Kriter > Siyaset |

FETÖ Siber Güvenliği de Hedef Aldı


Son birkaç yılda Türkiye’de olanlara, özellikle Gezi Parkı Şiddet Eylemleri ve sonrasına bakarsak, yapılan saldırıların devlet dışı aktörlerle sınırlı kaldığını ve bir devlet veya birtakım devletlerden sadece “kolaylaştırıcı” yardım alındığını düşünüyorum.

FETÖ Siber Güvenliği de Hedef Aldı

Günümüzde siber saldırı vakalarına sıklıkla şahit oluyoruz. Riskleri ve fırsatlarıyla siber dünya nereye doğru gidiyor?

Bu tür yetkinliklerin oluşup biriktirilmesi ve geliştirilmesi son 20 senede oldu. Daha önceleri haberleşme sistemlerini pasif bir şekilde izleme metotları vardı tabii. Ama bu yeni teknoloji çok farklı. Kurulup sahaya bırakılan, hareketleri izlenen ve uzaktan yönlendirilen oyuncaklar gibi. Siber saldırılar ve drone operasyonları önümüzdeki birkaç on yılın belirleyici silah sistemleri olacak. Bunları geliştiren ve aktif bir şekilde kullanan ülkeler yüksek siyasi faydalar umuyor ama kendileri de çok zarar görecekler. Eninde sonunda biyolojik silahlar gibi moratoryumlarla önlenmesi gerekecek diye düşünüyorum. Çünkü günlük yaşamı, özellikle de ulaşım, enerji ve bilgi teknoloji bazlı ticari yaşamı çok ciddi bir şekilde etkileyecek.

Türkiye’ye yönelik siber saldırıların arkasında nasıl bir yapılanma var?

Son birkaç yılda Türkiye’de olanlara, özellikle Gezi Parkı Şiddet Eylemleri ve sonrasına bakarsak, yapılan saldırıların devlet dışı aktörlerle sınırlı kaldığını ve bir devlet veya birtakım devletlerden sadece “kolaylaştırıcı” yardım alındığını düşünüyorum. Örneğin Ukrayna’da olanlar bunun birkaç adım daha ötesindeydi. Türkiye’de sosyal medya yönlendirmelerinin dışında yapılan siber saldırılar örneğin kamu sitelerine yapılanlar çok düzenli, derinlikli ve zarar verici değil. Ancak idareci kadronun çok iyi izlendiği ve verilen her açığın çok iyi kullanıldığı duyarlılığıyla hareket etmek gerekiyor. Ayrıca siber saldırıdan siber-fiziksel saldırılara geçebileceklerini de dikkate almalıyız.

Siber saldırılar konusunda bilgi birikimine sahip olanlar, talep edilen özel saldırıları tasarlayan ve aktörler adına yönetenler, ısmarlama iş yapan ve para için çalışan suç çetelerinden başka bir şey değil. Metot şu anda bu. Ancak sosyal medya üzerinden algı yönetimiyle “Robin Hood”çuluk tasladıklarını Gezi Parkı Şiddet Eylemleri’nde gördük. Buna ek olarak “kolaylaştırıcı” ama şimdilik direkt müdahalede bulunmayan yabancı devlet kurumları da var.

FETÖ’nün TÜBİTAK, BTK ve TİB gibi bu alandaki kritik kurumlarda yapılanması ulusal siber güvenlikte ne gibi açıklar ve tahribat yarattı? 

TÜBİTAK’taki FETÖ yapılanmasının zararı şimdiye kadar gözlemlediğimiz ve medyaya yansıyan skandalların çok daha ötesinde. Benim şahsi görüşüm TÜBİTAK’ın siber güvenlik konusunda gizliliğinin tam manasıyla ihlal edildiği yönünde. TÜBİTAK’ta bu birimlerde “uyuyan hücre” olduğu ihtimaliyle hareket etmek en doğrusudur. Türkiye’nin devlet bilgi güvenliği ve kriptografi teknolojileri üretim yetkinliğinin yeniden düzenlenmesi gerekiyor.

15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ militanları kritik bilişim ve teknoloji kurumlarını da ele geçirmeye çalıştı. FETÖ için buralar neden önemliydi?

Bilgi akışını kesmek, sahte bilgi üreterek insanları kontrol altında tutmak ve yönlendirmek istediler. Yeteri kadar teknik bilgileri de vardı. Hareket metotları da bilgi teknolojilerine dayanıyordu ve ellerinde başka bir metot yoktu. Bilgi teknolojileri ve internet altyapısı üzerinden kalabalıkları daha kolay kontrol edebilecekleri saplantısı içindeydiler. Ancak insanımız Gezi Parkı Şiddet Eylemleri’nden beri olağanüstü yüksek bir sezgi ve duyarlılığa sahip. FETÖ’nün ekibi bütün altyapıyı eline geçirmiş olsaydı bile kendilerine gösterilen direniş karşısında yenilecekti.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası