Kriter > Siyaset |

CHP’de Yine Atatürk Rüzgarları


Fikir üretmek yerine fikir ithal etme hevesinin hem siyaset hem de toplumsal hayatta ne kadar derin yaralar açmış olduğunu CHP pratiklerini izleyerek görebiliyoruz.

CHP de Yine Atatürk Rüzgarları
HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısına katıldı. Toplantıya Atatürk'e benzerliğiyle bilinen sinema ve tiyatro sanatçısı Göksal Kaya (sağda) da katılarak Kılıçdaroğlu ile tokalaştı.

Geçtiğimiz ay boyunca her biri ayrı öneme sahip pek çok gelişme yaşadık. Türkiye ile ABD arasında uzun süreli bir gerginliğe sebep olan Rahip Brunson serbest kaldı ve ülkesine döndü. Böylece yaz aylarından beri yükselen ABD dolarının ateşi düştü, ekonomik kriz algısı kırıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’le birlikte İzmir Aliağa’daki Star rafinerisinin açılışını yaptı. Bu, Türkiye’de özel sektörün tek noktaya yaptığı en büyük yatırım oldu.

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı İstanbul’da Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda öldürüldü. Cinayet tüm dünyada büyük yankı uyandırdı ve Türkiye’nin başına büyük bir bela açma potansiyeli olan bu olay muazzam bir kamu diplomasisi ve iletişim stratejisiyle lehimize çevrildi. Ortadoğu’da yeni “ılımlı İslam” projesinin merkezi olan Suudi Arabistan prestij kaybı yaşarken Türkiye’nin yıldızı parladı.

ABD-Türkiye ilişkilerinde son dönemin en önemli problemlerinden olan PKK’ya destek konusunda Öcalan’ın iadesinden beri ilk kez sürpriz bir gelişme yaşandı. Washington, PKK’nın önemli isimlerinin başına para ödülü koyduğunu açıkladı. Aynı şekilde Amerikan basınında FETÖ’nün iadesi veya sınır dışı edilmesi için yol arandığı açıkça dile getirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Birinci Dünya Savaşı’nı bitiren anlaşmanın yüzüncü yıl dönümü için Fransa’da düzenlenen törenlere katıldı. Pek çok mesajın yanında Ortadoğu’da yeni Sykes-Picot anlaşmalarına asla izin verilmeyeceğini tüm dünyaya ilan etti.

Türkiye’nin enerji çeşitliliği ve güvenliği için müthiş bir atılım olan Türk Akımı projesinin açılışı yapıldı. Rusya Devlet Başkanı Putin tören için İstanbul’a geldi (Bir ay içinde Erdoğan ile üçüncü görüşmesi oldu). Türk Akımı hattı aynı zamanda Avrupa’nın enerji tedariği için de büyük önem taşıyor.

CHP’nin Gündemi Neydi?

Peki, Türkiye böyle “flaş” gündemlerin içinden geçerken ana muhalefet partimiz CHP hangi gündemlerle meşguldü? Örneğin Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Kadir Mısırlıoğlu’nu hastanede ziyareti üzerinden büyük bir yaygara koparıldı. Diyanet açıklama yapmak zorunda kaldı ama bunu da yeterli görmeyen işgüzar bir CHP’li vatandaş Erbaş hakkında suç duyurusunda bulundu.

Danıştayın kaldırılan andımızı okullarda yeniden okutma kararı sonrası gazete ve TV’lerde günlerce bu konu tartışıldı. Edirne’de 10 Kasım töreni sırasında “Atatürk’e hakaret” ettiği öne sürülen çarşaflı bir kız tutuklandı. Genç kızın “Atatürk ilah değildir” dediği öne sürüldü ve bu suç sayıldı. Tekirdağ’da (yine çarşaflı) bir kadın Atatürk heykeline baltayla saldırdı. Sosyal medyada Kemalpaşa tatlısı fotoğrafını esprili bir mesajla paylaşan bir genç tutuklandı. Benzer başka haberler de çıktı ve günlerce köpürtüldü. CHP milletvekili Öztürk Yılmaz “Türkçe ezan” tartışması başlattı ve etkisi haftalarca sürdü.

Üstelik muhalefet yazının girişinde sayılan “gerçek” gündemler hakkında sadece olumsuz tepkiler vermişti. Örneğin Brunson’ın serbest kalması hakkında “Papazı verdiniz, diz çöktünüz” suçlamasında bulundu. Kaşıkçı cinayeti için bizzat Kılıçdaroğlu Türkiye’nin para karşılığında cinayete ortak olduğunu iddia edecek kadar pervasızlaştı. CHP’ye yakın gazeteci ve yazarlar da daha çok “Atatürk’e hakaret” meselesi üzerinde fırtına çıkarmakla uğraştılar.

CHP’nin her başı sıkıştığında “Atatürk siperi” ardına çekilip iktidarlara o güvenli bölgeden ateş etmesi yeni değil elbette. Daha 1950’lerde Menderes hükümetine karşı birdenbire ortaya çıkıp Atatürk heykellerine saldıran ve Atatürk’ü Koruma Kanunu çıkarılmasıyla sonuçlanan Ticaniler vakası hafızalarda. 1990’ların sonuna doğru ülkeyi 28 Şubat darbesine götüren laiklik eksenli tartışmalar, 2007’de erken seçime yol açan Cumhuriyet mitingleri de henüz taze.

On altı yıldır AK Parti hükümetlerinin sürekli başarısı karşısında sadece negatif refleksler gösteren, bu yeterli gelmeyince de ezbere bildiğimiz filmi başa sarıp Atatürk’ü kendisine kalkan yapan CHP dönüp dolaşıp aynı yere geliyor.

Atatürk’ün toplum nezdinde elbette önemli bir kredisi var ve CHP de bunu sonuna kadar kullanıyor. Fakat toplum yararsız tartışmalarla enerjisini ve dinamizmini sömüren bu “siyaset”e artık itibar etmiyor. AK Parti 2023, 2053, 2071 gibi orta ve uzun vadeli hedefler koyup bu hedefler için oluşturduğu programları birer birer hayata geçirirken CHP hala 1930’ların paradigmasından çıkamıyor. Topluma hiçbir vaatte bulunamıyor. Örneğin yerel seçimler yaklaşırken mikrofon uzatılan her CHP’linin dile getirebildiği vaat en fazla “özgürlük, demokrasi” gibi yuvarlak laflar oluyor. Şehirlerin sorunlarına çözüm önerilerini duyamıyoruz. Kendileri çözüm önermediği gibi iktidar partisinin önerilerine de sadece burun kıvırmak ve şikayet etmekle yetiniyorlar.

Batı’ya Benzemek İsterken

Son yirmi yılda Türkiye çok önemli dönüşümler geçirip uluslararası kuşatmaları kırıp kendi mecrasında “yerli ve milli” bir rota oluşturup ilerlerken ana muhalefet partisinin bu vurdumduymazlığı insanda ister istemez şüphe uyandırıyor. Acaba diyor insan, CHP yönetimi hayranı ve bağımlısı olduğu Batı’dan kimi odakların telkinleriyle Türkiye’yi oyalamak, enerjisini gereksiz ve yorucu iç tartışmalarla tüketmekle mi görevlendirildi? Yoksa siyasi kabızlığını aşacak yol ve yöntemleri bilmediği için mi hep aynı ezberlere sarılıyor?

Belki de her ikisi de geçerli. Selefleriyle birlikte CHP’nin zihin dünyası Cumhuriyet’in kuruluş yıllarından itibaren kayıtsız şartsız bir Batıcılıkla şekillendi. “Üstün medeniyet” tasavvuruna ulaşabilmek için behemehal Batılılaşmak zaruriydi. Doğu “gerici”, Batı ise “ilerici”ydi ve genç Cumhuriyet bir an evvel Doğulu görünümlü her şeyden kopup Batı kampında yerini almalıydı.

Fakat CHP’nin Batıcılığı da şekilde kaldı. İşin kolayına kaçıldı ve Batı’da üretilen fikirlerin tüketiciliği ve topluma pazarlanması dışında fikirsel üretim yapılmadı. Bu pazarlama da başarısız oldu çünkü hem tepeden aşağıya dayatmacı hem de Anadolu gerçekleriyle uyumsuz yöntemler denendi. CHP’nin acelesi vardı ve Anadolu’nun binlerce yıldan süzülüp gelen kadim değerleri görmezden gelindi. Ortaya ne Batı’ya ne de Doğu’ya benzeyen taklit bir ucube çıktı.

Bugün CHP’nin bu dayatmacı anlayışından geriye “yaşam tarzı” gibi aslında herkese ve her kesime göre değişen ama yine de norm kabul edilmesi için topluma kırbaçla benimsetmeye çalıştıkları tartışmalar kaldı. CHP her ne kadar bilim, sanat, aydınlanma, demokrasi gibi kavramları dilinden düşürmese ve kendisini bu kavramların taşıyıcısı gibi göstermeye çalışsa da adı CHP’yle anılan ne bir bilimsel icat ne doğru dürüst bir dünya çapında sanat eseri ne de demokrasi deneyimi var.

Bunun sonucu olarak da CHP’de vücut bulduğu varsayılan elit kesim, iktidarını kaybettiği 1950’lerden beri ancak gündelik, geçici ve sığ tartışmalarla siyasette varlığını sürdürmeye çalışıyor. Ama hayatın ve siyasetin gerçeklerine her tosladığında da genetik kodlarına işlemiş olan jakobenizm açığa çıkıyor. Altı oklu bir kirpi gibi dikenlerini gösterip tehditkar bir havaya bürünüyor. Sonuçsa ortada. Siyasi partiden ziyade yüzde 20’ler bandında sıkışmış, gelecek vadetmeyen, nostaljik bir hınçla sürüklenerek yaşayan bir geçkinler kulübü.

Ancak sorun bizi derde derman bir ana muhalefet partisinden yoksun bırakan bu basiretsizlikle sınırlı değil maalesef. CHP’de cisimleşen bu zihniyetin doğru ve hatta tek doğru olduğuna inanmış önemli bir nüfus var aynı zamanda. Belli kodlarıyla oynandığında alarm çalıyor ve hareketleniyorlar. Ve yine maalesef Türkiye’nin ana muhalefet partisinin yönetimine ufak telkinler ve dokunuşlarla bu hareketliliği oluşturmak pek de zor değil. Fikir üretmek yerine fikir ithal etme hevesinin hem siyaset hem de toplumsal hayatta ne kadar derin yaralar açmış olduğunu CHP pratiklerini izleyerek görebiliyoruz. Belki de asıl hazin hikaye budur.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası