Kültürel zenginlik, ortak tarih ve birlikte geleceği inşa etme isteği Türk Devletleri Teşkilatının temel amaçları arasında bulunuyor. Uluslararası arenada saygın, etkili ve öncü olmayı da hedefleyen teşkilat, farklı alanlarda iş birliğini geliştirmeye çalışıyor. Asya ülkeleri, küresel ekonomi ve siyasette öne çıkarken; Türk Devletleri Teşkilatı yeni bir alternatif olarak beliriyor. Çin, Yeni İpek Yolu Projesiyle ticari altyapıyı Avrupa’ya bağlamak için milyarlarca dolar yatırım yaparken Türk Devletleri Teşkilatı ortak finansal girişimleri devreye alıyor. Ortak yardım, yatırım, proje ve bankacılık işlemlerini kapsayan çalışmalar, üyeler arasındaki iş birliğini pekiştiriyor. Bu çalışmaların daha kurumsal bir çerçeve içerisinde yürütülmesi için devreye alınan 2040 Vizyonu ise tarihi bir kırılmaya işaret ediyor. 2040 vizyonunda finansal bağımsızlık, yabancı paraların kullanımının azaltılması, bürokratik işlemlerin hızlandırılması, ulaşım ağlarının güçlendirilmesi, verimli, hızlı ve bütünleşmiş ticari altyapının geliştirilmesi gibi birçok hedef bulunurken Asya-Avrupa arasında yeni bir ticari kuşağın tohumları atılıyor.
Türk Dünyasının Ekonomik Potansiyeli
Türk Devletleri Teşkilatının üyeleri olan devletler, küresel ekonomiyle farklı derecelerde bütünleşmiş konumda. Orta Asya Cumhuriyetleri daha az ticari entegrasyonu tercih ederken, Türkiye ve Azerbaycan tüketim merkezlerine yakınlıkları nedeniyle dünya ekonomisine daha açık durumdalar. Türkiye, Kırgızistan ve Özbekistan emek yoğun, üretim merkezli ekonomik yapılarıyla öne çıkarken, diğer üyeler enerji sektörü ağırlıklı ticarete yoğunlaşmış haldeler. 2021’de 720 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaşan Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri kendi aralarında ise 14 milyar dolarlık ticaret gerçekleştirmişler. Kendi aralarındaki ticaret; tarım, sanayi ve enerji gibi sektörleri kapsarken toplam dış ticaret hacimlerine kıyasla Teşkilat üyelerinin ticari hacmi istenilen düzeyde değildir. 2040 Vizyonu mevcut yapıyı değiştirmeyi amaçlayan önemli bir niyet beyanıdır. Politika koordinasyonunu artıran ve ticari yoğunluğun düşük olduğu sektörlerde iş birliğini geliştirmeyi hedefleyen Vizyon Belgesi dijital, akıllı, teknoloji yoğun bir ekosistem oluşturmak için ortaya konulmuştur.
Sürdürülebilir kalkınma ve ulusal refahın adil dağıtımını güçlendirmek için kendi kendine yeterliliği öncelik olarak belirleyen Türk Devletleri Teşkilatı ortak Türk tarih ve kültürüyle hareket ediyor. Bunu sağlamak için de yeni nesillerin ortak eğitim müfredatıyla yetişmesine önem veriliyor. Siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel birçok hedef etrafında birleşmeyi amaçlayan Türk Devletleri Teşkilatı iş birliğini üye devletlerin çıkarlarını gözeterek geliştirmeye çabalıyor.
Tablo 1’de Türk Devletleri Teşkilatına üye veya üye olması muhtemel Türk devletlerinin 2022-2027 arasında IMF tahminlerine göre milli gelirleri yer almaktadır. 2022’de 1,3 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe erişen Türk devletlerinin 2027’de 2 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Dünya ekonomisinin günümüzde yüzde 1,4’ünden fazlasını oluşturan Türk devletleri, 2040 Vizyonuyla daha büyük bir paya sahip olabilir. PwC’nin 2050 tahminlerine göre Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri 2050’de küresel ekonominin yüzde 3’ünden fazlasını oluşturabilir. Mevcut ekonomik gelişme eğilimi, Vizyon 2040’da belirtilen hedef ve amaçların gerçekleştirilmesiyle daha da öne çıkabilir. Yaklaşık 170 milyonluk nüfus, 800 milyar dolarlık dış ticaret hacmi, 480 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım stoku ve 4,6 trilyon dolarlık satın alma gücüyle Türk Devletleri Teşkilatı küresel ekonomide başat aktörlerden biri haline gelmiştir (Grafik 1).
Grafik 1’de satın alma gücü paritesine göre Türk Devletleri Teşkilatına üye devletlerin toplam ekonomik büyüklüğü 2022-2027’yi kapsayacak şekilde yer almaktadır. 2022’de 4,6 trilyon dolarlık satın alma gücüyle dünyanın yedinci büyük ekonomik gücünü oluşturan Türk Devletleri Teşkilatı, küresel ekonominin satın alma gücü paritesine göre yüzde 2,85’ini oluşturmaktadır. 2027’de yüzde 3’ün üzerine çıkması tahmin edilen payın 2050’de yüzde 5’e erişmesi beklenebilir. Mevcut kapasite, altyapı ve hedefler göz önüne alındığında Türk Devletleri Teşkilatı 2040 Vizyonuyla yeni bir ticari kuşak ve ekonomik topluluğu oluşturabilir. IMF ve PwC gibi uluslararası kuruluşların tahminleri de mevcut potansiyele işaret etmektedir.
Türk Devletleri Teşkilatı ve Dördüncü Sanayi Devrimi
Üretim süreçleri değişiyor ve daha teknolojik hale geliyor. Akıllı cihazlar bilinen alışkanlıkları değiştiriyor. Yeni iş modelleri, büyük veri analizleri ve bilgi depolama sistemleri eski altyapının yerini alıyor. Dijital ekonomi gelişiyor ve teknoloji ticaretin her alanında daha fazla öne çıkıyor. Teknoloji firmaları enerji şirketlerinin yerini büyüklük açısından geçiyor ve AR-GE harcamaları daha fazla önem kazanıyor. ABD, Çin, Güney Kore ve Japonya dördüncü sanayi devrimine hazırlanmak için yeni yatırım paketlerini devreye alıyorlar. Japonya yeni teknolojik trendlere toplumu hazırlamak için Toplum 4.0’ı önceliyor. Güney Kore ekonomik ve ticari altyapıyı daha teknolojik hale getirmek için firmalarına teşvikleri artırıyor ve çeşitlendiriyor. Türk Devletleri Teşkilatı da gelişmiş ülkelerin öncülük yaptığı teknolojik dönüşümün gerisinde kalmamalı. Teknolojik altyapısını yeni trendlere göre yenilemeli ve dördüncü sanayi devrimine öncülük yapmalı. Özellikle Samsung, Google, Facebook, Toyota, Hyundai, ZTE, Huawei ve Apple gibi teknoloji yoğunluklu üretim yapan firmaların değişime hazırlandığı bir süreçte Türk Devletleri Teşkilatı da kendi teknoloji şirketlerini kurmalı ve küresel sanayi devriminin bir parçası haline gelmeli.
İnsansı yapay zeka, gelişmiş ses sistemleri, dijital gerçeklik, 5G, otonom araçlar ve akıllı evlerin görünür hale geldiği beşinci sanayi devrimi Türk Devletleri Teşkilatının ıskalamaması gereken bir süreçtir. Yeni ticari rotaların inşa edildiği bir dönemde enerji kaynaklarına sahip Türk dünyası, imalat sanayisini dördüncü sanayi devriminin parçası haline getirebilir. IMF ve PwC gibi uluslararası kuruluşların yaptığı gelecek tahminleri Türk Devletleri Teşkilatının potansiyel taşıdığının en önemli göstergesidir.