Kriter > Dış Politika |

Suudi Arabistan Dış Politikasında Yeni Açılımlar


Suudi Krallığı’nın dış politika eğilimindeki yeniden yapılanma ve çok boyutluluğun birkaç temel nedeni var. Öncelikle, Riyad yönetimi artık geleneksel Batılı müttefiklerine güven duymuyor. Bundan dolayı Batı dışı küresel güçler ile ilişkilerini geliştirmenin yollarını arıyor. Bir başka faktör ise küresel güçlerin Ortadoğu’daki kronik sorunların çözüme kavuşturulmasındaki isteksizliği.

Suudi Arabistan Dış Politikasında Yeni Açılımlar
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (AA, 9 Aralık 2022)

Soğuk Savaş sonrası dönemde, Suudi Arabistan Krallığı’nın dış politikasında bazı önemli kırılmalar yaşandı. Bunlardan ilki 11 Eylül 2001’de ABD’nin sembol yapılarına karşı gerçekleştirilen terör saldırılarıydı. İkincisi ise tam on yıl sonra, 2011’de Ortadoğu’da patlak veren Arap isyanları ve devrimleriydi. Bu iki önemli gelişme, Suudi Arabistan’ın da dış politika tercihlerini yeniden tanımlanmasına yol açan bölgesel ve küresel dengeleri büyük ölçüde değiştirdi.

 

Suudi Arabistan Dış Politikasında Kırılma Noktaları

El-Kaide örgütü tarafından gerçekleştirilen 11 Eylül saldırılarından sonra Suudi Arabistan dış politika eğilimini yeniden yapılandırmak zorunda kaldı. Diğer hususların yanında, uçak kaçıran ve terörist saldırıları gerçekleştiren 19 militandan 15’inin Suudi Arabistan vatandaşı olması, ABD resmi yetkililerinin, kamuoyunun ve hükümetinin, Suudi Arabistan devletini sorumlu tutmasına yol açtı. Obama’nın ikinci döneminde, bu yönde ABD Kongresi’nden Suudi Arabistan’ı saldırılardan sorumlu tutan bir karar da çıkarıldı. Batı ve özellikle ABD tarafından hem Suudi Arabistan yönetimi hem de Vehhabi anlayış ötekileştirilmeye başlandı. Bu gelişmeler ve yeni durum üzerine Suudi Krallığı da dış politikasını yeniden yapılandırmak durumunda kaldı. Özellikle, 2005 ile 2015 arasında ülkenin tek hakimi olan Kral Abdullah döneminde, kapsamlı bir yeniden yapılanma planı devreye sokuldu. Ülkenin dış politikasında önemli açılımlar gerçekleştirildi. Çin ve Vatikan gibi bazı devletlerle ve uluslararası aktörlerle ilk defa resmi düzeyde yakın ilişkiler geliştirildi.

 

Arap Baharı Önemli Bir Etken

Soğuk Savaş sonrası dönemde, Suudi Arabistan dış politikasındaki koşulları etkileyen en önemli ikinci gelişme 2011’de patlak veren Arap isyanları ve devrimleri oldu. Bölge çapına yayılan büyük bir değişim dalgası, hemen hemen tüm Arap ülkelerinde ciddi değişimlere yol açtı. Bazı ülkelerde kısa süreli, bazı ülkelerde ise uzun süreli olarak rejimler değişti. Diğer Körfez monarşileri ile birlikte Suudi Arabistan da değişim güçlerine karşı bir direnç mihveri oluşturdu. ABD ve diğer Batılı devletler, statüko yanlısı bu direnç eksenine destek verdiler.

Özellikle, ABD’de iktidara gelen Başkan Donald Trump, bu statüko cephesinin yanında yer aldı ve hatta bu kampta yer alan devletlere açık çek verdi. Ve bu devletlerin diğer ülkelerin iç işlerine müdahale anlamına gelen politikaları da hiçbir şekilde sorgulanmadı. Aslında, Başkan Trump’ın himayesinde bir “küre ittifakı” kuruldu; bu ittifak ve destekçileri, bölgede değişim güçlerine destek veren Türkiye ve Katar gibi devletleri ötekileştirdiler, hatta daha da ileri giderek cezalandırmaya kalktılar. Ancak, bu rahatlık fazla uzun sürmedi. Özellikle ABD’de yönetimin değişmesiyle birlikte Ortadoğu’daki şartlar da değişti. Başkan Biden Hükümeti, Trump’ın bölgedeki bazı siyasi hamlelerinden vazgeçti, ABD’nin bazı ülkelere verdiği açık çeki geri aldı, bölgedeki sert ve otoriter monarşi yönetimlerine verilen desteği kesti.

Joe Biden Suudi Arabistan'da
ABD Başkanı Joe Biden Suudi Arabistan'da. (AA, 15 Temmuz 2022)

 

Devam eden bölgesel istikrarsızlık ve değişen bölgesel dinamiklerin yanında küresel sistemde yaşanan gelişmeler sonrası, Ortadoğu devletlerinin neredeyse tamamı, dış politikalarını yeniden yapılandırmak zorunda kaldılar. Suudi Arabistan da bu değişimden nasibini aldı ve dış politika eğilimini yeniden tanımladı. Kısa bir tecrübesizlik döneminden sonra, Suudi Arabistan Hükümeti yeniden Kral Abdullah dönemindeki çeşitlilik politikasına geri döndü. Güç siyasetinin geri dönüşü, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın artması ve küresel büyük güç rekabetinin yoğunlaşması dikkate alındığında, Suudi Arabistan’ın fiili yöneticisi Veliaht Prens Muhammed bin Selman pragmatik, ideolojik olmayan ve çok boyutlu bir dış politika temayülünü benimsedi ve uygulamaya başladı. Bölgede diğer ülkelerin de dış politikalarını şekillendiren normalleşme süreci, bu yeni Suudi dış politika söyleminin uygulanmasını da kolaylaştırdı.

 

Suudi Arabistan Dış Politikasındaki Değişimin Nedenleri

Suudi Krallığı’nın dış politika eğilimindeki yeniden yapılanma ve çok boyutluluğun birkaç temel nedeni var. Öncelikle, Riyad yönetimi artık geleneksel Batılı müttefiklerine güven duymuyor. Bundan dolayı da Batı dışı küresel güçler başta olmak üzere farklı ülke ve bölgelerle ilişkilerini geliştirmenin yollarını arıyor. Suudi Arabistan, son dönemde Batılı devletlerin eleştirilerine rağmen Çin ve Rusya gibi küresel güçlerle ilişkilerini geliştiriyor. Öyle ki, özellikle G-7’nin alternatifi olarak gösterilen BRICS platformuna davet edildi ve 2024 başından itibaren bu platformun bir parçası olacak. Öte yandan, Suudi Arabistan, 2022’de Çin ile Rusya’nın lokomotifi olduğu önemli güvenlik ve iş birliği örgütü olan Şangay İşbirliği Örgütü’nün diyalog ortağı oldu. Diğer bir deyişle, Suudi Arabistan artık Batı karşıtı olarak ifade edilebilecek örgütlere ve platformlara, Batılı devletlerden korkmadan katılabilmektedir.

Çin’in geleneksel dış politika anlayışı dikkate alındığında, Suudi Arabistan’ın bu ülkeyle neden ilişkilerini geliştirdiği kolayca anlaşılır. ABD başta olmak üzere Batılı devletlerden farklı olarak, Çin, herhangi bir devletin ideolojisini veya siyasi rejimini önemsemiyor ve dış politika ilişkilerinde şartlar koymuyor. Sadece ticari bir zihinle ve ekonomi merkezli bir düşünceyle bütün ülkelerle ilişkilerini menfaat temelinde sürdürmek amacında. Bundan dolayı da Suudi Arabistan, Çin’in arabuluculuk tekliflerine olumlu cevap verdi ve Çin’in bölgedeki en önemli ortaklarından biri olan İran ile normalleşme sürecini başlattı.

Benzer şekilde, Suudi Arabistan, diğer pek çok bölge devleti ile birlikte, Rusya ile ilişkilerini de geliştirmeye özen gösteriyor. Batının eleştirilerine rağmen Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Batının ayak izinden gitmeyerek, Batıdan farklı bir politika izliyor. Mesela, Rusya’ya karşı ambargo uygulamadı. Öte yandan, Suudi Arabistan hükümeti, Ukrayna’yı da ötekileştirmemeye dikkat ediyor. Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk yapmak istemesi de bu siyasetin bir gereği. Örneğin, Ukrayna’nın girişimleriyle, uluslararası siyasette artan ağırlığı ve Batı dışı ülkeleriyle yakın ilişkileri dolayısıyla Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde 40’tan fazla ülkenin temsilcilerinin katıldığı bir toplantı yapılabildi.

 

Riyad Bölgesel Ortaklıkları Önceliyor

İkinci olarak, küresel güçlerin Ortadoğu’daki kronik krizlerin ve sorunların çözüme kavuşturulmasındaki isteksizliğini gören Riyad yönetimi ancak diğer bölgesel aktörlerle iş birliği içerisinde kalarak bölgesel istikrarı sağlayacağına inanıyor. Bunun için de mümkün olduğunca ayırım yapmadan tüm bölge devletleriyle resmi veya defakto, ilişkilerini geliştiriyor.

Öte yandan, Suudi Arabistan siyasi liderliği; Türkiye, İran ve İsrail gibi bölgesel güçleri görmezden gelme ve onların bölgesel politikalarına kayıtsız kalma lüksüne sahip olmadığını da anladı. Riyad, ancak bu ve benzeri bölge devletleri ile iş birliği içerisinde kalarak ve onlarla ortaklıklar kurarak, bölgesel sorunlara çözüm bulabileceğini düşünüyor. Bundan dolayı da Türkiye, İran ve İsrail dahil olmak üzere tüm bölge devletleriyle ilişkilerini normalleştirmeye ve geliştirmeye karar verdi. Diğer bir ifadeyle, Suudi liderliği, bölgesel ortaklıkları öncelemeye başladı.

Üçüncü olarak, Suudi Krallığı sadece dış politika ortaklarını çeşitlendirmedi, dış politika konularını da çeşitlendirmeye gayret etti. Büyük ölçüde petrol gibi doğal kaynakla bağımlı bir ekonomiye sahip olan Suudi Arabistan, son zamanlarda çok sayıda büyük ölçekli altyapı projesi geliştirdi ve gerçekleştirmeye çalıştı. Uluslararası yatırımcıları özendirmek için siyasal sisteminde değişikliklere gitti, önemli düzenlemeler yaptı, ekonomik ve siyasal tedbirler aldı. Böylece, Suudi Arabistan özellikle Batılı devletlerin etkisinden kurtularak, siyasi ve ekonomik bağımsızlığını pekiştirdi ve dünyadaki statüsünü yükseltti. Veliaht Prens Bin Selman, 2016’da petrole bağımlılığı azaltma, ekonomiyi çeşitlendirme ve farklı hizmet sektörlerini geliştirme amacıyla Suudi 2030 Vizyon belgesini açıklamıştı. Bu vizyon belgesine göre Suudi devleti 2030’a kadar 80 civarında büyük proje gerçekleştirecek.

Dördüncü olarak, Suudi Arabistan yönetimi, halkının önemli ve etkili kesimlerinin değişim taleplerini de dikkate alarak, ülkedeki sosyal ve siyasal hayatın kontrolü amacıyla bazı önemli tedbirler aldı. Özellikle toplumsal yaşam alanında önemli gelişmeler yaşandı. İç siyasetteki değişikliklerin başında ülkedeki geleneksel iki elit aile olan Al-i Suud (kraliyet ailesi) ve Al-i Şeyh’in (dini otorite/müftü ailesi) etkisi büyük ölçüde kırıldı. Binlerce prens ve din adamı, pasifize edildi ve netice itibariyle ülke yönetiminden uzaklaştırıldı. Bu bağlamda, sadece siyasi ve dini güçler değil, ülkedeki ekonomik güçler de kontrol altına alındı. Artık ülkenin hakimi iki güçlü aile değil, tek bir güçlü kişi. Böylece Suudi Arabistan Krallığı, diğer bölge devletleriyle çok daha benzer hale gelmiş oldu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, G20 Liderler Zirvesi'nde (Mustafa Murat Kaynak/AA, 30 Kasım 2018)

 

Bundan sonra da Suudi toplumunun ve siyasetinin “modernleşmesi,” “sekülerleşmesi” ve dünyaya açılması konusunda önemli adımlar atıldı. Suudi siyasi liderliği, Suudi toplumunu dışa açmaya ve dünya ile bütünleşmeye karar vererek, iç siyasetteki kırılganlığın üstesinden gelmeye çalışıyor. Yönetim, özellikle farklı bölgesel ve küresel sosyal, ekonomik, bilimsel ve spor faaliyetlerinin ülkede yapılması için uğraşıyor ve büyük ölçüde başarılı da oluyor. Böylece, Suudi yönetimi sadece ülkede yeni bir ekonomik ve idari yapı değil, aynı zamanda yeni bir toplumsal yapı da inşa etmeyi hedefliyor. Örneğin, son zamanlarda ülkedeki futbol piyasasında ciddi bir canlanma var. Suudi Arabistanlı yetkililer çok yüksek bedeller ödeyerek Christian Ronaldo, Neymar, Sadio Mane, Kerim Benzema ve Roberto Firmino gibi dünyanın en popüler ve başarılı bazı futbolcularını Suudi Arabistan liginde oynatmayı başardı. Öyle ki daha önce alanında esamesi okunmayan Suudi Arabistan futbol ligi, dünyanın en çok takip edilen liglerinden biri haline geldi. Bütün bu çalışmalar, ülkenin dünya kamuoyu nezdindeki olumsuz algısının olumlu yönde değişmesine vesile olmaktadır.

 

Sonuç Yerine

Sonuç itibarıyla, Suudi Arabistan hayatın hemen her alanında yoğun bir yeniden yapılanma ve inşa sürecinden geçiyor. Bu değişim sürecinin en önemli kısmı ise devlet yapısının kurumsallaştırılması çalışmaları. Küresel sistemin ve bölgesel atmosferin hızlı değişen doğası dikkate alındığında, Krallığın karşı karşıya kaldığı bütün bu meydan okumaların üstesinde gelmesi oldukça zor olabilir. Bunun için de hem iç hem de uluslararası bağlamlarda gerekli tedbirleri almak zorunda.

Suudi Arabistan’ın çok taraflı ve çok boyutlu dış politika arzusunun, önümüzdeki dönemde de devam edeceği anlaşılıyor. Uluslararası siyasette güç politikasının, güvensizliğin ve belirsizliğin ön plana çıktığı bir dönemde, Suudi Arabistan yönetiminin, kendi menfaatlerini merkeze alarak sektörel bir dış politika anlayışını benimsemeyi sürdüreceği görülüyor. Milli menfaatlerini azamileştirme sürecinde Arap-Arap olmayan, Müslüman-Müslüman olmayan, bölgesel veya küresel tüm devletlerle ilişkiler geliştirmeyi göze alan Riyad yönetimi, böylece uluslararası politikadaki saygınlığını da artırmayı hedefliyor. Bunun için de özellikle bölgedeki özerkliğini artıracak bölgesel iş birliklerini öncelemesi beklenmelidir.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası