Kriter > Ekonomi |

128 Milyar Dolar Tartışması


En başta, “128 milyar dolar nerede?” sorusu herhangi bir temelden yoksun ve gayet muğlak bir soru. Bırakın iddiayı kanıtlamayı, daha neyin iddia edildiği bile belli değil. Kendilerince bu şekilde “çok büyük” iddialarda bulunanların ilk önce neyi iddia ettiklerini net bir şekilde ifade etmeleri, daha sonra da iddialarını temellendirmeleri ve kanıtlamaları gerekir. Fakat biz daha 128 rakamının nereden geldiğini bile bilmiyoruz.

128 Milyar Dolar Tartışması
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası binası (Ali Balıkçı, AA)

Normal bir ülkede tartışılması tahayyül bile edilemeyecek şeyler ülkemizde gündemi meşgul edebiliyor. Son zamanlarda dillendirilen 128 milyar dolar tartışması da bunlardan birisi. Şunu baştan ifade etmek isterim ki bu bir ekonomi tartışması değil. Aslında bunun ne tartışması olduğu belli de değil.

En başta, “128 milyar dolar nerede?” sorusu herhangi bir temelden yoksun ve gayet muğlak bir soru. Bırakın iddiayı kanıtlamayı, daha neyin iddia edildiği bile belli değil. Kendilerince bu şekilde “çok büyük” iddialarda bulunanların ilk önce neyi iddia ettiklerini net bir şekilde ifade etmeleri, daha sonra da iddialarını temellendirmeleri ve kanıtlamaları gerekir. Fakat biz daha 128 rakamının nereden geldiğini bile bilmiyoruz. Yani ortada nereden geldiği ve onunla ne iddia edildiği belli olmayan bir rakam var. Sadece bu husus bile başlı başına bir trajedidir.

Rezerv tartışmalarında daha sonra Merkez Bankası'sının bazı kişilere veya firmalara farklı kurlardan döviz sattığı şeklinde bir iddianın ortaya atılmaya başlandığını gördük. “Merkez Bankası kime hangi kurdan kaç dolar satmış, açıklasın” şeklinde bir iddia bu. Fakat burada da elimizde net bir iddia veya kanıt yok, sadece suçlayıcı bir dil ve ilginç bir duruş var. Öyle ki Merkez Bankası bu zamana kadar gerçekleştirdiği tüm işlemleri açıklamazsa haklı çıkacaklarmış gibi çok garip bir duruş bu. Merkez Bankası'nın farklı kişilere farklı kurlardan döviz satması diye bir şey tabii ki söz konusu değil. Böyle bir şey tabi ki olamaz. Böyle bir şey iddia eden kişinin kanıtıyla birlikte gelmesi gerekir. Bize uzaylı gördüğünü söyleyen birisine “bunu ispat et” deriz. Çünkü bu çok sıra dışı bir şeydir. Merkez Bankasının da farklı kurdan döviz satması çok sıradışı bir şeydir ve böyle bir iddianız varsa bunu ispatlamanız gerekir. Uzaylı gördüğünü iddia eden kişi iddiasını ispatlamak yerine, “hayır, siz benim uzaylı görmediğimi ispat edin” derse ne düşünürsünüz? “Merkez Bankası yaptığı tüm işlemleri açıklasın” demenin de bundan bir farkı yok.

 

2020’de Döviz Arzı ile Talebi Arasındaki Makasın Beş Faktörü

Peki geçen yıl Merkez Bankası'nın rezervlerinde önemli bir gerileme yaşandı mı? Evet, yaşandı. Hatta Merkez Bankası'nın rezervlerinde bir gerileme yaşanacaksa bunun için 2020’den “daha güzel” bir yıl olamazdı. 100 yılda bir gelecek bir pandemi sürecinden geçiyoruz. Bu süreç sıhhi, psikolojik ve ekonomik boyutlarda olduğu gibi finansal olarak da epey zorlayıcı. Nasıl mı? İlk olarak, pandemi nedeniyle 2020’de yatırımcıların risk iştahlarında büyük bir gerileme yaşandı ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden ciddi miktarda yabancı sermaye çıkışı oldu. Zaten bu durum nedeniyle Türkiye de dahil olmak üzere birçok gelişmekte olan ülke para birimi 2020’de dolar karşısında önemli ölçüde değer yitirdi. İkinci olarak, dünyada yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle ihracat gelirlerimiz azaldı. Üçüncü olarak alınan yarı-karantina önlemleri nedeniyle turizm gelirlerimizde dramatik bir gerileme yaşandı. Dördüncü olarak, pandemi döneminde belirsizliğin artması ve risk iştahının azalması ülkemizde altına olan talebi ciddi şekilde artırdı. Bu durum da 2020’de altın ithalatında ciddi bir artış yaşanmasını beraberinde getirdi. Beşinci olarak, yine artan belirsizliğin ve enflasyonist ortamın bir sonucu olarak 2020’de bireylerin ve firmaların döviz taleplerinde ciddi bir artış oldu. Döviz mevduatlarının toplam mevduatlara oranı epey yükseldi.

 

Merkez Bankası’nın Pandemi Yılına Ait Özel Politikası

Bu beş faktör nedeniyle 2020’de döviz arzı ile talebi arasındaki makas epey açıldı. İşte burası tam da Merkez Bankası'nın devreye girmesi gereken yerdi. Başka bir deyişle, burada devreye girecek olan bir kurum varsa, o da Merkez Bankası'ydı, doğal olarak. Merkez Bankası da zaten rezervleri bu tarz zor zamanlarda kullanmak için biriktiriyor, turşusunu kurmak için değil.

2020’de Merkez Bankası pandemi yılına özel bir politika uyguladı ve bir taraftan reel sektörü ayakta tutmaya çalıştı, diğer taraftan da finansal istikrarı sağlamaya çalıştı. Merkez Bankası uyguladığı para ve rezerv politikası ile 2020’de döviz arzı ile talebini dengelemeye ve finansal istikrarı sağlamaya çalıştı. Bu uğurda da önemli miktarda rezerv harcandı. Şu halde, Merkez Bankası'nın uyguladığı politikayı eleştirebilirsiniz. Daha farklı bir politika ile şimdi daha iyi bir noktada olurduk iddiasında bulunabilirsiniz. Bu iddianızı temellendirmek adına da para ve rezerv politikasında nelerin daha farklı yapılabileceğini ve günün sonunda nasıl daha iyi noktada olmuş olacağımızı net bir şekilde ifade edersiniz. Başkaları da sizin bu “somut” iddialarınıza yanıt verir ve böylece bir para politikası tartışması yürütmüş olursunuz. Ekonomi tartışması yapmış olursunuz. Fakat, yapılan rezerv tartışmasının bunlarla hiçbir alakası yok. Ortada bir ekonomi tartışması da yok. Hatta ortada ne somut iddia var ne de bir kanıt var. Görünen o ki ortada sadece bir kara propaganda var.

Hasılı, söz konusu rezerv tartışmalarında dile getirilen iddialar son derece temelsiz ve düzeysiz. Gayet muğlak ve ne anlama geldiği belli olmayan iddialarla ve hiçbir kanıt sunulmadan ağır suçlamalarda bulunuluyor. Ve Türkiye bunları kesinlikle hak etmiyor.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası