Türkiye, son yıllarda gerçekleştirdiği atılımlarla teknoloji alanında önemli bir ivme yakalamış durumda. Milli Teknoloji Hamlesi çerçevesinde ortaya konan hedefler, ülkemizin teknoloji üretiminde söz sahibi olma yolundaki kararlılığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu doğrultuda atılan en son ve en kapsamlı adım ise hiç şüphesiz Yüksek Teknoloji Yatırım Programı HİT-30 oldu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 26 Temmuz'da İstanbul'daki tanıtım toplantısıyla açıklanan HİT-30 programı, Türkiye'nin 2030’a kadar yüksek teknoloji üretiminde küresel bir merkez olma hedefini gerçekleştirmeye yönelik stratejik bir hamle niteliğindedir. Program kapsamında, yüksek öncelikli teknoloji alanlarında özel nitelikli projelere 30 milyar dolar değerinde kapsamlı destek ve teşvik sağlanması öngörülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ölçekli teşvik programı olarak kayıtlara geçmiştir. HİT-30 programının temel amacı, Türkiye'nin teknoloji ekosistemini güçlendirmek, yerli ve milli teknoloji üretimini artırmak ve ülkemizi küresel teknoloji yarışında üst sıralara taşımaktır. Program, özellikle yarı iletkenler, mobilite, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, dijital teknolojiler, haberleşme ve uzay gibi stratejik sektörlere odaklanmaktadır. Bu alanlarda gerçekleştirilecek yatırımlarla Türkiye'nin teknolojik bağımsızlığını pekiştirmesi ve katma değerli üretimde söz sahibi olması hedeflenmektedir.
Â
Kapsamlı Teşvikler ve Stratejik Odak Alanları
Programın en dikkat çekici yönlerinden biri, yatırımcılara sunulan geniş kapsamlı teşvik ve destek mekanizmalarıdır. Proje bazlı teşvikler, pazar geliştirme destekleri, yatırım yeri imkanları, finansman desteği ve yüksek düzeyli politika desteği gibi unsurlar, yatırımcıları Türkiye'de teknoloji yatırımı yapmaya teşvik etmektedir. Özellikle, projenin stratejik değeri ve katma değer potansiyeline göre sabit yatırım tutarının yüzde 100'üne kadar destek sağlanabilmesi, programın ne denli iddialı olduğunu göstermektedir. HİT-30 programı kapsamında şu ana kadar açıklanan altı çağrı, programın odak alanlarını net bir şekilde ortaya koyuyor. HİT-Elektrikli Araç çağrısıyla Türkiye'nin otomotiv sektöründeki gücünün elektrikli araç üretimi alanında artırılması hedefleniyor. HİT-Batarya çağrısıyla enerji depolama sistemlerinde yerli üretim kapasitesinin artırılması amaçlanıyor. HİT-Çip çağrısıyla yarı iletken üretim kapasitesinin geliştirilmesi planlanıyor. HİT-Güneş ve HİT-Rüzgâr çağrılarıyla yenilenebilir enerji teknolojilerinde atılım yapılması öngörülüyor. HİT-AR-GE çağrısıyla ise küresel ölçekli AR-GE merkezlerinin ülkemizde kurulması teşvik ediliyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, program tanıtımında yaptığı konuşmada, "HİT-30 programıyla vergi teşvikleri ve hibe desteklerinden oluşan toplam 30 milyar dolarlık kaynağı, yüksek teknoloji yatırımlarına yönlendireceğiz." dedi. Bu ifade, Türkiye'nin teknoloji alanındaki iddiasını ve kararlılığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Sayın Bakanımızın bu açıklaması, bir mühendis olarak içimi umut ve heyecanla dolduruyor. 30 milyar dolarlık bu dev yatırım, Türkiye'nin teknoloji arenasında dev bir sıçrama yapacağının müjdecisidir. Sadece basit bir yatırım programı değil, muazzam bir geleceğe yatırım çağının başlangıç noktasıdır. Türk mühendislerinin, firmalarının, araştırmacılarının neler başarabileceği tüm dünyaya bu sayede tekrar gösterilmiş olacaktır.
Â
Türkiye'nin Teknoloji Hamlesinin Yeni Aşaması
Önemli noktalardan birisi de şu ki; HİT-30 programı, Türkiye'nin son yıllarda teknoloji alanında kaydettiği ilerlemelerin üzerine inşa edilmiştir. Savunma sanayiinde gerçekleştirilen yerli ve milli ürünler, TOGG gibi yerli otomobil projesi, uydu teknolojilerindeki gelişmeler ve diğer alanlardaki başarılar, Türkiye'nin teknoloji üretme potansiyelini gözler önüne sermiştir. HİT-30 programı, bu potansiyeli daha da ileriye taşıyarak Türkiye'yi küresel teknoloji yarışında üst sıralara taşımayı hedefliyor. Programın bir diğer önemli yönü, Türkiye'nin stratejik konumunu ve genç nüfusunu avantaja çevirme hedefidir. Türkiye, 4 saatlik uçuş mesafesinde 1,3 milyarlık bir nüfusa ve 28 trilyon dolar değerinde bir pazara erişim imkanı sunmaktadır. Ayrıca, 34,3 milyon kişilik iş gücüyle Avrupa'nın ikinci en büyük iş gücü havuzuna sahiptir. Bu faktörler, Türkiye'yi yüksek teknoloji yatırımları için cazip bir merkez haline getirmektedir.
HİT-30 programı, Türkiye'nin teknolojik geleceğini şekillendirmede çığır açıcı bir rol oynayacak gibi görünüyor. Ülkemizde halihazırda güçlü olan AR-GE ekosisteminin daha da ileriye taşınarak, Türkiye'nin küresel teknoloji sahnesinde önemli bir oyuncu haline getirilmesi planlanıyor. TÜİK araştırmalarına göre 2022 sonunda 200 milyar TL'ye yakın AR-GE harcaması ve 273 bine yakın yetenekli tam zaman eş değer AR-GW personeliyle zaten etkileyici bir performans sergileyen Türkiye, HİT-30 programıyla bu alandaki iddiasını daha da artırıyor.
Programın en heyecan verici yönlerinden biri, dünya çapında tanınan teknoloji devlerinin Türkiye'de AR-GE merkezleri kurmasını teşvik etmesidir. Bu, sadece ülkemizin teknoloji üretme kapasitesini büyütmekle kalmayacak, aynı zamanda küresel bilgi ve deneyim transferini hızlandırarak, Türk mühendis ve araştırmacılarının dünya standartlarında projeler üzerinde çalışmasına da olanak sağlayacak. Böylece, Türkiye'nin inovasyon ekosistemi zenginleşecek ve ülkemiz, teknoloji ihraç eden ülkeler ligine yükselme fırsatı yakalayacak.
Â
Yeşil ve Dijital Dönüşümde Teknoloji Üssü Türkiye
HİT-30 programının en dikkat çekici ve takdire şayan yönlerinden biri de geleceğin en kritik konularından olan yeşil dönüşüm ve dijitalleşmeye verdiği önemdir. Bu iki alan, sadece Türkiye için değil, tüm dünya için geleceğin şekillenmesinde hayati rol oynayacak konulardır. Program kapsamında sunulan Yeşil Dönüşüm ve Dijital Dönüşüm Destek programları, Türkiye'nin bu alanlardaki dönüşümünü hızlandırmayı ve ülkemizi bu konularda öncü bir konuma getirmeyi amaçlıyor.
Yeşil Dönüşüm Destek Programı; özellikle enerji verimliliği, yenilenebilir enerji teknolojileri ve döngüsel ekonomi gibi alanlarda yenilikçi projeleri destekleyerek, Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunacak. Örneğin, HİT-Güneş ve HİT-Rüzgâr çağrıları kapsamında, Türkiye'nin yenilenebilir enerji teknolojilerinde atılım yapması öngörülüyor. Bu çağrılarla, güneş enerjisinde 15 gigavatlık bir kapasitenin tesisine yönelik hücre yatırımlarına megavat başına 8 bin dolara kadar hibe desteği verilecek ve rüzgâr enerjisinde kritik bileşenlerin üretimi desteklenecek. Türkiye'nin enerji bağımsızlığı pekişirken, aynı zamanda çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesinde öncü bir rol üstlenilebilecek.
Diğer yandan, Dijital Dönüşüm Destek Programı, Türkiye'nin Endüstri 4.0 çağına uyum sağlamasını ve dijital teknolojilerde lider bir konuma yükselmesini amaçlıyor. Bu program kapsamında, yapay zekâ, nesnelerin interneti, büyük veri analizi ve robotik gibi alanlarda projeler desteklenecek. HİT-Çip çağrısı da bu kapsamda önemli bir rol oynuyor. Güncel üretim teknolojilerine dayalı en az bir endüstriyel ölçekli çip fabrikasını ülkemize kazandırmak için 5 milyar dolarlık bir teşvik paketi devreye alınıyor. Bu hamlelerle Türkiye'nin dijital dönüşümde kritik öneme sahip yarı iletken üretiminde söz sahibi olması sağlanacak.
Bu akıllıca ve ileriye dönük yaklaşım, Türkiye'nin sadece teknoloji üreten bir ülke olmakla kalmayıp, aynı zamanda sürdürülebilir ve çevre dostu teknolojilerin öncüsü olma yolunda ilerlemesini sağlayacak. Bu gelişmeler, ülkemizin, geleceğin yeşil ekonomisinde söz sahibi olmasını ve dijital çağın lider ülkeleri arasında yer almasını garanti edecektir. Türkiye'nin AR-GE ve sürdürülebilir teknolojiler gibi iki kritik alanda gösterdiği kararlılık, ülkemizin geleceğe ne kadar hazır olduğunun açık bir göstergesidir.
HİT-30 programı, Türkiye'nin teknolojik dönüşümünü hızlandırırken, aynı zamanda küresel sorunlara da çözüm üreten bir yaklaşım benimsemesi açısından son derece önemlidir. Bu hamle, ülkemizi dünya sahnesinde saygın bir konuma taşıyacak stratejik bir hamledir. Program, iklim değişikliği, enerji verimliliği, dijital eşitsizlik gibi küresel sorunlara yenilikçi çözümler üretmeyi hedefliyor. Örneğin, HİT-Batarya çağrısı kapsamında, 2030’a kadar 80 gigavatsaatlik bir kapasite inşa ederek bölgesel bir üretim üssü olmayı hedefleyen Türkiye, elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji depolama sistemleri için kritik öneme sahip batarya teknolojilerinde söz sahibi olmayı amaçlıyor.
Bu program sayesinde, Türk bilim insanları ve mühendisleri, sadece ulusal değil, küresel sorunlara da çözümler üretme fırsatı bulacak. Bu da Türkiye'nin adının inovasyon ve sürdürülebilirlikle birlikte anılır hale gelmesini sağlayacak. Örneğin, HİT-AR-GE çağrısı kapsamında, dünyanın en büyük ilk 1000 firmasının Türkiye'de kuracağı yeni AR-GE merkezlerinin personel giderlerinin yarısı 5 yıl süreyle karşılanacak. Böylece Türkiye'nin global AR-GE ekosisteminde önemli bir oyuncu haline gelmesi sağlanacak ve ülkemizin inovasyon kapasitesi önemli ölçüde artacak.
Â
DeÄŸerlendirmeler
HİT-30 programı, Türkiye'nin teknoloji alanındaki iddialı hedeflerini gerçekleştirmesi için önemli bir fırsat sunmaktadır. Elbette süreç içerisinde programın başarısı için bazı kritik faktörlere dikkat edilmesi söz konusu olacaktır. Öncelikle, program kapsamında desteklenecek projelerin seçiminde titiz davranılması, gerçekten katma değer oluşturacak ve Türkiye'nin teknolojik bağımsızlığına katkı sağlayacak projelere öncelik verilmesi sağlanmalıdır. Verilen desteklerin etkin kullanımı düzenli olarak araştırılmalı, denetlenmeli ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Böylece hem programın başarısı artacak hem de toplumsal destek güçlenecektir. Ayrıca, program kapsamında desteklenen projelerin ticarileştirilmesi ve küresel pazarlara açılması için gerekli aktif mekanizmalar oluşturulmalıdır. Çünkü sadece teknoloji üretmenin yeterli olmadığı, üretilen teknolojilerin ekonomik değere dönüştürülmesinin de kritik öneme sahip olduğu bilinmektedir. Diğer yandan, program kapsamında yurt dışından gelecek yatırımcılar için uygun bir ekosistemin oluşturulması temin edilmelidir. Bürokratik engellerin azaltılması, fikri mülkiyet haklarının daha fazla korunması ve hukuki altyapının güçlendirilmesi, bu kapsamda atılması faydalı olabilecek adımlar arasındadır. Programın başarısı için kritik öneme sahip bir diğer faktör de nitelikli iş gücü ve beşeri sermayedir. Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu, bu noktada büyük bir avantaj sağlayacaktır. Ancak, yüksek teknoloji alanlarında nitelikli iş gücü yetiştirmek için eğitim sisteminde bu gelişmelere uygun bazı düzenlemelere ve proje odaklı eğitime devam edilmeli ve daha adaptif bir sisteme geçilmesi sağlanmalıdır. Üniversite-sanayi iş birliğinin güçlendirilmesi, mesleki eğitimin teknoloji odaklı olarak yapılandırılması ve sürekli eğitim programlarının yaygınlaştırılması, bu kapsamda faydalı olabilecek adımlar arasındadır.
Son olarak, HİT-30 programının başarısı için toplumsal farkındalık ve desteğin çoğaltılması son derece faydalı olacaktır. Teknoloji üretiminin önemi ve Türkiye'nin bu alandaki potansiyeli konusunda kamuoyu daha fazla bilinçlendirilmeli, özellikle gençler arasında teknoloji girişimciliği teşvik edilmelidir.
Â
Sonuç
HİT-30 programı Türkiye'nin teknoloji alanındaki iddiasını ve kararlılığını ortaya koyan önemli bir adımdır. Bu program, Türkiye'nin sadece teknoloji tüketen değil, aynı zamanda teknoloji üreten bir ülke olma hedefini gerçekleştirmesinde kritik bir rol oynayacaktır. Programın başarısı, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasına, uluslararası rekabet gücünün artmasına ve teknolojik bağımsızlığının pekişmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Türkiye, HİT-30 programı ile birlikte teknoloji üretiminde yeni bir sayfa açmaktadır. Bu program, Türkiye Yüzyılı vizyonunun teknoloji boyutunu oluşturmakta ve ülkemizin geleceğine yönelik umutları artırmaktadır. Türkiye'nin sahip olduğu potansiyel, genç ve dinamik nüfusu, stratejik konumu ve son yıllarda elde ettiği teknolojik birikimle birleştiğinde, HİT-30 programının hedeflerine ulaşması kaçınılmaz görünmektedir. Ancak, bu süreçte karşılaşılabilecek zorlukların da göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Küresel ekonomik dalgalanmalar, jeopolitik riskler ve teknolojik gelişmelerin hızı gibi faktörler, programın uygulanması sürecinde dikkatle izlenmeli ve gerektiğinde stratejiler güncellenmelidir. Ayrıca, programın başarısı için tüm paydaşların, kamu kurumları, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği içinde çalışması kritik öneme sahiptir.
Türkiye'nin sahip olduğu muazzam potansiyel düşünüldüğünde, HİT-30 ile birlikte ülkemizin yakın gelecekte teknoloji devleri arasında yerini alacağına inanç tamdır. Artık hayal etme zamanı değil, yapma zamanıdır. Türk mühendislerinin azmi ve özgünlüğüyle, bu stratejik sektörlerde çığır açacak yeniliklere imza atılacaktır. HİT-30 programı, Türkiye'nin teknoloji alanındaki büyük dönüşümünün somut bir göstergesi olarak sadece bölgesel değil, küresel bir teknoloji gücü olma yolundaki kararlılığını ortaya koymaktadır. Önümüzdeki yıllarda, bu programın meyvelerini toplayacak ve ülkemizin teknoloji üreten bir ülke olarak dünya sahnesindeki yerini sağlamlaştırdığına hep birlikte şahit olacağız. Türkiye Yüzyılı, aynı zamanda Türkiye'nin teknoloji yüzyılı da olacaktır.
Â