Kriter > Dosya > Dosya / Afrika'da Türkiye |

Neo-Kolonyalizmin Gölgesinde Bir Savaş: Etiyopya ve Tigray


Tarihte sömürge geçmişi olmayan ancak Avrupalı sömürgeci güçler tarafından işgale uğramış ve savaşarak özgürlüğüne kavuşmuş olan Etiyopya’da kamuoyu, günümüzde yaşanan Tigray Savaşı’nda Batı medyası ve yine Batılı hükümetlerin desteklediği TPFL üzerinden, ülkelerinde neo-kolonyalizme karşı bir savaş verdiğini düşünüyor. TPLF’nin Nil havzasındaki ABD-İsrail-Mısır ittifakından destek aldığını savunan yerel kamuoyu, bu süreçte ülke savunması için daha fazla dayanışma ve birliktelik sergilemeye başladı.

Neo-Kolonyalizmin Gölgesinde Bir Savaş Etiyopya ve Tigray
(Getty Images, 7 Kasım 2021)

80’den fazla etnik kimliğe ev sahipliği yapan Etiyopya, son bir yıldır Tigray eyaletinde TPLF ile çatışma içerisinde. Ülkenin en eski ve etkili aktörlerinden biri olmasının yanı sıra, 119 milyonluk Etiyopya’da yaklaşık 7 milyon nüfusun yaşadığı bölgede ayrılıkçı bir grup olan TPLF, geçmişte de ülke siyaset tarihinde sorunlara neden olmuştur. 1930-1974 arasında Haile Selassie ile mücadele etmeye ve sonraki dönemde Mengistu ile savaşmaya başlayan TPLF, bugün Abiy Ahmed ile savaşıyor. Bahsi geçen bu üç farklı dönem, farklı yönetim biçimlerine sahip olmakla birlikte üç devlet adamının aynı ülkeyi yönetmeleri dışında benzerlikleri bulunmuyor. Etiyopya kamuoyunda, söz konusu Etiyopya-Tigray Savaşı’nın Abiy Ahmed özelinde değerlendirilmesinin yanlış bir kanı olacağı görüşü hakim. Bu kapsamda mücadelenin Etiyopya devleti ile olduğu özellikle Etiyopya’daki bazı kesimler tarafından sıklıkla dile getiriliyor.

Krizin küçük çatışmalardan savaş boyutuna ulaşmasının görünür ana nedeni, TPLF’nin Covid-19 pandemisi nedeniyle ertelenen seçimleri, hükümetin kararını hiçe sayarak Tigray bölgesinde gerçekleştirmesi. TPLF’nin yaptığı seçimi Abiy Ahmed hükümeti geçersiz sayınca, ülkede gerilim bir anda tırmandı. Federal Anayasa’ya göre etnisiteye bağlı olarak eyaletlere bölünmüş parlamenter ve federal sisteme sahip olan Etiyopya’da, TPLF üyeleri ve destekçileri parlamentodaki sandalye dağılımında nüfus oranından ziyade etnik gruplar arasında eşit sayıda olacak şekilde sandalye dağılımı istiyor. Böylesi bir durumda ise Tigray’da mevcut 1 oy, Oromo bölgesinde yaklaşık 8 oya eşit olacak.

Etiyopya'nın Tigray bölgesi
Etiyopya'nın Tigray bölgesinde, hükümet karşıtı Tigray Halk Kurtuluş Cephesi'nin bölgenin yönetim merkezi Mekelle'yi hükümete bağlı ordudan geri almasının ardından isyancı güçlerin destekçileri kutlama yaptı. (Yasuyoshi Chiba-AFP/Getty Images, 29 Haziran 2021)

 

Neo-Kolonyalizme Karşı Savaş

Tarihte sömürge geçmişi olmayan ancak Avrupalı sömürgeci güçler tarafından işgale uğramış ve savaşarak bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşmuş bir ülke olan Etiyopya’da kamuoyu, günümüzde yaşanan Tigray Savaşı’nda Batı medyası ve yine Batılı hükümetlerin desteklediği TPLF üzerinden ülkelerinde neo-kolonyalizme karşı bir savaşın sürdüğünü düşünüyor.

Sorun, ilk olarak Etiyopya’nın kuzeyinde Eritre sınırındaki bölgeleri etkilemiş olsa da ilerleyen süreçte, ülkenin Amhara ve Afar başta olmak üzere farklı bölgelerine de tesir etti. Hatta bazı dönemlerde TPLF güçleri, Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’ya çok yaklaştı. Ancak şu an devam eden süreçte, Başbakan Abiy Ahmed’in savaşmak için cepheye dahil olmasıyla, TPLF güç kaybetmeye başladı. Sahadaki güncel durum göz önünde bulundurulduğunda, TPLF, eyaletin başkenti Mekele dışında birbirine yakın üç farklı bölgeye yayılmış durumda.

 

Harita 1. Etiyopya’da TPLF’nin Son Durumu

Öte yandan Abiy Ahmed’in cepheye katılması sonrasında, TPLF, Tigray’ın başkenti Mekele’de Etiyopya ordusundan esir alınan askerleri sergileyerek güç gösterisinde bulundu. TPLF’nin Nil havzasındaki ABD-İsrail-Mısır ittifakından destek aldığını savunan yerel kamuoyu, bu süreçte ülke savunması için daha fazla dayanışma ve birliktelik sergilemeye başladı.

 

Savaşın Ulusal, Bölgesel ve Uluslararası Yansımaları

Bir yıldan fazla süredir devam eden savaşın etkileri, ülke sınırlarının ötesine geçmiş durumda ve başta Afrika Boynuzu olmak üzere kıtasal ve küresel çapta yansımaları bulunuyor.

Bölgesel açıdan bakıldığında Sudan’ın Etiyopya topraklarından 100 kilometre içeri girdiği ve Etiyopya’nın topraklarını işgal ettiğine yönelik iddialar söz konusu. Özellikle Mısır ile beraber Rönesans Barajı’na yönelik birtakım sorunları bulunan Sudan’ın bu iddialar ile karşı karşıya kalması, Addis Ababa yönetimi ile ilişkilerinde sorunlu konuların ve güvensizliğin artmasına yol açacak. Mısır-İsrail-ABD ittifakı karşısında Etiyopya’nın zayıflaması, özellikle son dönemde adından darbelerle söz ettiren Sudan açısından fazla riske girmeden sağladığı kazanım açısından önemli.

Öte yandan TPLF’nin ülkenin ana ticaret yolu olan Cibuti koridoruna yönelik ilerlemesi ve ele geçirme çabaları, Etiyopya hükümeti üzerinde baskı oluşturdu. Abiy hükümeti buna karşılık Cibuti koridorunda Dessie ve Kambolcha’yı TPLF’nin ele geçirmesini önlemek için ulusal çapta olağanüstü hal ilan etti. Etiyopya’nın kargo taşımacılığının yüzde 95’ini sağlayan ve kilit role sahip olan Cibuti limanı, iki ülkenin karşılıklı bağımlılığını ciddi oranda artırıyor. Etiyopya’nın içinde olduğu kriz, Cibuti’yi de bu kapsamda etkiliyor. Bu süreçte Cibuti’nin Abiy Ahmed’e yönelik desteği söz konusu. Dolayısıyla Etiyopya’nın Afrika Boynuzu'nda istikrara ve güvenliğe yönelik kilit bir rolde olduğunu düşünen ve karşılıklı bağımlılığın yüksek olduğu Somali, Cibuti ve Eritre gibi ülkeler, yaşanan sorunda Etiyopya hükümetine destek veriyor. Zaten aksi durumda Tigray Savaşı’nın halihazırda olumsuz etkilediği bölgede şiddet sarmalı giderek çevre ülkelere yayılabilir.

Uluslararası açıdan bakıldığında ise başta Etiyopya’daki yatırımları ve bölgesel çıkarları kapsamında genellikle birçok aktör krizin yayılmasının önlenmesi ve çözülmesinden yana davranış sergiliyor. Nitekim ABD ve AB, demokrasi ve insan hakları ihlallerine yönelik vurgu yaparak ülke içinde ve bölgede istikrarsızlığın önlenmesi için, Çin, Kuşak Yol Projesi kapsamında yatırımlarının korunması amacıyla ülkede istikrarın sağlanması ve sorunun yayılmasının önlenmesine yönelik çağrılarda bulundu.

Küresel aktörlere nazaran bölgede daha yeni yatırımlar ve diğer aktörlerden farklı olarak kazan-kazan politikası uygulayan, eşit ve adil yaklaşımlar sergileyen ve kurumsal yapıların güçlendirilmesi konusunda bölge ülkelerine destek veren Türkiye ise istikrarın muhafazası için itidalli ve yatıştırıcı bir politika izleyerek, ayrılıkçı politikalar karşısında Etiyopya hükümetinin yanında duruyor.

Etiyopya
Etiyopya'da isyancıların Oromiya ve Amhara eyaletindeki ilerleyişi sonrası binlerce kişi, hükümet güçlerine destek için gösteri düzenledi. Başkent Addis Ababa’daki Meskel Meydanı'nda, isyancı Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) ve Oromo Kurtuluş Ordusuna (OLA) karşı federal orduya destek gösterisi yapıldı. (Minasse Wondimu Hailu/AA, 7 Kasım 2021)

 

Etiyopya’da Güncel Durum

Etiyopya’da özellikle hükümet destekçisi kamuoyu Etiyopya’yı bölmek için TPLF’ye dış desteğin yanı sıra, ülke içinden ayrılıkçı gruplar tarafından destek verildiği iddiasında ve TPLF ile iş birliği içinde olduğu ileri sürülen bu gruplar, vatana ihanet ile suçlanıyor.

Son günlerde Etiyopya’da yaşanan çatışma nedeniyle vatandaşlarına ülkeden ayrılmaları yönünde çağrılarda bulunan devletlerin sayısı da artıyor. Ancak ABD’nin Etiyopya’da terör saldırıları gerçekleşebilme ihtimali nedeniyle vatandaşlarını uyarması, Etiyopyalı vatansever gruplar tarafından, ülkeyi terörize etme amacını taşıdığı şüphesiyle karşılandı. Hatta bazı gruplar, ABD’nin Addis Ababa’da kendi büyükelçiliğine terör saldırısı veya diplomatlarına saldırı düzenletebileceği ihtimali ve sonrasında da ABD’nin ülkelerini işgal niyetinde olduğunu düşünüyor.

Etiyopya toplumunda meydana gelen bu tarz düşünce ve şüpheler bazı durumlarda bir adım öteye gitmiş durumda. Hükümet, Etiyopya’nın toprak bütünlüğünü bozmaya yönelik olarak TPLF’yi desteklediği belirlenen dört İrlandalı diplomattan bir hafta içinde ülkeyi terk etmesini istedi. Abiy hükümeti uluslararası arenada yalan haber ve propaganda unsurları ile kendileri üzerinde bir baskı kurulmaya çalışıldığını duyurdu. Hükümete yakın bazı gruplar ise savaşın TPLF’ye karşı olmaktan ziyade uluslararası ve bölgesel medya kuruluşları ile sürdürüldüğünü düşünüyor. Tüm bu durumlar bir araya geldiğinde Etiyopya’da algılanan iç tehdidin yanı sıra dış tehditlere yönelik algıların varlığı, ulusal moralin yüksek olmasına ve toplumsal dayanışmanın artmasına yol açmış gözüküyor.

Etnik mozaik görünümüne sahip olan Etiyopya’da geçtiğimiz günlerde Güneybatı Etiyopya adıyla yeni bir eyalet kuruldu. Ülkede siyasal reform anlamında bir gelişme olarak değerlendirilebilecek olan bu gelişme, Abiy Ahmed için olumlu etkiye sahip. Ancak özellikle OHAL ilanı ile ülke içinde sivillerin toplu katliamı ve insani yardımların engellenmesi gibi ithamlarla karşı karşıya olan Abiy Ahmed’i bundan sonra yaptığı reformlardan ziyade karşı karşıya kalacağı suçlamalar etkileyecek.

Etiyopya kaynaklarına göre günümüzde TPLF, birçok cephede zayıfladı ve savaşan liderlerinin çoğu öldürüldü. Ancak Etiyopya karşısındaki Mısır öncülüğündeki grubun süreci olumsuz etkilemesi söz konusu. Etiyopya’daki kaos ortamının hızlı bir şekilde çözüme kavuşmaması durumunda, bu savaşın geniş anlamda Doğu Afrika’ya yayılması söz konusu olacak. Bu nedenle Etiyopya’da istikrarın ve güvenliğin sağlanması için sorun çözücü mekanizmaların acilen oluşturulması ve Etiyopya’nın siyasi bütünlüğünün muhafaza edilmesi gerekmektedir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası