Kriter > Dış Politika |

Statüko ve Değişim Talepleri Arasında Cezayir


Cezayir’deki güç dengelerinin merkezinde bulunan Buteflika’nın 22 Şubat’ta beşinci kez adaylığının açıklanması ülkedeki statükodan rahatsız, çoğunluğu gençlerden oluşan toplumsal kesimlerin sokağa inmesine neden oldu.

Statüko ve Değişim Talepleri Arasında Cezayir

Toplumsal refahtan hakkını alamayan gençler, sistemin dışında kalan entelektüeller, bir şekilde sistemin dışına atılan eski rejim mensupları, ülkedeki ekonomik zorluklardan dolayı geçimini sağlamakta sıkıntı çeken geniş halk kitleleri Cezayir’de sokaklara çıktı. Bu toplumsal kesimler “Abdulaziz Buteflika aday olmasın” talebi üzerinden Cezayir’deki statükodan rahatsızlığını ve değişim taleplerini dile getirmeye başladı. Aylardır devam eden gösterilerin neden olduğu siyasi çalkantı “Cezayir’de statükoyu derinden etkileyecek bir siyasal dönüşüm mümkün mü?” sorusunu gündeme getirdi.

Toplumsal kesimlerin rahatsızlığının muhatabı olan “rejim” ordu, istihbarat, Cezayir’in kurucu partisi ve ekonomik güç odaklarından oluşmaktadır. Her bir güç odağını aktör kılan tarihi dönem ve araçlar var. Cezayir’in kurtuluş savaşını yürüten Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin silahlı kanadı olan Cezayir ordusu ülke siyasetinde merkezi bir rol oynamaktadır. 90’larda ordu içinden teşkil edilen istihbarat örgütünün tedricen güçlenmesiyle ülkenin güvenlik sektöründe “ordu” ve “istihbarat” olmak üzere iki blok oluşmuştur. 99’da gerçekleştirilen seçimle göreve gelen Buteflika yaptığı siyasi hamlelerle cumhurbaşkanlığını daha etkin hale getirerek güvenlik, bürokrasi, kurucu parti ve ekonomik elitlerin birbirini dengelediği yeni bir siyasal düzen kurmuştur. Ancak Buteflika’nın 2013’te beyin kanaması geçirmesi ve müteakip süreçte artmaya başlayan sağlık sorunları nedeniyle Cumhurbaşkanlığındaki karar alma süreçleri Cezayir kamuoyunda sorgulanmaya başlamıştır.

Gösterilerin Başlama Noktası

Cezayir’deki güç dengelerinin merkezinde bulunan Buteflika’nın 22 Şubat’ta beşinci kez adaylığının açıklanması ülkedeki statükodan rahatsız, çoğunluğu gençlerden oluşan toplumsal kesimlerin sokağa inmesine neden olmuştur. 2001’den beri protesto ve gösterilerin yasaklandığı başkent Cezayir’de binlerce insanın meydanlarda yürümesi gösterilerin diğer illere yayılmasını hızlandırmıştır. Cezayir güvenlik güçleri alışılmışın aksine gösterileri azami hassasiyetle takip ederek –şimdiye kadar– göstericilere karşı şiddet kullanmaktan kaçınmıştır. Resmi kaynaklara göre ülke genelinde yaklaşık 45 kişi tutuklanmıştır. Cezayir güvenlik güçlerinin daha önceki toplumsal olaylara karşı aldığı tedbirler dikkate alındığında bu sayının oldukça az olduğu görülmektedir. Cezayir’in siyasi tarihinde iç savaşa varan şiddetli toplumsal olayların acı tecrübesi hem Cezayir halkı hem de devletin hafızasında önemli yer tutması nedeniyle iki taraf da eski günlere dönmekten imtina etmektedir. Sokağa çıkanların ülkenin farklı toplumsal kesimlerini temsil etmesi ve şimdiye kadar gösterilerin barışçıl olması hükümeti zorlamıştır. Ayrıca sokağa çıkmaya ilk çağrı yapanların bilinmemesi ve muhalif siyasi partilerle bağlantılı olmamaları göstericilerin elini güçlendirmiştir.

Göstericiler 2013’te beyin kanaması geçiren ve tekerlekli sandalye üzerinde ekranlara çıkan Cumhurbaşkanı Buteflika’nın adaylığının ülkenin ve halkın onurunu zedelediğini öne sürmüştür.

Ekonomisinin yüzde 90’dan fazlasının petrol ve doğal gaza dayalı olduğu Cezayir’de petrol fiyatlarında yaşanan düşüş enflasyon ve işsizlik oranın artmasına yol açmıştır. Devletin bu sorunlara yönelik küçük çaptaki reformları sonuç vermek yerine yönetimdeki zafiyetlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Buteflika ülkede ekonomik ve toplumsal sorunların muhatabı olan statükonun merkezinde bulunan siyasi bir figür olarak bütün göstericilerin hedefi olmuş, gençler de Buteflika’nın aday olmamasını talep etmiştir.

Ülkenin bazı önemli aktörlerinin göstericilere destek vermeye başlaması protestoların devam etmesine neden olmuş ve Cumhurbaşkanlığı üzerindeki baskıyı artırmıştır. Kabili bölgesinin en önemli kenti Baija’daki protesto yürüyüşlerine katılan Cezayir Kurtuluş Savaşı’nın kadın direnişçisi ve halk kahramanı olarak bilinen 83 yaşındaki Djamila Bouhired “Halkımla onurumuz için yürümek istiyorum” ifadesini kullanarak zafer kazanana kadar mücadelenin devam etmesi çağrısında bulunmuştur. Cezayir’deki en büyük iş adamlarından 74 yaşındaki Issad Rebrab başkentteki yürüyüşlere katılarak medyaya “Gençlerimizin onurları için yürüyüş yaptıklarını görmekten gurur duyuyorum” açıklamasını yapmıştır. Rebrab’in bu tavrı sokağa çıkanlara umut vermiştir. Eski başbakan ve muhalif lider Ali Benflis de Cuma günü düzenlenen protestolardan birine destek vermek için miting alanına gitmiştir. Benflis’in gazetecilere yaptığı açıklamada “Cezayir halkı aşağılamaya, korkutmaya, baskıya ve beşinci kez adaylığa hayır; halkın egemenliğine evet diyecek” dediği kaydedilmiştir.

Ancak genel olarak bakıldığında Cezayir’deki muhalif siyasi partiler gösteriler başladığında Buteflika’nın adaylığına karşı çıkmamış, gösterilere de mesafeli yaklaşmıştır. Bu durum gençlerin değişim taleplerine liderlik edecek siyasi bir organizasyonun olmadığını ortaya koymuştur.

Statükocu Değişim Beklentisi

Gösterilerin artarak devam ettiği bir ortamda Cezayir Genelkurmay Başkanı Ahmed Gaed Salah 26 Mart’da yaptığı açıklamasında halkın taleplerinin meşru olduğunun altını çizerek Cezayir Anayasası’nın 102. maddesini hatırlattı. Buteflika’nın sağlık sorunları nedeniyle ülkeyi yönetemediğini, bu nedenle Cumhurbaşkanlığı makamının boşaltılması gerektiğini ifade etti. Bunun üzerine Meclis Başkanı Binsalah’ın 45 günlüğüne ülkeyi yönettiği bir geçiş süreci üzerinde konuşulmaya başlandı. Bir diğer ifadeyle ordu ülkedeki siyasi dengelerin yeniden şekillenmesi için Cumhurbaşkanı Buteflika etrafında şekillenen statüko aleyhine duruma müdahil oldu.

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika

Cumhurbaşkanı Buteflika gösterilere cevaben yayımladığı ilk yazılı mesajda gösterilerin ve özellikle binlerce gencin çağrılarını dikkate aldığını ifade etmiş ancak seçimlerde tekrar aday olacağını vurgulamıştı. 18 Nisan’da yapılacak seçimleri kazanması halinde kuşatıcı ve bağımsız bir ulusal konferans düzenleyeceğini, konferansın erken seçimlere karar vereceğini, düzenlenecek erken seçimlerde aday olmayacağını ve referandum sonucunda kabul edilecek yeni bir anayasayla yeni bir sisteme geçileceğine taahhüt etmişti. Ancak İsviçre’de gördüğü tedavinin ardından ülkesine dönen Buteflika ulusal televizyonda yayımladığı yazılı bir mesajda 18 Nisan seçimlerinin ertelendiğini ve kendisinin de tekrar aday olmayacağını duyurmuştu. Yeni seçim tarihine de 2019’un sonunda oluşturulacak bağımsız bir ulusal konferansın karar vereceğini bildirdi. Fakat göstericiler yapılan hamlelerin taleplerini karşılamadığını ve Buteflika’nın “hülle” yaptığını öne sürerek eylemlerini sürdürdü.

Buteflika etrafında oluşan iktidar seçkinleri her iki durumda da Buteflika sonrası yol haritası ve güç dağılımı için müzakere yapma imkanı elde etmek istemişti. Ancak ordu oyun değiştirici bir hamle yaparak yeni oluşacak dengeler içinde elini güçlendirdi. Hem halkın desteğini kazandı, hem de yeni siyasi dengeler içindeki belirleyiciliğini artırma imkanı elde etti. Fakat her halükarda Cezayir’de “rejim” olarak nitelenen yönetimin çok güçlü ve baskın olması, ciddi bir siyasal dönüşüme öncülük edecek statüko dışından bir siyasi aktörün ön plana çıkmaması ülkede köklü bir siyasal dönüşümün olmayacağını işaret etmektedir. Bu nedenle ordunun göstericiler lehine attığı adımın Cezayir’de geçtiğimiz on yıllardan çok farklı bir siyasi sürece neden olacağını öngöremiyoruz.

Cezayir’de önümüzdeki aylarda gerçekleştirilmesi muhtemel seçimler için iktidar koalisyonu karşısında en güçlü aday olarak eski Başbakan Ali Benflis gösterilmektedir. Eskiden Buteflika’nın yakın adamlarından olan Ali Benflis 2008’de muhalefete geçerek ülkenin öne çıkan muhaliflerinden olmuş ancak hem 2008’de hem de 2014’te Buteflika karşısında seçimi kaybetmiştir. İktidar koalisyonundaki İslamcı parti olan Toplumsal Barış Hareketi’nin (MSP) koalisyondan ayrılması ise ülkenin kuruluşundan şimdiye kadar ülkeyi yöneten Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin (FLN) siyasi gücünü kaybetmesi tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını göstermektedir. Muhalefet safına geçen MSP’nin lideri Abderrazak Makri cumhurbaşkanlığı yarışına katılacağını duyurmuştur. Seçimlerde bir diğer önemli aday emekli General Ali Ghediri’dir. Adaylığını ilk açıklayan Ghediri siyasi partisinin olmaması ve anlaşıldığı kadarıyla ordunun da desteğine sahip olmaması nedeniyle ön plana çıkmamaktadır. Ayrıca son zamanlarda popülarite kazanan iş adamı Rachid Nekkaz adaylık başvurusunda bulunmuştur. Adalet ve Kalkınma Cephesi (FJD) ise çatı aday arayışına girmiştir. Partinin lideri Abdallah Djaballah diğer muhalif partilerle çatı bir aday belirlemek için temaslar başlattığını duyurmuştur.

Ordunun Buteflika’nın görevi bırakması yönündeki hamlesine rağmen Cezayir’deki geniş katılımlı gösterilerin talep ettiği köklü yapısal dönüşümün kısa vadede gerçekleşmesi mümkün görünmemektedir. Modern Cezayir devletini inşa eden FLN ve silahlı kanadı olan Cezayir ordusu ülke siyasetini şekillendiren baş aktör kalmaya devam etmektedir. Ordu öncülüğünde kurulan iktidar mekanizması güçlü bir bürokratik mekanizmayla duruma vaziyet etmektedir. “Rejim” olarak adlandırılan bürokratlardan oluşan seçkin zümre ordu ve siyasi seçkinlerle iç içe geçerek ülkeyi yönetmektedir. Bu zümreden gelen Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika 2014’ün sonlarında ordu ve istihbaratta gerçekleştirdiği reformlarla birlikte kendi kişiliği üzerine kurulu bir siyasi denge oluşturmayı başarmıştır. Butefilika etrafında şekillenen dengelerden rahatsız olduğu gözlemlenen ordu ise toplumsal gösterilerden yana pozisyon alarak Buteflika sonrası süreçte kendini belirleyici aktöre dönüştürecek bir hamle yapmıştır. Fakat ordunun Cezayir’deki “rejim”in başat aktörlerinden biri olması, rejim dışındaki aktörlerin belirleyici hamleler yapacak araçlara sahip olmaması, yaşanan süreçlerin rejimin kendi içinde bazı değişikliklerle gösterileri yöneteceği şeklinde yorumlanabilir. Bir diğer ifadeyle gösteriler neticesinde Buteflika etrafındaki seçkinlerin etkisi kırılacak, yine rejim içinden farklı aktörler yükselmeye başlayacaktır. Ayrıca değişimi destekleyecek bölgesel veya küresel aktörlerin yokluğu ve bölgesel konjonktürün de müsait olmaması Cezayir’deki köklü dönüşümün önündeki önemli engellerden biridir.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası