Kriter > Dosya > Dosya / Deprem ve Afet Yönetimi |

Deprem Felaketi Dış Politikada Değişime Neden Olur mu?


Yaşanan felaket ve akabindeki yardımların dış politikada gerçek bir değişime yol açıp açmayacağı henüz belli değil. Deprem felaketinden sonra dış politikada en azından bir söylem değişikliği oldu. Türkiye’nin belirli ülkelerle ilişkilerindeki sert ve gergin havada bir yumuşama yaşandı. Bu yumuşamanın sürdürülebilir kılınması ise ancak tarafların bundan sonraki siyasi söylemleri ile mümkün.

Deprem Felaketi Dış Politikada Değişime Neden Olur mu
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgeye gelen Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile birlikte, depremlerden etkilenen Hatay’da helikopterle incelemelerde bulundu. (Cem Özdel/AA, 12 Şubat 2023)

Türkiye, 6 Şubat günü Kahramanmaraş merkezli meydana gelen iki büyük depremin ardından tarihinin en büyük doğal felaketini yaşadı. 11 vilayeti ve 13,5 milyon insanı doğrudan etkileyen depremlerde bu yazı yazılana kadar 43 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği açıklandı. Ülkenin güneyinde meydana gelen deprem felaketinden sonra Türkiye, tarihinde ilk defa bir doğal afetten sonra olağanüstü hal ilan etti ve yine tarihinde ilk defa resmi olarak diğer devletlerden yardım istedi.

Türkiye’nin yardım çağrısına 100’den fazla devlet olumlu cevap vererek yardım teklifinde bulundu. Bazı devletler arama-kurtarma ekipleri gönderirken, diğer bazı devletler de finansal ve ayni yardımlar gönderdiler. Yardım kapasitesi olmayan devletler ve uluslararası aktörler bile imkanlarını zorlayarak Türkiye’nin yanında olduklarını gösterdiler. Buna da sahip olmayan aktörler ise dualarını ve sempatilerini gönderdiler.

Ancak, verilen tepkileri siyaseten incelediğimiz ve Türkiye’ye destek gönderen ülkelere baktığımızda, bu ülkeleri harekete geçiren güdülerin aynı olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Türk halkı olarak diğer devletlerin ve halkların yaptığı her türlü yardımı ve yaptıkları katkıyı takdir ediyor ve ilgili bütün devletlere ve halklara teşekkür ediyoruz. Ancak böylesine zor zamanlarda, gönüllü de olsa, müttefik ülkelerden afet bölgesindeki toparlanma sürecine daha büyük katkılar yapması beklenirdi. Bazı devletler Türkiye’ye yardım kapasitelerini zorlarken, ne yazık ki bazıları da kapasitelerinin altında kaldı. Bu yazıda, daha çok hükümetin yardım çağrısı ve sonrasında dış politika alanında yaşananların ve diğer devletlerin felakete tepkilerinin kısa bir tahlili yapılacaktır.

 

Dostluklarını ve Kardeşliklerini Pekiştirenler

Türkiye’ye yardım teklif eden ülkeleri üç ayrı kategoriye ayırmak mümkündür. Azerbaycan, Pakistan ve Katar gibi ilk kategorideki devletler, Türkiye’ye yardım etmek için kaynaklarını ve imkanlarını seferber ettiler. Bu devletler sadece ayni ve nakdi yardımlarda bulunmadılar, aynı zamanda halkları da Türkiye’ye yardım için seferber oldular. İlaveten, Türkiye ile mevcut dostluk ilişkilerini pekiştiren bu devletlerin temsilcileri Türkiye’ye resmi ziyaretlerde bulunarak bizzat deprem bölgesinde incelemeler de yaptılar. Bu bağlamda Türkiye’yi ilk ziyaret eden lider Katar Emiri Temim Bin Hamed oldu. İkincisi ise depremin en çok vurduğu şehirlerden biri olan Adıyaman’ı da ziyaret eden Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif oldu. Azerbaycan’dan ise Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov Türkiye ziyareti sırasında deprem bölgesine giderek Kahramanmaraş’ta da incelemelerde bulundu.

Yapılan yardımlara bakıldığında da bu ülkelerin farklı niteliklerde yardımlar gönderdiği görülür. Örneğin Azerbaycan, devlet kurumlarının ve halkının afet bölgesine en fazla ve farklı türde yardımlar gönderen devlet oldu. Deprem bölgesine en büyük arama kurtarma ekibi (720 kişi) de Bakü’den geldi. Azerbaycan halkı, büyük yardım kampanyaları düzenleyerek şimdiye kadar ülkemize bin 500 tonun üzerinde muhtelif yardım gönderdi. Ayrıca, Azerbaycan tarafından 750 çadırdan oluşan çadır kent yerleşim alanı ve bir sahra hastanesi kuruldu. Azerbaycan halkı gerçekten her bakımdan Türk halkının acısına ortak olduğunu gösterdi. Azerbaycan televizyonları gelişmeleri günlerce yayınladı. Hatta Azerbaycan televizyon kanalları Türk televizyonlarının yardım amaçlı yapılan ortak yayınına da dahil oldular.

Benzer şekilde Katar devleti de farklı türde yardımlar gönderdi. Etkin bir arama kurtarma ekibinin yanı sıra Emir Temim, kendi şahsi hesabından önemli miktarda bir maddi yardım gönderirken, Katar Kızılayı ve Katar Vakfı da kendi kurumları adına yardımlarda bulundular. Ayrıca, 10 bin konteyner ev gönderme sözü veren Katar, 3 bin kişilik bir sahra hastanesi kurdu, ulusal ve uluslararası yardımları sahaya taşımak için 40 uçağını Türkiye’nin hizmetine sundu.

Azerbaycan ve Katar’a benzer şekilde Pakistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Özbekistan, Malezya ve Endonezya gibi birçok Orta Asya, Balkanlar ve Afrika’daki Türk ve Müslüman devlet de farklı şekillerde yardımlar gönderdi. Bütün bu ülkelerde sadece devlet kurumları değil, bu ülkelerin halkları da depremzedeler için seferber oldu ve büyük miktarlarda yardım topladı.

Aynı şekilde, Moritanya, Filistin, Kosova, Afganistan, Yemen, Lübnan gibi sınırlı kapasiteye sahip pek çok küçük devlet, Türk halkının acısını hafifletmek için seferber oldu. Bu, dünyada birçok devlete ve millete yardım etmeye çalışan rahmet yurdu Türkiye’ye yönelik bir yardım kampanyasıydı. Öyle ki uzun süredir her türlü zulme maruz kalan ve yardıma muhtaç durumda bulunan Myanmar’daki Rohingya Müslümanları bile sırf dayanışmalarını göstermek ve acılarını paylaşmak için mahrumların ve mağdurların dostu Türkiye’ye yardım göndermek için seferber oldular.

Macaristan da bu başlık altında ele alınması gereken devletlerden biri oldu. Balkanlar dışındaki Avrupalı devletler arasında etkisi en belirgin ülke olan Macaristan, zaten Türkiye ile yakın ilişki içinde bulunuyor. Deprem felaketinden sonra gönderdiği arama kurtarma ekipleri sahada önemli işler başardılar. Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere pek çok uluslararası platformda Türkiye ile yakın ilişkiler içerisinde olan Macaristan, bu zor dönemde dostluğunu daha da pekiştirdi.

Bir bütün olarak düşünüldüğünde Batı dışı dünyadaki hemen bütün devlet ve halkların, insani krizlere müdahale etmede örnek bir ülke olan Türkiye’deki felakete küresel ölçekte insani tepkiler verdiğini ve Türk halkının acısını paylaştığını teslim etmek gerekir. Meksika’dan Sahra Altı Afrika’ya, Latin Amerika’dan Uzak Asya’ya pek çok devlet ve aktör, Türkiye’nin yaşadığı bu felaketin acısını hissettiğini açıkladı. İmkanı olmayan ve ayni/nakdi yardımda bulunamayan pek çok Afrika ülkesi de acımızı paylaşan açıklamalarda bulundular. Yaptığı insani yardımlarla özellikle fakir halkların gönlünde taht kuran Türkiye’ye dualar ettiler. İlaveten, Müslüman ülkeler başta olmak üzere pek çok ülkeden sivil toplum kuruluşları, Türkiye için yardım kampanyaları düzenlediler.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelerde helikopterle incelemelerde bulunduktan sonra Adana’da İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığı’na döndüler. (Cem Özdel/AA, 19 Şubat 2023)

 

Türkiye ile İlişkilerini Geliştirmek İsteyenler

Yunanistan, İsrail ve Ermenistan gibi ikinci grup devletler ise Türkiye’ye dikkate değer yardımlarda bulundular. Bu devletler verdikleri insani tepkinin yanında deprem atmosferini fırsat bilerek Ankara ile ilişkilerini geliştirmek için girişimlerde bulundular. Türkiye’nin bu üç devlet ile ilişkileri daha çok çatışmacı bir bağlamda gelişmekteydi. Ancak, afet sonrası dönemde, Türkiye’nin bu üç ülke ile ilişkileri afet öncesi döneme göre daha da ileri bir noktaya çıkma beklentisi oluştu.

Yardım gönderenler arasında en fazla dikkat çeken devlet Yunanistan oldu. Kiryakos Miçotakis hükümeti depremden hemen sonra Türk yetkililerle ilk temas kuran hükümetlerden biri oldu. Sanki iki ülke arasında sorun yokmuş gibi hem Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropoulou hem de Başbakan Kiryakos Miçotakis, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak taziyelerini ve geçmiş olsun dileklerini iletti. Özellikle Başbakan Miçotakis’in telefonu başlı başına önemli. Çünkü, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Miçotakis’in Amerikan Kongresi’nde yaptığı konuşmadaki Türkiye karşıtı açıklamaları dolayısıyla bir daha kendisiyle görüşmeyeceğini açıklamıştı. Bundan dolayı, Erdoğan’ın Miçotakis ile telefonda görüşmesi bile tek başına ikili ilişkilerde normalleşmeye yol açabilecek derecede çok önemli bir gelişmedir.

İlaveten, Dışişleri Bakanı Nikos Dendias da sıcağı sıcağına mevkidaşı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşerek taziyelerini iletti. Birkaç gün sonra da bizzat deprem bölgesine gelerek ziyarette bulundu. Bu diplomatik girişimlerin yanında Yunanistan’dan afet bölgesine etkili bir arama kurtarma ekibi de gönderildi. Yunanistan ayrıca, nakdi ve ayni yardımlar da gönderdi.

Deprem felaketinde Türkiye’ye yardım eli uzatan ülkelerden biri de Ermenistan oldu. Sovyetlerin yıkılmasından bu yana 35 yıldır kapalı bulunan Türkiye-Ermenistan sınırı ilk defa Türkiye’ye yardım ulaştırmak için açıldı. Daha önce son kez yine bir deprem felaketi dolayısıyla 1988’de kullanılan Iğdır’daki Alican Sınır Kapısı, depremzedelere yardım taşıyan tırlar için açıldı. Bununla birlikte, Türkiye ile gerilimli ilişkilere sahip olan Ermenistan’ın da bir arama kurtarma ekibi göndermesi ve Türklerin acısını paylaşan mesajların verilmesi de önemlidir.

Son dönemde Türkiye ile ilişkileri normalleştirme sürecinde olan İsrail devleti de Türkiye’nin yardım çağrısına ilk cevap veren ülkelerden biri oldu. Bir önceki hükümet döneminde Türkiye-İsrail ilişkilerinde önemli bir normalleşme yaşanmıştı, ancak Netanyahu hükümetinin göreve başlaması bazı soru işaretlerine yol açmıştı. İsrail hükümetinin deprem felaketine verdiği tepkiye bakıldığında, Tel Aviv’in Ankara ile ilişkilerini geliştirmeye kararlı olduğu görülüyor. Azerbaycan’dan sonra en geniş katılımlı ekibi gönderen İsrail, gerektiğinde ilave yardımlarda bulunacağını da açıkladı.

Mısır da deprem felaketi sonrasında verdiği tepki ile Türkiye ile ilişkilerini geliştirmek istediğini gösterdi. Bu bağlamda, Mısır’ın Türkiye’deki afete verdiği tepki dikkate şayandır. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı araması ile ilk doğrudan görüşmelerini Dünya Kupası açılış maçında Katar’ın başkenti Doha’da yapan iki lider, ikinci kez görüşmüş oldular. Türkiye’nin Ortadoğu ülkeleri arasında, ilişkileri normalleştirme süreci en yavaş ilerleyen ülke olması hasebiyle bu telefon görüşmesi ve Mısır’ın gönderdiği yardımlar siyaseten çok anlamlıdır.

 

Diplomatik Nezaket Gösterip Beklentilerin Altında Kalanlar

Üçüncü kategori ise aynı zamanda Türkiye’nin müttefiki de olan, ancak son dönemde Türkiye ile gerilimli ilişkiler içinde bulunan ve deprem sonrası beklentileri karşılamayan bazı güçlü, gelişmiş ve zengin Batılı ülkeler grubudur. Aslında bu devletler de ikinci grup devletlere benzer şekilde, deprem felaketini Türkiye’ye yönelik siyasi söylemi değiştirmek için bir fırsat olarak görebilirlerdi. Her ne kadar bu devletler arama kurtarma ekipleri gönderseler ve Türk halkı için yardım toplasalar da sahip oldukları imkanlar dikkate alındığında çok daha fazlasını yapabilirlerdi. Bu devletlerin Kahramanmaraş merkezli deprem felaketine verdikleri tepki, aynı devletlerin daha önceki dönemde yaşanan felaketlere verdikleri tepkilere kıyasla daha düşük düzeyde kaldı. Bu devletlerden en dikkat çekeni de ABD oldu. ABD hükümetinin 1999’daki Marmara depremine verdiği tepki ile kıyaslandığında, en son deprem felaketine verdiği tepkinin düşük düzeyde kaldığı görülür. Mesela, 1999’da ABD’yi Türkiye’ye beş günlük resmi ziyarette bulunan ve deprem bölgesini de ziyaret eden dönemin Başkanı Bill Clinton temsil ederken, 2023’te ABD’yi Dışişleri Bakanı Anthony Blinken temsil etti.

Türkiye’de yaşanan deprem felaketi, bu devletlerde maalesef insani bir perspektiften ziyade siyasi bir bakış açısıyla ele alındı ve tartışıldı. Bu bağlamda, ana akım Batı medyası daha çok deprem felaketinin Türkiye iç siyasetine etkisine odaklanan analizler yayınladı.

 

Sonuç Yerine

Deprem felaketi sonrasında Türkiye’ye yapılan insani yardımlar ve verilen mesajlar aslında çok net ve önemli bir gerçeğin altını çizmektedir. O da insani bir kriz sırasında insanların verdiği insani bir tepkinin ön plana çıkmasıdır. Her ne kadar devletler arasında farklı siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel nedenlerden dolayı sorunlar, çatışmalar ve savaşlar yaşansa da devletler ve halklar böylesi zor zamanlarda aralarındaki düşmanlığı unutup insani boyutu ön plana çıkarırlar.

İkinci olarak, yapılan uluslararası yardımlar ve dayanışma mesajları, Türkiye’nin küresel ölçekteki insani yardım faaliyetlerinin ülkemize yönelik sempatiyi ne kadar arttırdığını ve Türkiye’nin insani diplomasisinin gücünü gösterdi. Türkiye ve Türk halkı zor zamanlarda muhtaç olan devletlere ve halklara karşılık beklemeden yardımları yapmaktadır, ancak ne olursa olsun yeri ve zamanı geldiğinde bu insani yardımların nasıl fiili bir kuvvete dönüştüğünü görmüş olduk.

Bazı devletlerin, Türkiye’nin bu konudaki parlak sicilini dikkate alarak yardımlarda bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Diğer bir deyişle, bazı devletler Türkiye’nin izlediği siyasetin bir sonucu olarak Türkiye’ye yardım ettiler. Türkiye yardım ettiği için Türkiye’ye yardım ediliyor. Öte yandan, dostluklarını gösteren devletler ve halkların tavırlarına bakıldığında, rahatlıkla denilebilir ki, Türk’ün Türk’ten başka da dostu vardır.

Yaşanan deprem felaketi ve akabinde yapılan dış yardımların dış politikada gerçek bir değişime yol açıp açmayacağı henüz belli değil. Deprem felaketinden sonra dış politikada en azından bir söylem değişikliği oldu. Türkiye’nin belirli ülkelerle ilişkilerindeki sert ve gergin havada bir yumuşama oldu. Yaşanan yumuşamanın sürdürülebilir kılınması ise ancak tarafların bundan sonraki siyasi söylemleri ile mümkündür. Deprem felaketiyle ortaya çıkan devletler arasındaki dayanışma ruhunun devam etmesi sağlanmalıdır. Son söz olarak, uluslararası ilişkilerde insani düşüncenin her daim menfaat ve rant düşüncesine galip gelmesini temenni ediyorum. Gün, reel politikaya değil ahlaki değerlere ve dayanışmaya odaklanmanın zamanıdır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası