Kriter > Siyaset |

PKK’nın Belini Kıran Operasyonlar


2018’de PKK’nın saldırı kapasitesinde yüzde 40’ın üzerinde azalmanın gözlemlenmesi Türkiye’nin terörle mücadelesinde görülen kararlılık, dönüşüm, süreç yönetimi, lider kadroya dönük angajman ve kamu diplomasisindeki üstünlükle ilgilidir.

PKK nın Belini Kıran Operasyonlar
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde piyade taburlarının komando taburlarına dönüşmesi ile terörle etkin mücadele yürüten kahraman komandolar, PKK'lı teröristlere adeta nefes aldırmıyor, 14 Ekim 2018, Şırnak

Türkiye 2015’ten bu yana farklılaşan, çoğalan ve şiddet kapasitesini artıran terör tehdidiyle çetin bir mücadele vermektedir. Bu süreçte PKK/PYD, DEAŞ, DHKP-C ve FETÖ gibi terör örgütlerinin ürettiği tehdit ülkenin kapasitesini zorlamış ancak mücadelede umutların yitirilmesine neden olamamıştır. Siyasi kararlılık ve halkın desteğiyle bütünleşen terörle mücadele güvenlik ortamındaki doğrudan müdahale araçlarıyla ivme kazanmış ve terör tehdidinden bir kısmını önemli ölçüde ortadan kaldırmıştır. Bir kısım terör tehdidinin etkisini azaltıp karşı etki oluşturmuştur. Etki şüphesiz terörle mücadele anlayışında meydana gelen değişim, teknolojik dönüşüm ve terörle doğrudan mücadele eden devlet kurumları arasındaki koordinasyonla sağlanmıştır.

Türkiye’nin terörle mücadelesi 2017’den sonra örgütlerin karakterleri ve kapasitelerine odaklanarak örgüt özelinde gelişmiştir. Bu bakımdan DEAŞ ve DHKP-C’nin kent merkezlerindeki hücre yapılanmalarına dönük istihbarat, kolluk ve özel operasyon uygulamalarında gözle görülür operatif üstünlük sağlanmıştır. FETÖ ile mücadele kapsamında yaygın adli ve kolluk uygulamaları ve kamu diplomasisi örgütün çözülmesine olanak sağlamıştır. Türkiye’nin iç güvenliği ile ulusal güvenliği ekseninde sürekli olarak strateji ve kapasite esnetebilen PKK ile mücadele Ankara’nın terörle mücadeledeki önceliğini korumuştur. Öyle ki daha karmaşık ve birden fazla güvenlik ortamında istihbarat, kolluk uygulamaları, özel operasyonlar, kol harekatı, hedef odaklı hava akınları ve konvansiyonel askeri harekatlar gibi birçok doğrudan güç kullanım yöntemini gerektirmiştir. PKK ile mücadele Türkiye’nin terörle mücadelesini anlayabilme bakımından birçok göstergeyi içinde barındırmaktadır.

Türkiye’nin Terörle Mücadelesini Anlamak

İçişleri Bakanlığının PKK ile mücadele kapsamında Kasım ayında paylaştığı veriler oldukça dikkat çekicidir. Açıklamada 2018 içinde PKK’ya karşı toplam 87 bin 838 operasyon yapıldığı ifade edilirken terör örgütüyle mücadeledeki kararlılığın altı da çizilmektedir. Bu kapsamda operasyonların son iki yılda yüzde 173 oranında artış gösterdiği ifadesinden Türkiye’nin PKK ile mücadelesindeki dönüşümün etkisinin 2017’den itibaren görülmeye başlandığına işaret edilmektedir. Açıklamada paylaşılan yurt içindeki terörist sayısının 3 binden 700-800’e düştüğüne dair veri ise operasyonların PKK’nın taktik ve operatif unsurları üzerinde oluşturduğu etkisiz hale getirme kapasitesiyle doğrudan ilgilidir. 2018’de etkisiz hale getirilen terörist sayısının (bin 300) bir önceki yıl ile benzerlik gösterdiği anlaşılıyor ve bu da mücadeledeki istikrarın bir göstergesidir. Etkisiz hale getirilen teröristlerden yüze yakınının örgütün silahlı kadrosundaki taktik, operatif ve stratejik düzeydeki yöneticisi olması ise PKK ile silahlı mücadelede hedefin örgütün ideolojisi ile silahlı eylem stratejileri arasında köprü vazifesi gören karar verici ve uygulayıcı lider kadroya yöneldiği anlaşılıyor.

PKK’ya katılımın 2015 ile kıyas edildiğinde 2018’de yüzde 95 oranında düşmüş olması Türkiye’nin yurt içindeki harekat üstünlüğü ile kamu diplomasisi üstünlüğü arasında kurduğu rasyonel uygulamalarla ilgilidir. Bu uygulamalar belediyelerdeki kayyum hizmetleri, PKK destekçisi siyasi kişiler hakkında yürütülen yargı süreçleri ve sosyal medya üzerinde terör örgütü destekçilerine karşı yürütülen kolluk faaliyetleri şeklinde sıralanabilir. İçişleri Bakanlığının açıklamasındaki PKK ile mücadelenin etkili sonuç vermesinin gerekçelerinde özetle terörle mücadelede siyasi kararlılık, dönüşüm, süreç yönetimi (istikrar), lider kadronun tasfiyesine dönük hedef önceliği ve operasyonel faaliyetler ile kamu diplomasisindeki bütüncül çabanın etkili olduğu görülmektedir.

Açık kaynaklardan elde edilen veriler doğrultusunda sonuç alıcı terör operasyonları ile PKK saldırılarının 2015’ten günümüze karşılaştırıldığı grafik de İçişleri Bakanlığının açıklamalarını desteklemektedir. Buna göre 2015’te 7 Haziran seçimlerinden sonra başlamak üzere yıl sonuna kadar PKK’nın 395 saldırısına karşılık güvenlik kuvvetlerinin sonuç alıcı 442 operasyonu belirlenmiştir. 2016’da PKK’nın 455 saldırısına karşılık güvenlik kuvvetlerinin sonuç alıcı 2 bin 118 operasyonu kaydedilmiştir. 2017’de PKK’nın 211 saldırısına karşılık güvenlik kuvvetlerinin sonuç alıcı 2 bin 102 operasyonu görülmüştür. 2018’de ise 18 Kasım’a kadar PKK’nın 117 saldırısına karşılık güvenlik kuvvetlerinin sonuç alıcı bin 357 operasyonu gerçekleşmiştir. PKK saldırıları ile güvenlik güçlerinin sonuç alıcı operasyonlarındaki sayısal eğilimlere bakıldığında saldırıların 2017’den itibaren gözle görülür bir şekilde azaldığı ve operasyonların saldırılara olan üstünlüğünü istikrarlı bir şekilde koruduğu görülmektedir. Birinci grafikte bu eğilim gösterilmiştir. İkinci grafikte sonuç alıcı güvenlik operasyonları ile PKK saldırılarının yıllara göre sayısal ortalamaları haftalık şekilde ve operasyon saldırı oranının haftalık ortalaması gösterilmektedir. Operasyon ve saldırılar arasındaki oranın 2016’dan itibaren güvenlik kuvvetlerinin lehine döndüğü görülürken PKK’nın haftalık saldırı ortalamasının 2017’de bir önceki yıla göre yarıdan daha fazla azalması örgütün eylem kapasitesindeki kaybı işaret etmekte, 2018’de PKK’nın saldırı kapasitesinde yüzde 40’ın üzerinde azalmanın gözlemlenmesi Türkiye’nin terörle mücadelesinde görülen kararlılık, dönüşüm, süreç yönetimi (istikrar), lider kadroya dönük angajman ve kamu diplomasisindeki üstünlüğüyle ilgilidir.

PKK'nın Belini Kıran Operasyonlar-Necdet ÖzçelikGüvenlik Operasyonları ve PKK Saldırı Sayıları ve Oranları Tabloları

 

Terörle Mücadelenin Dönüşümü

Grafiklerdeki değişimler Türkiye’nin terörle mücadeledeki dönüşümüne de işaret etmektedir. 2015’ten başlamak üzere Türkiye’nin terörle mücadelesi “söylemsel”, “yöntemsel” ve “yapısal” bir dönüşüm süreci geçirdi ve bu da terör örgütlerinin güvenlik ortamında etkisizleşmesiyle sonuçlandı.

Söylemsel Dönüşüm

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2015 Temmuz’unda artan PKK saldırılarına dikkat çekerek Çözüm Süreci’ne değindi ve “Milli birliğimize ve kardeşliğimize kastedenlerle Çözüm Süreci’ni devam ettirmek mümkün değil” diyerek Çözüm Süreci’nin sonlandığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan Çözüm Süreci’nin terör örgütü ve onu destekleyen siyasi parti tarafından istismar edildiğini ifade ederek güvenlik ortamlarının tamamında güvenlik kuvvetlerinin varlık göstereceğini vurguladı. Öte yandan yükselen DEAŞ tehdidine karşı da Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı dönemde yaptığı açıklamada “Terörün dini, dili, ırkı, vatanı yoktur. Bu vahşeti işleyenleri lanetliyorum” diyerek terörün başlı başına dini, etnik veya coğrafi motivasyonlarla özdeşleşemeyeceğinin altını çizdi. Böylece yeni yöntemin kodlarını belirlemiş oldu.

Yöntemsel Dönüşüm

Türkiye mücadelesindeki güvenlik operasyonlarını koruyucu, caydırıcı, önleyici ve mukabele edici operasyonlardan müdahaleci operasyonlara dönüştürerek hem yurt içinde kentsel ve kırsal alandaki terörist varlığına hem sınır hattındaki terör faaliyetlerine hem de sınır ötesindeki terörist unsurlara kaynağında müdahale etmeye başladı. Bu operasyonlar terörist unsurlara kaynağında büyük ölçekli ve nizami askeri birlikler, özel operasyon birlikleri ve yerel paramiliter unsurlarla birlikte düzenlenen taarruz operasyonlarıydı. Harekatlar uzun süreli ve müşterek konseptte gerçekleştirildi. Harekat alanındaki alan kontrolü ve alan hakimiyeti istikrar faaliyetleriyle desteklendi. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları bu bakımdan hedeflerine ulaşmış müdahaleci terör operasyonlarıdır. Irak’ta devam eden ve PKK’nın Irak’taki kamplarını hedef alan Hakurk ve Kandil bölgesindeki operasyon da nitelik bakımından müdahale edici bir harekattır. Ancak Türkiye’nin PKK’ya karşı esas müdahale edici harekatının Suriye’nin kuzeydoğusunda 55 bin metrekarelik alandaki –ABD desteğiyle konsolide olmuş– PKK/PYD varlığına dönük olacağı beklenmelidir. Zira Türkiye terörle mücadelenin prensiplerini yerine getirirken terörü yaşatan başka tehditlerle de karşılaşıyor.

Bunlardan en önemlisi ABD’nin PKK/PYD’ye verdiği doğrudan destek ve örgütü yeniden formatlama gayretidir.

Yapısal Dönüşüm

Terörle mücadeledeki başarı artışının 2017’den itibaren görülüyor olmasının temel nedenlerinden biri TSK, Emniyet, Jandarma ve İstihbarat teşkilatındaki FETÖ’cülerin temizlenmesidir. Sınır ötesi operasyonlardaki etkinliğin artması ve Hava Kuvvetlerinin PKK hedeflerine dönük vuruş hassasiyetinin artması ve PKK, DEAŞ ve DHKP-C’nin hücre yapılarına sızılması adı geçen güvenlik kurumlarının FETÖ elemanlarından önemli oranda temizlenmesiyle sağlanmıştır. Bu süreçte kurumlar terör örgütlerine karşı istihbarat ve harekat üstünlüğünü ele geçirmiştir. Öte yandan Cumhurbaşkanlığı sistemiyle kurumlar arasındaki diyalog ve iş birliği artırılarak siyasi hedefler ile askeri hedeflerin bütünleşmesi sağlanmış ve terör örgütlerine karşı karar ve etki bütünleştirilmiştir. Savunma sanayiindeki yerli ve milli mühimmat, silah, sistem ve platformların terörle mücadele eden unsurların taktik ve operatif harekat konseptlerine dahil edilmesi terörle mücadeleyi kuvvetlendiren bir başka yapısal dönüşüm parametresi olmuştur.

Terörle mücadeledeki başarı devamlılık, kararlılık, kurumlar arasında tesis edilen güven ve dayanışmayı sağlayan dönüşüm sürecinin ürünüdür. Türkiye’nin 2015’ten bu yana içinde yürüttüğü askeri ve kolluk operasyonları PKK/PYD, DEAŞ, DHKP-C ve FETÖ’nün yurt içindeki örgüt programı ve teşkilatlarını hedef alarak örgütlerin kapasite kaybetmesini sağlamıştır. Bu bakımdan PKK/PYD’nin topraksızlaştırılması, DEAŞ’ın ve DHKP-C’nin eylemsizleştirilmesi ve FETÖ’nün çözülmesi sağlanmıştır. Türkiye’nin terörle mücadelesinde ihtiyaç duyduğu bir başka boyutsa örgüt ideolojileriyle mücadele etmektir. Bu bağlamda radikalleşmenin öncelikli olarak masaya yatırılması gerekmektedir.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası