından bininin gazete çalışanı olduğu, bin kişiden birçoğunun da ulusal gazete ve televizyonlarda çalıştığı resmi evraklarda açıkça görülüyor. Bu gazetecilerin büyük kısmı çeşitli medya organlarına yerleştirilmişti.
Zaman gazetesi, Cihan Haber Ajansı ve Samanyolu Televizyonu’nda yetiştirilen gazeteciler; Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları başladıktan sonra başta TRT olmak üzere birçok ulusal gazete ve televizyonlarda kritik görevlere getirilmiş!
2008-2014 yılları arasında birçok gazete ve televizyonların emniyet ve yargı muhabirlerinin tamamına yakınının Zaman gazetesi kökenli olduğu açıkça görülüyor. FETÖ ulusal gazetelere yerleştirdiği gazeteciler üzerinden algı operasyonunu gerçekleştirdi. Birçok muhabir de FETÖ tarafından parlatıldı. 17-25 Aralık darbe girişimi sürecinde dahi FETÖ’nün muhabirleri ulusal gazete ve televizyonlarda aktif olarak çalıştı.
Örneğin Hrant Dink cinayeti iddianamesini inceleyelim: İddianamede FETÖ’nün Zaman’da on dört yıl muhabirlik yapan Ercan Gün’ü Dink cinayetinden on bir gün önce FOX TV’ye yerleştirdiği ve Ogün Samast’ın Türk bayraklı kurgu görüntüsünü onun üzerinden FOX TV’de yayınlattığı bilgisine yer veriliyor.
1993’te Zaman’da çalışmaya başlayan ve aralıksız olarak on dört yıl boyunca Zaman Grubu’nda çalışan Ercan Gün’ün Hrant Dink cinayeti öncesi (8 Ocak 2007’de) delil karartmak için FOX TV’ye yerleştirilmesi örgütün planlı transferi olarak değerlendiriliyor. FOX TV Haber Müdürü Ercan Gün, Hrant Dink soruşturması kapsamında tutuklandı. FOX TV yönetimi, FETÖ’den tutuklu Ercan Gün’ün ilişiğini kesmedi. Ercan Gün, televizyonun künyesinde halen Haber Müdürü olarak gözüküyor.
Habertürk Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdal Şen, Adil Öksüz’ün Kaçışına Yardımcı Oldu
Zaman gazetesi kökenli olan ve Habertürk gazetesinde Ankara temsilciliği görevinde bulunan Erdal Şen de 15 Temmuz darbe girişiminde aktif olarak rol oynadığı savcı tutanaklarına yansıdı.
Şen darbe girişimi sırasında Ankara’da Akıncı Hava Üssü’nde yakalandıktan sonra şaibeli kararla serbest bırakılan FETÖ’nün “TSK imamı” Adil Öksüz’ün kaçışına yardımcı oldu. Şen’in Adil Öksüz’ün Üsküdar ilçesindeki bir binada saklanmasına yardım ettiği tespit edildi.
Erdal Şen’in eşi Emine Şennur Şen de, Adil Öksüz’ün baldızı. Emine Şennur Şen FETÖ’nün kriptolu haberleşme aracı Bylock kullandığının tespit edilmesi üzerine tutuklandı.
17 Aralık Darbe Girişimi Sabahı Habertürk Binasında
FETÖ’nün medya yapılanmasına ilişkin iddianamede Habertürk gazetesi ve televizyonunda çalışan yöneticiler de göze çarpıyor. İddianamede 17 Aralık darbe girişiminin Zaman’da çalışırken Habertürk TV’ye geçen ve yönetici olarak çalışan gazeteciler tarafından önceden bilindiğine dikkat çekiliyor.
İddianamede o dönemde Habertürk TV Haber Koordinatörü Oğuz Usluer, Habertürk TV Genel Yayın Koordinatörü Abdullah Kılıç ile Habertürk TV Haber Müdürü Cuma Ulus’un 17 Aralık günü alışılmışın aksine saat 07.00’da kanala geldiği ve 17 Aralık’la ilgili polis fezlekesi üzerinde çalıştıklarına yönelik tanık ifadeleri yer alıyor.
Oğuz Usluer’in Habertürk Televizyonu’nda yayın koordinatörü olduğu dönemde Hakan Şükür’ün istifa mektubunu okuyan muhabiri yayından almak isteyen editör Mehmet Yeşilkaya’yı uyardığı, rejiye gelen Oğuz Usluer’in mektubun tamamının okunmasını sağladığı iddianameye yansıdı. Oğuz Usluer, editör Mehmet Yeşilkaya’ya Hakan Şükür’ün mektubu için “manifesto” ifadelerini kullanmış.
Deniz Baykal’ın Kasetini Yayınlayan Ankara Temsilcisi FETÖ’den Tutuklu
Vahdet gazetesini kuran ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gazetesini kapatan Yener Dönmez ise Akit gazetesinde Ankara Temsilcisi olduğu dönemde, FETÖ tarafından çekilen Deniz Baykal’ın kasetini Habervaktim adlı internet sitesinde yayınladı.
Deniz Baykal söz konusu görüntülerin yayınlanmasının ardından CHP Genel Başkanlığı görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin başına geçti. FETÖ Yener Dönmez’in yönettiği Habervaktim adlı haber sitesi üzerinden kumpas davalarının görüntü ve belgelerini de yayınladı.
Dönmez, Deniz Baykal’a ait olduğu ileri sürülen görüntülerle ilgili soruşturma kapsamında tutuklandı. Dönmez’in Bylock kullandığı tespit edildi. Dönmez, Deniz Baykal’ın görüntülerinin FETÖ’nün gazetecisi Cevheri Güven tarafından kendilerine gönderildiğini itiraf etti ve “Gece geç saatlerde Cevheri Güven aradı. ‘Sizinkilere bir şeyler gitmiş, haberin var mı’ dedi. Deniz Baykal ile ilgili görüntülerin internet ihbar hattına geldiğini öğrendim ve görüntüleri yayınladık” dedi. Bu ifadeler de Dönmez’in Emniyet ve Savcılıkta verdiği İfadelere dayanıyor.
Deniz Baykal’ın kasetinin yayınlanmasına ilişkin soruşturmada geçmişte Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevinde bulunan Ömer Altıparmak’ın da bulunduğu FETÖ’cü 37 polis soruşturma kapsamında tutuklandı.
Ergenekon ve Balyoz Duruşmalarının Görüntüleri, Bilgi ve Belgeleri Silinmiş!
FETÖ Silivri’de görülen Ergenekon ve Balyoz duruşmalarının görüntü kayıtlarını, duruşmalara ilişkin bilgi ve belgeleri de tamamen silmiş. Ergenekon davasına bakan ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese ve üye hakim Hüsnü Çalmuk hakkında hazırlanan iddianamelerde FETÖ’nün delil kararttığı açıkça görülüyor.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Teftiş Kurulu Başkanlığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, Silivri Ceza İnfaz Kurumunun bulunduğu yerleşkede bilgisayarları teslim etmeden önce Wipe programı ile kesinlikle dönüşü olmayacak şekilde format attırmak suretiyle bilgi ve belgeleri sildirdiğini tespit etti.
Mahkeme 20 Ekim 2008 tarihinde başlayan ve 5 Ağustos 2013 tarihinde sona eren Ergenekon duruşmalarında görüntülü kayıt yapmış, celse aralarında dahi sanık, tanık ve gizli tanıkların görüntülerini kayıt altına almıştı. Görüntü kayıtları ve duruşmalara ilişkin bilgi ve belgelerin silinmesiyle Ergenekon ve Balyoz yargılamalarında yapılan usulsüzlüklerin ortaya çıkması önlendi.
FETÖ 17-25 Aralık darbe girişiminin başarısız olmasının ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğündeki bilgisayarlara Wipe programı ile format attırmış, yasa dışı dinleme ve teknik takip kayıtlarını da sildirmişti.
İkinci Darbe Bildirisi CNN Türk ve FOX TV’de Okunmak İstenmiş!
FETÖ’cülerin TRT’de okunan darbe bildirisinin başarısız olmasının ardından yeniden harekete geçtiği, ikinci darbe bildirisini CNN Türk ve FOX TV’de okutmak istediği iddianamelere yansıdı.
Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili hazırlanan çatı iddianamede Akıncılar Üssü’nde darbeyi yöneten Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Eski Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık’ın, 15 Temmuz gecesi CNN Türk Televizyonu ve Bodrum’da bulunan Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan’ın koruması ile FOX TV’yi aradığına dikkat çekiliyor.
İddianamede Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Daire Başkanlığı görevini yürüten Tümgeneral Mehmet Dişli’nin ifadesi yer alıyor. Dişli, Ömer Faruk Harmancı’nın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a, “2. bildiriyi hazırladık, birazdan canlı yayın aracı gelecek, bunu sizin okumanızı arz ediyoruz” dediğini aktarıyor.
Ömer Faruk Harmancık’ın, söz konusu konuşmanın ardından 16 Temmuz saat 03.23’te darbecilerin baskınına uğrayan CNN Türk Televizyonu’nun santral telefonunu saat 03.28 ve 03.29’da, Doğan Holding’e ait olan ve Bodrum’daki güvenlik ekibi tarafından kullanılan telefon hattını ise saat 06.34’te aradığı tespit edildi.
Aydın Doğan 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Bodrum’da tatilini geçiriyordu. Doğan, Ömer Faruk Harmancık’ın iki defa aradığı telefon hattının Bodrum’daki güvenlik ekibi tarafından kullanıldığını açıkladı.
Harmancık, FOX TV Ankara Bürosu’nun santral telefonunu ise saat 06.24’te aramış. Bilindiği gibi Ankara’da darbe girişimi Hulusi Akar’ın helikopterle Akıncılar Üssü’nden alınmasıyla saat 09.30’da sona ermişti.
Harmancık’ın TRT’de saat 23.30 sıralarında darbe bildirisini okutan Yarbay Ümit Gençer’le on bir defa görüştüğü tespit edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının darbeci generallerin 15 Temmuz gecesi Doğan Holding ve FOX TV ile telefon trafiğini incelediği ve konuyla ilgili ek soruşturmanın devam ettiği öğrenildi.
Sonuçta burada toparladığımız bilgiler FETÖ iddianameleri ile emniyet ve savcılık ifadelerinden sadece bir kısmını kapsıyor. Hem yeni iddianameler sunuldukça hem de FETÖ üyesi darbeciler konuştukça kanlı girişimin arka planı daha iyi ortaya çıkacaktır.