Kriter > Dış Politika |

İsrail Seçimlerinin Odağı: Sınırların Genişletilmesi


Netanyahu ikini seçim sürecinde vites yükseltmeyi ihmal etmedi. Batı Şeria’da Ürdün Vadisi ile Lut Gölü’ne kadar uzanan işgal altındaki Filistin topraklarının ilhakını vaat etti ve “başbakan seçilirsem Ürdün Vadisi’ni İsrail’e katacağım” dedi.

İsrail Seçimlerinin Odağı Sınırların Genişletilmesi

İsrail’de yenilenen seçim sonrası hükümeti kurma görevi Benjamin Netanyahu’ya verildi. Netanyahu bu seçimin kaybedeniydi, görevi aldı ancak işi zor, amacı geniş tabanlı birlik hükümeti kurup, başbakanlığını devam ettirebilmek. Sonuç ne olursa olsun İsrail’in değişmeyecek gerçeklikleri var. Bunu seçim sürecinde de sonrasında gördük, Filistin topraklarının işgali ve hatta daha fazlası. Başkan Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda (BMGK) dünyaya yönelttiği bir soru vardı, “İsrail’in sınırları neresi?” İsrail’de başbakan kim olursa olsun, asıl mesele işte bu sorunun yanıtı olacak.

Dünyada örneği olmayan bir ülke. Net bir haritası yok, sınırları sürekli güncellenebiliyor. Kudüs’ün işgali ve ilhakıyla yetinmiyorlar, Batı Şeria’yı da ilhak peşindeler. Bunun yanı sıra yıllardır işgal altında tuttukları Suriye’nin Golan bölgesini de kendi haritalarına eklediler. Erdoğan bu aymazlığa dikkat çekti. Çünkü bu gidişin bir sonu yok. Ve dahası dünyada hiç kimsenin de umurunda değil. Mesela Kudüs’ü yasa dışı şekilde başkent ilan ettiklerinde Türkiye’den başka yüksek sesle tepki gösteren ülke çıkmamıştı. Veya Golan’ı ilhak ettiklerinde Golan’ın gerçek sahibi olan Esed rejimi ve onun hamileri olan Rusya ile İran dahi sessiz kalmayı tercih etmiş, tepki yine sadece Türkiye’den gelmişti.

Siyonist-evanjelist zihniyete göre haritayı da sınırları da “vaat edilmiş topraklar” oluşturuyor aslında. Hani hatırlarsınız, İstanbul belediye seçimleri öncesinde HDP Eş Başkanı Sezai Temelli izah ediyordu, “buralar” diyordu, “işte buralar vaat edilmiş topraklar” diye Türkiye’nin güneydoğusunu birilerine peşkeş çekiyordu. İsrail’e öyle bir harita biçmişler ki, şu an işgal ettikleriyle yetinmiyor, daha da fazlasını işgal etme derdinde. Onlara bu işgal yolunu açan zihniyet, “din” odaklı çalışıyor, şifresi de “vaat edilmiş topraklar.

 

İşgalin Başlangıcı

1920’lerde Filistin topraklarını işgal ederken, dünyanın dört bir yanından Yahudileri o dini motifli şifreyi kullanmak suretiyle ikna edip, getirdiler. Önceki ABD başkanları da bugünküler de Netanyahu da ya da rakibi Benny Gantz da bu hayal için oralarda duruyor. Tel Aviv’le başlayıp, bu noktaya kadar gelen ve daha da ileriye gitmesi an meselesi olan bir İsrail haritası var karşımızda.

Çünkü Siyonistler, Ermenilerin ürettiği sözde soykırım iddialarını tanıyarak holokost üzerine kendi kurdukları dengenin bozulmasından endişe duyuyor. Bugün İsrail’in genişleyen sınırları, işgalleri, ilhakları ve bu uğurda yaptığı saldırıların meşrulaştırılmasının temeli holokost üzerine kurguladıkları politikadan geçiyor. Bu nedenle, başka benzer iddiaların bu politikaya zarar vereceği kaygısını taşıyorlar.

Erdoğan aynı gün New York’ta Yahudi toplumunun temsilcilerini de kabul etti. Neturei Karta adlı bu topluluk anti Siyonist Yahudilerdi. Türkiye olarak asla Yahudi karşıtı olmadığımızı meselenin Siyonistlerle sınırlı olduğunun altını çok güzel bir şekilde bir kez daha izah etti.

 

İsrail Seçimlerinin Odağı: Sınırların Genişletilmesi
İsrail'de düzenlenen genel seçimlerde milletvekili sayısını artıran Mavi-Beyaz ittifakının lideri Benny Gantz, Binyamin Netanyahu'nun koalisyon önerisini geri çevirdi, 19 Eylül 2019

Liberman’ın Belirleyiciliği

Seçim neden yenilenmişti çünkü nisanda erken seçim yapılmış, Netanyahu hükümeti kuramamıştı. Hükümet kurma görevi rakibi Benny Gantz’a verilmesin diye de son gün, parlamentoyu feshettirip, seçimi yeniletme kozunu oynamıştı. Seçim yenilendi, sonuç ise ilkinden çok farklı olmadı. Hatta Netanyahu sandalye kaybına da uğradı ve yine hayalini ettiği aşırı sağ koalisyonu kurabilme imkanını elde edemedi. Seçim sonucuna göre ille de bir galip ismi vermek gerekirse o da Avigdor Liberman olur. Koalisyonun kilidinin anahtarı sandalye sayısını arttıran Liberman’ın eline geçti. Bu anlamda Liberman “kingmaker” ilan edildi.

Aslında İsrail’de böylesine bir siyasi kaosu beraberinde getiren süreç Liberman’la başlamıştı. Nisanda erken seçim kararı alınmasında da o başroldeydi. Her iki seçim sürecinde de Netanyahu aşırı sağcıları bir arada tutmaya çalışırken, ultra Ortodoksları da aynı çatıda toplama niyetindeydi. Pürüz ise Liberman oldu. Ultra Ortodoks Yahudiler, Siyonist devleti çok fazla benimsemeseler de belli bir takım imtiyazlar karşılığında sessiz kalmayı tercih eden bir grup. Askere alınmama meselesi onlar için kırmızı çizgi. Netanyahu, koalisyon çatısına dahil etmek için “askere alınmayacaksınız” vaadinde bulunduğu ultra Ortodoksların iki siyasi temsilcisini Liberman’la aynı çizgide buluşturamadı.

Liberman, askerlik konusunda tavizden yana değildi, ya “ultra Ortodokslar da askere alınacak ya da ben koalisyonda yokum” dedi. Netanyahu askerlik konusunda Liberman’ın dediğini yapsa bu kez 15 sandalyeli iki Ortodoks partisini kaybedecekti. Liberman’ın yokluğuyla da koalisyon kurulamıyordu.

İlk seçim sürecinde Mescid-i Aksa işgaline yoğunlaşan, Mescid-i Aksa’nın Rahmet Kapısı üzerinden çıkardığı gerginliklerle aşırı sağcıları zinde tutmaya çalışan ve ABD Başkanı Trump ile yürüttüğü Yüzyılın Anlaşması projesine odaklanan Netanyahu ikinci seçim sürecinde vites yükseltmeyi de ihmal etmedi. Batı Şeria’da Ürdün Vadisi ile Lut Gölü’ne kadar uzanan işgal altındaki Filistin topraklarının ilhakını vaat etti, “Başbakan seçilirsem Ürdün Vadisi’ni İsrail’e katacağım” dedi. Bahsettiği bölge Yahudilerin Judda Samara diye adlandırdıkları en az Kudüs kadar vaat edilmiş topraklar dahilinde kalan Filistin şehirleriydi. Vaatler işgal ve ilhak konularıyla sınırlı kalmadı. Netanyahu bu seçime giderken Türkiye’yi de malzeme yapmaya kalktı. Türkiye’nin Kudüs’teki faaliyetlerinin sonlandırılması konusunda adımlar attı.

İran’la devam eden gerginlikleri Hizbullah ile çatışma noktasına kadar da getirdi. 2011’den bu yana iki yüzden fazla hava saldırısıyla hedef aldığı Suriye’deki İran mevzilerinin yanı sıra Lübnan’a da saldırılar düzenledi. Hizbullah’ın karşılık vermesi ile 1 Eylül’de İsrail-Hizbullah arasında çatışmalar yaşandı. Çatışma saatlerle sınırlıydı ancak Netanyahu, Hizbullah’la söz düellosunu sürdürerek tansiyonun günlerce dorukta kalmasını sağladı.

Knesset ya da İsrail parlamentosunda 120 milletvekili var. Netanyahu’nun lideri olduğu Likud Partisi son seçimde 32 milletvekili çıkarabildi. Görünen o ki İsrail’de geniş tabanlı bir birlik hükümeti kurulacak. Bunun ise çok uzun ömürlü olması beklenmiyor. Kurulmazsa üçüncü kez seçime gidilebilir. Siyasi aktörlere baktığımızda aceleci olan kişinin Netanyahu olduğu direk göze çarpıyor. Zira İsrail Başbakanının başı birkaç yıldır yargıyla dertteydi. Başbakanlığının son bulması bu derdin daha da büyümesine yol açabilir. Netanyahu 2009’daki Gazze saldırılarında kara operasyonu sırasındaki askeri kayıplar sonrası yapılan seçimde başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Bu onun ikinci başbakanlık dönemiydi.

 

Netanyahu ABD İlişkisi

Netanyahu’nun ABD Başkanı Trump’la olan iş birliğine de kesinlikle değinmek gerek. Özellikle Trump’ın İran’la nükleer müzakerelerden çekilmesi, ambargoları geri getirmesi, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve Suriye’nin Golan Tepeleri’ni İsrail haritasına eklemesi Netanyahu’nun önemli kazanımlarıydı. 9 Nisan’daki seçim sonrası koalisyonu kurma görevinin son gününde Trump “Bibi” lakaplı Netanyahu’ya hükümeti oluşturabilmesi için destek mesajı dahi atmıştı. Ancak bu son seçimin ardından çıkan sonuç Trump tarafından pek de umursanmadı. Zira ABD Başkanı seçim gecesi yaptığı ilk açıklamada Netanyahu’yu aramadığını söyleyip “Bizim ilişkilerimiz İsrail’le” diyerek Netanyahu ile arasına mesafe koymayı da ihmal etmedi.

Eski ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın “Netanyahu Trump’a defalarca yanlış bilgi verdi, bu konuda Trump’ı uyardık” açıklamalarıyla, İsrail’in Beyaz Saray’da Trump’ı gizlice dinlediğine dair haberlerin de bu süreçte ortaya çıkması Trump ile Netanyahu arasındaki yakınlığın yerini daha düz bir ilişkiye bırakacağı şeklinde yorumlandı.

 

İsrail Seçimlerinin Odağı: Sınırların Genişletilmesi

Gantz ile Değişim Olmayacak

Son seçimde Filistin asıllı Arapların Knesset’teki kazanımlarının da arttığını görüyoruz. Netanyahu ne kadar mücadele edip, gizli kameralar yerleştirmek suretiyle Filistin asıllı seçmenlerin oy kullanmasını sabote etmeye kalksa da, Araplar açısından çıkan sonuç da Netanyahu için bir kayıp olarak kayıtlara geçti. 48 şehirdeki nüfusun yanı sıra Kudüs’te yaklaşık 300 bin, Batı Şeria’da 2 milyon 800 bin ve abluka altındaki Gazze’de sayıları 2 milyon civarında olan Filistinliler var. Ancak İsrail’de başbakan, Netanyahu ya da Benny Gantz olsun, onlar için pek de bir şey fark etmiyor.

Netanyahu Filistinliler için eli kanlı bir Siyonist, on yıllık başbakanlığı döneminde iki kez geniş çaplı Gazze saldırıları gerçekleştirdi, Mescid-i Aksa’daki statükoyu bozdu, Yahudilerin her gün Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmelerinin önünü açtı, Gazze’deki ablukayı derinleştirdi, Kudüs’ün ilhakını neredeyse tamamladı, Batı Şeria’daki işgali her geçen gün arttırdığı gibi ilhakını da hızlandırdı.

Netanyahu’nun devamı Filistinliler için bir imha demek olan Yüzyılın Projesi adlı planın da kısa sürede hayata geçirilmesini beraberinde getirecek. Ancak bu “Netanyahu giderse Filistinliler rahat edecek” anlamına da asla gelmiyor. Çünkü diğer başbakan adayı olan Benny Gantz da en az onun kadar azılı bir Siyonist ve katil. Gantz aşırı sağ yerine daha seküler kanadı temsil etse de tipik bir Siyonist. İsrail’in eski genelkurmay başkanı, 2014’te 52 gün süren Gazze saldırılarında ordunun başında o vardı.

Ve seçim sürecindeki kampanyalarında 2014 Gazze saldırılarının videolarından oluşturduğu reklam filmleriyle “Görevdeyken Gazze’yi taş devrine çevirmiştim, bin 500’den fazla Filistinli öldürmüştüm.” diyerek seçmeninden oy isteyen bir isim. O nedenle Netanyahu veya Gantz, Filistinliler için aynı şeyi ifade ediyorlar.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası