Kriter > Siyaset |

Covid-19 Pandemisi: Mevcut Seyir ve Beklentiler


Salgının 2021 içinde devam edeceği görüşü ağır basmakta, hatta 2022’nin ilk aylarında da etkisini sürdürebileceği düşünülmektedir. Bunu dikkate alarak, tanı, önleme, korunma ve tedavi hizmetlerini bütünleşik şekilde yönetmeyi gerektiren salgınla ilgili mücadeleye, veriye dayalı ortak akılla alınan kararlarla devam etmek zorundayız.

Covid-19 Pandemisi Mevcut Seyir ve Beklentiler

Covid-19 pandemisi halk sağlığını tehdit etmeye devam etmekte, başta ekonomi olmak üzere, eğitim, çalışma hayatı, turizm, sosyal hayat ve toplum psikolojisini olumsuz olarak etkilemeyi sürdürmektedir.

Son 11 aydır dünya gündeminde olan hastalık, alınan değişik önlemlere rağmen dünya genelinde etkisini artırarak devam ettirmektedir. Şu anda 218 ülke ve bölgede görülen Covid-19, 63 milyon 474 bin 130 kişiyi etkilemiş (laboratuvarda doğrulanmış vakalar), 1 milyon 471 bin 646 kişinin de ölümüne neden olmuştur. On üç ülkede görülen vaka sayısı bir milyonun üzerindedir (ABD 13 milyon, Hindistan 9.5 milyon, Brezilya 6.2 milyon).

Covid-19, enfeksiyon hastalıkları tarihinde dünyayı en geniş şekilde etkilemiş hastalıklardan biridir; etkin ve yaygın iletişim sonucu farkındalığın en fazla olduğu salgın hastalık durumundadır. Ayrıca hakkında en kısa sürede çok geniş çaplı araştırmaların ve bilimsel yayınların yapıldığı bir hastalıktır. Bugün itibarıyla PubMed veri tabanında Covid-19 ve SARS-CoV ilişkili değişik kategorilerde 78 bin 559 yayın mevcut olup 10 bini aşkın hakem değerlendirilmesinde olmayan yayın ise belirli takip sitelerinde (medrxiv vd.) bulunmaktadır. Covid-19, enfeksiyon hastalıkları içinde, hastalığın tanımlanması, etkenin saptanması, tanı testlerinin geliştirilmesi çerçevesinde en kısa sürede hedefe ulaşmanın sağlandığı bir enfeksiyon hastalığıdır. Tedavi alanında çok değişik laboratuvar ve klinik çalışmalar yapılmakla birlikte hastalık etkeni SARS-CoV 2’ye özgül bir antiviral henüz geliştirilememiştir.

 

Vaka Sayıları Zirvede

Salgının ilk yaygın etkisinin görüldüğü mart ve nisanda dünya genelinde 96 bin günlük vaka sayısı zirvesine ulaşılmıştı ve nisandaki vaka ortalaması günde 85-88 bindi. 27 Kasım 2020 tarihinde günde 671 bin vaka sayısı ile zirveye ulaşılmış, kasım ayının son 7 gününde ortalama 575-585 bin günlük vaka tespit edilmiştir. Salgının başlangıcında ilk bir milyon olguya üç ay içinde erişilmişti ama şimdi son bir milyon olguya 1.5-2 gün içinde ulaşmamız durumun vahametini ortaya koymaktadır. Nisanda, dünya genelinde günlük 6 bin 500-7 bin olan ölüm sayısı, kasım sonunda günde 10 bini aşmıştır.

ABD, Brezilya, Hindistan ve AB ülkeleri salgının merkezi olma durumunu devam ettirmektedir; Rusya, Ukrayna, İran, Endonezya gibi ülkelerde de vaka sayıları artmaktadır. Fransa, İspanya, İngiltere, İtalya ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde salgın birinci döneme göre çok daha yüksek zirveye ulaşmıştır.

Şubat-mayıs arasında değişik ülkelerde tam kapanma düzeyine varan çerçevede alınan önlemler sayesinde mayıs sonlarına doğru ülkelerin çoğunda vakalar anlamlı sayıda azalmış ve sonunda ülkeler aldıkları sıkı önlemleri zaman içinde kaldırmıştır. Ülkemiz dahil her ülkede tedbirler kaldırılırken topluma “yeni normal döneme” geçildiği tüm yetkililerce ve bilim insanlarınca ifade edilmiş, kontrollü sosyal yaşam kurallarına uyulması gerektiğine işaret edilmiştir. Bununla birlikte ülkemizde ve değişik dünya ülkelerinde yeni normal dönem veya kontrollü sosyal yaşam gereklerinin süreçte yeterince anlaşılmadığı veya anlaşılsa bile toplumların büyük kesimince uygulanmadığı görülmüştür.

Ülkemizde yaz ayları boyunca değişik tatil beldelerine veya memlekete gidişlerde büyük yoğunluk yaşanmıştır. Mevcut seyahat hareketleri, hastalığın ağırlıklı olarak görüldüğü illerden (başta İstanbul’dan) diğer illere taşınmasına yol açmıştır. Kişisel ve kurumsal düzeyde alınmış tedbirlere kısmi uyumsuzluk (taziye, nişan, düğün, asker uğurlama, ev davetleri/ziyafetleri gibi  toplantılarla, lokanta ve kafe gibi alanlarda maske ve fiziki mesafe kurallarına uyulmaması) vakaların zaman içinde giderek artmasının ana nedenlerindendir.

Yaz aylarında Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu’daki iller başta olmak üzere pek çok ilimizde anlamlı vaka artışları olmuştur. Vaka artışları giderek devam etmiş ekimde ikinci haftadan sonra artışlar daha da hızlanmıştır. Bugün itibariyle ülkemizdeki günlük vaka sayıları 30 bin civarına ulaşmış olup günde 170-180 Covid-19 ilişkili vefat görülmektedir.

Bazı hastalarda 2-3 ay sonra yeniden enfeksiyon (reinfeksiyon) gelişebilmesi ve hastalığı geçirenlerin bir kısmında uzun süreli değişik rahatsızlıkların (halsizlik, öksürük, eklem ağrısı, göğüs ağrısı, kas veya baş ağrısı, tat ve koku kaybı, hafıza, konsantrasyon, uyku sorunları, deri döküntüsü, saç dökülmesi, çarpıntı vd.) devam etmesi (uzamış Covid-19) hastalığın önemini daha da artırmış durumdadır.

Değişik dünya ülkelerinde son 3-4 ay içinde vakaların giderek artması nedeniyle yeniden tedbirler alınmaya başlamıştır. Ekimin ilk haftalarından itibaren Avrupa ülkelerinin çoğunda tam kapanma olmasa da hareket ve toplanmayı azaltıcı tedbirler alınmış, sokağa çıkmada bazı kısıtlamalar getirilmiş, restoran, kafe, eğlenci yerleri ve değişik iş alanlarında kapanma tedbirleri alınmış bazı ülkelerde hareketi kısıtlayıcı takip edilebilen önlemler alınmıştır.

Kapalı Mekanlarda Artan Covid-19 Riskini Tedbirlerle Azaltmak Mümkün
Caption

 

Yeni Tedbirler ve Aşı

Ülkemizde de 18 Kasım 2020’de yeni tedbirler tekrar uygulamaya konulmuş, hafta sonları belli saatlerde sokağa çıkma yasağı, 20 yaş ve altı ile 65 yaş ve üstüne yönelik sadece belli saatlerde sokağa çıkma izni, lokanta ve kafelerin kapanması, kamuda ve özelde esnek mesainin yaygınlaştırılması, okulların yılbaşına kadar tatil edilmesi gibi tedbirlerin alınması kararlaştırılıp genelge ile duyurulmuştur. Bu yasaklar dışında Hıfzıssıhha kurullarının kendi illeri için gereken ek tedbirleri alması kararı da alınmıştır.

Avrupa ülkelerinde alınan kararlar sonrası vaka artışlarında tedricen bir azalma gözlenmiştir. Alınmış önlemlerin etkisi 2-3 haftada belirlenebilmekle birlikte artmaya devam eden vaka, ağır hasta ve vefat sayıları önlemlerin daha da artırılmasını gerektirmiş ve 30 Kasım itibarıyla yasakların çerçeve ve kapsamı genişletilmiş, hafta sonları sokağa çıkma yasağı konmuştur. Haliyle tedbirler veriye dayalı olarak en riskli alanlarda riskleri azaltmaya, hareket ve toplanmayı en aza indirmeye yönelik alınmıştır.

Sağlık Bakanlığı süreçte ekip sayılarını artırmış, hastane kapasitelerinin en verimli şekilde kullanılması için gerekli tedbirleri almakla birlikte hızla artan vaka sayıları bazı illerde hastanelerde ciddi bir yoğunlaşmaya neden olmuştur.

Bu önlemler dışında salgının kontrolünde önemli etkisi olacak Covid-19 aşılarından üretim aşamasına geçmiş olanların üreticileriyle Sağlık Bakanlığı yetkilileri temasa geçmiş, yıl sonunda ve gelecek yılın ilk aylarında başta sağlık çalışanları ve toplumun riskli kesimlerinin aşılanma çalışmalarını sağlayacak miktarda aşı temin edilmesi planlanmıştır. Temin edilecek inaktif aşının etkinliği, faz çalışmaları ve acil ihtiyaç nedeniyle geniş kullanım esnasındaki verilerle ortaya konmuş, ciddi yan etkisi olmayan, güvenli bir aşıdır. İlgili aşı devlet tarafından ücretsiz olarak temin edilecektir.

Devam eden ulusal aşı çalışmalarından (on beş aşı adayı) birinin klinik öncesi çalışmalarının bitirilip faz bir çalışma dönemine geçilmiş olması ve bu kapsamda diğer aşıların varlığı yakın-orta gelecek için salgınla mücadelede ümit vadetmektedir.

Aşılarla sağlanan bağışıklığın ne kadar devam edeceği, daha sonraki dönemlerde aşılamanın ne zaman tekrar edilmesi gibi konular henüz belirlenmemiştir. Ayrıca aşı olacakların, hastalığı geçirmiş olanların yaptığı gibi temel koruma önlemlerine devam etmesi gerektiğini de belirtmek gerekir.

 

Salgın Ne Kadar Sürecek?

Salgının 2021'de devam edeceği görüşü ağır basmakta, hatta 2022’nin ilk aylarında da etkisini sürdürebileceği düşünülmektedir. Bunu dikkate alarak, tanı, önleme, korunma ve tedavi hizmetlerini bütünleşik şekilde yönetmeyi gerektiren salgınla ilgili mücadeleye, veriye dayalı ortak akılla alınan kararlarla devam etmek zorundayız. Sağlık hizmeti dışında salgından etkilenen tüm kesimlerin mağduriyetlerini giderici ekonomik ve diğer sosyal tedbirler de birlikte ele alınmalıdır.

Değişik iletişim vasıtaları kullanılarak yapılan çalışmalara ve alınan önlemlere rağmen, kişi, toplum ve kurum düzeyinde uyulması gereken önlemlere yeterince uyum sağlandığı söylenemez. Büyük bir gayretle hazırlanmış, kapsamlı “Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi”nde belirlenen kurallara uyum sağlanabilseydi vaka artışları kontrollü bir düzeyin üzerine çıkamazdı. Nitekim kurallara uyumun yüksek olduğu Japonya’da kapanma ve geniş boyutlu yasaklar olmamasına rağmen pek çok dünya ülkesinde göre daha az vaka ve ölümün kaydedilmesi, belirlenmiş önlemlere uymanın ne kadar etkili olabileceğini göstermektedir.

Yeni normal, kontrollü sosyal yaşam döneminde olduğumuz, kişi, toplum ve kurumlar düzeyinde hassasiyetle dikkate alınmalıdır. Bu dönemde kapalı, kalabalık ve havalandırması iyi olmayan ortamlara girmemek, kişisel tedbirlere (maske, mesafe, el hijyeni) özenle uymak hayati öneme sahiptir. Her kurum, kuruluş ve işletme için alınması gereken tedbirlerin ayrıntılı olarak belirlenmiş olduğu “Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi” konusunda toplumda ve kurumlarda farkındalık oluşturulmalı ve kurumlarda rehberdeki ilkelere uyum durumu takip edilmelidir.

Devletçe alınan tüm tedbirlere gönüllü katılımla uyulmalı, salgının önlenmesine herkes tarafından destek verilmelidir. Sağlık sistemi üzerindeki aşırı yük bir an önce azaltılmalı, hem sağlık çalışanları hem de kurumların yükü hafifletilmelidir. Unutulmamalıdır ki, her sistemin bir kapasitesi, her çalışanın bir dayanma gücü vardır.

 

Yeni Salgın Riski

Şu anda gündemde olan Covid-19 ile mücadeleye devam ederken, gelecekte bizi başka salgınların beklediği acı gerçeğine de şimdiden hazırlanmalıyız. Enfeksiyon hastalıklarının değişen epidemiyolojisi nedeniyle ülke ve dünya olarak olası salgınlar/pandemilerin görülme riski daima mevcuttur.

Toplum kökenli ve sağlık hizmeti ilişkili enfeksiyonlara ve salgınlara karşı ülke olarak hem insan gücü (hizmet sunan ve nitelikli araştırmacı) hem fiziki ve teknolojik alt yapı olarak mutlaka ciddi bir hazırlık sürecine girmek zorundayız. Bu amaçla ülkemizde TÜSEB (Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı) bünyesinde veya bağımsız bir “Ulusal Enfeksiyon Hastalıkları Estitüsü” kurulması önerimizi yıllardır seslendiriyoruz ve bu önerimizin mutlaka hayata geçirilmesini talep ediyoruz. İlgili enstitü kurulup hızla faaliyetine başlamalı, aşı geliştirilmesi, antimikrobik madde üretimi, antimikrobiyal direnç ve dirençle mücadele, enfeksiyon hastalıkları ileri moleküler tanısı ve analizi, salgın epidemiyolojisi konusuna ağırlık vermelidir.

Ayrıca “Tek Sağlık” anlayışı çerçevesinde çalışmalar hızlandırılmalı, bu amaçla Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı entegre çalışmalar yapmalı, salgın/pandemi konusu bu çerçevede ele alınmalıdır.

Gelecekte ülke olarak salgınlarla karşılaşacak olma gerçeğini daima hatırda tutarak, sağlık sektörü dışındaki alanlarda da gerekli uyum ve hazırlık çalışmaları ulusal bir eşgüdüm içinde başlatılıp sürdürülmelidir. Ekonomi, eğitim, turizm ve ülkenin diğer önemli stratejik alanlarında salgın dönemlerinde süreçlerin aksatmadan sürdürülmesi için gerekli hazırlık çalışmaları başlatılıp istikrarla devam ettirilmelidir.

Pandemik salgınlara karşı mücadelede küresel ölçekte sağlanacak iş birliklerinin büyük önemi vardır. Ciddi bir alt yapı ve nitelikli insan gücü zemininde kurulacak ulusal enfeksiyon hastalıkları enstitüsü, ülke içinde salgınlarla mücadelede gerekli hazırlıkları yaparken, bölge ülkeleri ve kardeş ülkeler ve diğer ülkelerle ileri düzeyde bilimsel araştırma iş birlikleri geliştirmeli, DSÖ, ECDC vd. kuruluşlarla yapılacak yakın ve sürekli iş birliğini sağlamalıdır.

Sonuç olarak, ülke ve dünya genelinde yaygın etkisini devam ettiren Covid-19 pandemisine karşı kişi, toplum ve kurum düzeyinde gereken önlemleri almalı, kalabalık, kapalı ve havalandırması yetersiz ortamlardan uzak durup, maske ve fizik mesafe kuralına uyumu yaşam biçimi haline getirmeliyiz. Günlük önlemlerle birlikte, belli bir süre daha etkisini sürüdürecek salgına karşı veriye dayalı ortak akılla mücadele politikalarını güncelleyip uygulamaya koymalıyız. Gelecekte de dünya için yeni salgın risklerini düşünerek ülke genelinde ve uluslararası alanda gerekli iş birliklerini sağlamalıyız.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası