Ana akım Batı medyası tüm basın ilkelerini bir kenara bırakarak bir kez daha İsrail vahşetini aklama yarışına girdi. Gazze’de çocukların katledildiği İsrail operasyonları görmezden gelinirken, Filistin tüm yaşananların suçlusu ilan edildi. Gerçekleri konuşan konuklar ise apar topar yayından alındı.
Savaşlar artık meydanlardan önce benliklerde, zihinlerde, akıllarda kazanılıyor. Bunun en iyi örneğini de maalesef İsrail yıllardır uyguluyor. Dünyanın İsrail’den başka tüm ülkelere dayattığı uluslararası kanunlar, haklar, teamüller konu İsrail olunca çok normal bir durummuş gibi göz ardı ediliyor. Dünya halkları da bu duruma pek ses çıkarmıyor diğer taraftan. Çünkü ellerinde yeterli done yok. Ana akım Batı medyası, İsrail aleyhine oluşacak bir durum şöyle dursun, Filistinlileri işgalci gösteren İsrail safsatalarını yaymaktan da geri kalmıyor. Böylelikle İsrail, metrekare metrekare, ev ev işleyerek ilerlettiği işgal planını çok da hukuki bir durummuş gibi pazarlayabiliyor bile… Hal böyle olunca bir Batılının, yıllarca Batı Şeria’daki Bir Zeit Üniversitesi’nde görev yapan Alman profesör Helga Baumgarten olmadığı sürece Filistin’de yaşananları anlaması için kişisel bir çaba harcaması gerekiyor.
İsrail Aleyhine Konuşamazsın
“Filistinliler 50 yıldır hapsediliyor. 50 yıldır kendi topraklarında, kendi vatanlarında baskıyla köle gibi yaşıyor. İsrail neden Ramazan ayının son günlerinde Müslümanların ibadet ettiği yerlerdeki yolları kesip insanları kışkırtıyor? Harem-i Şerif’e neden gaz bombası atıyor? Bu son olayları başlatanlar Filistinliler değil Yahudiler olmuştur.”
Baumgarten, Alman devlet televizyonu ZDF’e verdiği mülakatta bu sözleri söylediği anda olduğu gibi ana akım Batı medyasına İsrail aleyhine sözler söylendiği anda spiker ya da moderatör tarafından konu çarpıtılır, İsrail zırvaları ortaya atılır, Baumgarten gibiler yine de gerçekleri konuşmaya devam ederse çok geçmeden yayından alınır.
Hürriyet de Bu Akımın Parçasıydı
Ana akım Batı medyasında adeta yazılı olmayan bir kuraldır; İsrail ya da Yahudiler aleyhine konuşulmaması. Aslında yazılı olarak da ilkesinde bundan açıkça bahsedenler de vardır. Mesela Almanya’nın en büyük yayın grubu Axel Springer’in yayın ilkeleri arasında açık bir şekilde İsrail’in, dünya üzerindeki Yahudilerin çıkarlarının korunması önceliği yazar. Bild ve Die Welt başta olmak üzere Alman gazete pazarının dörtte birini elinde tutan medya devi, Demirören Medya’ya satılmadan önce Hürriyet’in lokomotifi olduğu Doğan Yayın Holding’in de dörtte bir oranında ortağıydı. Bu sebeple istisnai bir şekilde 27 Haziran 2011’de “İsrail 3 kez kıvırdı” başlığı atan gazete, bundan önce hiç İsrail aleyhine haber yapamamıştı. Mahrecinin hemen altında “Türkiye Türklerindir” yazan gazete bunu yaparsa, Alman, İngiliz, Amerikan gazeteleri neler yapmazdı ki… Yaptılar da…
İsrail’in Şeyh Cerrah mahallesi ve Mescid-i Aksa’ya saldırmasıyla başlayan, devamında Gazze’de hava saldırılarıyla Filistin’in diğer şehirlerinde ise aşırı sağcı militanlar ve İsrail güvenlik güçlerinin hukuksuz sokak infazlarıyla süregelen zulmü bir kez daha Batı medyasının ne kadar aşağılık yalanlar söylediğinin ispatını da gözler önüne serdi.
Göz Göre Göre Yalan
Reuters
İngiltere merkezli haber ajansı Reuters, 10 Mayıs günü sosyal medyada kısa sürede yüz binlerce etkileşim alan bir olayı tamamen çarpıtarak verdi. Kudüs’te Aslanlı Kapı önünde işgalci bir Yahudi, bir Filistinliyi aracıyla ezerken güvenlik bariyerlerine çarptı. Görüntülerle sabit bu olayı hiç yaşanmamış gibi gösteren Reuters ise olaydan sonra yaşananları vererek “Filistinliler, Kudüs’te kaza yapan İsrail vatandaşının aracını taşladı” haberini yaptı.
Filistinliler Sanki Kendi Kendilerine Ölüyor
New York Times
ABD merkezli New York Times gazetesi ise Filistin’de yaşananları anlatırken İsrail’i mazlum gösterebilmek için ilk haberinde şu ifadeleri başlığına taşıdı: Gazzeli militanlar roketleri fırlattı ve İsrail polisi, İsrail'deki gerilimi artıran Filistinli protestocularla çatıştı. Aynı New York Times bir başka haberinde daha da ileri gitti. Bölgede yaşananların bilançosunun verildiği haberde tam olarak şu ifadeler kullanıldı: Hamas ve İslami Cihad’ın roket saldırıları sonrası 5 yaşındaki bir çocuğun da aralarında bulunduğu 5 İsrailli sivil hayatını kaybederken çatışmaların başından beri 67 Filistinli öldü. Evet ana akım Batı medyasına göre İsrailliler Filistin roketleriyle ölürken, Filistinliler adeta hiçbir sebep yokken kendi kendilerine ölüyorlardı.
Gazze’deki Patlamanın Nedeni Bilinmiyor
Associated Press
Reuters gibi dünyanın en büyük haber ajanslarından sayılan Associated Press de yalan rüzgarına devam etti. AP’nin tüm dünyaya servis ettiği haberinde hiçbir utanma ibaresi olmadan “Kuzey Gazze’deki patlamada 9 kişi öldü. Ancak patlamanın nedeni bilinmiyor” ifadeleri kullanıldı. Ana akım Batı medyası katliam yapan İsrail ordusundan ısrarla bahsetmiyordu. Çünkü dünyanın geri kalanı bunu bilmemeliydi.
Gazze Bombardımanını “İsrail Vuruluyor” Diye Verdiler
New York Post
Bu süreçte yapılan en alçak haber ise New York Post’ta yer aldı. ABD merkezli gazete, işgalci İsrail'in 9'u çocuk 20 Filistinliyi katletmesi haberini, "Hamas kuvvetlerinin hava saldırıları sonucu 9'u çocuk olmak üzere 20 İsrailli öldü" şeklinde paylaştı. Haber, tepkilerin ardından kaldırıldı.
Önce Filistin Başlatmış
CNN
Yalan haberin merkezi CNN de bu kara propagandayı tabii ki kaçırmadı. Dev medya grubunun internet sitesinde verilen ve sosyal medya hesaplarında paylaşılan haberde, "Gazze'den atılan roketlerin ardından İsrail hava saldırısı başlattı" ifadeleri kullanıldı.
Roketler Krizi Büyütüyor, Uçaklar Değil
Guardian
İngiltere merkezli Guardian gazetesi de CNN’in izinden gitti. “Hamas roketleri daha da uzak noktalara attıkça kriz daha da çıkmaza giriyor” ifadesi kullanılan haberde İsrail ordusunun roketler tamamen susana kadar Gazze’yi vurmaya devam edeceği yazıldı.
İsrail’le Savaşırken Ölen Çocuklar
Deutsche Welle
Alman Deutsche Welle de dezenformasyon ile İsrail aklama yarışında yer aldı. İsrail’in hava bombardımanında can veren çocukların haberi DW’nin Twitter sayfasında "... 9 çocuk İsrail'le savaşırken öldü" şeklinde sunuldu.
İsrail Ateş Altında
Tagesschau
Bir diğer Alman devlet medyası Tagesschau, Filistinli sivillerin üzerine çocuk, kadın demeden bomba yağdıran İsrail'in vahşetini görmezden gelerek “İsrail 10 saattir ateş altında” başlığı attı. Ana akım Batı medyası yıllardır söylediği “Filistinli teröristler, İsraillilere yaşam hakkı tanımıyor” yalanını ancak bu şekilde hayatta tutabiliyordu.
Filistinliler Olayları Kışkırtıyormuş
BBC
İngiliz devlet televizyonu BBC de bu utanç haberciliğine geçmişte defalarca yaptığı gibi kayıtsız kalamadı. BBC’nin internet sitesinde, "Kudüs krizi: Şiddet tırmanırken sükunet dileği" başlığıyla verilen haberde olayları Filistinlilerin kışkırttığı ifade edildi.
Kendi Lehine Yazanları da Vurdular
Reuters, AP, AFP ve diğer Batı medyası İsrail’in Gazze’de uyguladığı insanlık dışı bombardımana kayıtsız kalırken bu kez gerçekten de büyük bir sınav verdi. İsrail, hiçbir teçhizatın dışarı çıkarılmasına müsaade etmeden, ana akım Batı medyasının temsilciliklerinin de bulunduğu binaları havaya uçururken bile bu medya devlerinde “Şaşkınız” veya “Korkunç” dışında bir tepki yükselmedi. İsrail ise Gazze’de yerel, ulusal, kendi tarafında veya değil hiçbir ayrım yapmadan tüm yayın noktalarını, radyo ve TV istasyonlarını, hatta internet sağlayıcılarını, GSM operatörlerini vurarak dünyayla medya dışında hiçbir bağlantısı bulunmayan Gazze’yi tamamen susturmayı da amaçladı. Gazetecilik adı altında terör faaliyeti yürütenler tutuklandığında ortalığı ayağa kaldıran uluslararası insan hakları ve gazetecilik örgütleri ise tüm bu yaşananlara sessiz kalarak aslında neden gayrimeşru birer yapılanma olduklarını da ispatladı.
Sosyal Medya da Aynı Yolda
İsrail lobisi geleneksel medyada görevini yaparken kontrol edilemeyen sosyal medya bile hizaya geldi. Twitter, Facebook, Instagram İsrail aleyhinde yayın yapan hesaplara sıklıkla erişim sınırı getirirken Selçuk Bayraktar örneğinde olduğu gibi Filistin’e destek veren binlerce paylaşım da yayın ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle kaldırıldı. Yoğun tepki gören bu sansürlerin bazıları ise iptal edildi. İsrail Gazze'de katliam yaptığı sırada, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres bile sanat gösterisi paylaşımları yapmayı tercih ederken ancak Mark Ruffalo gibi birkaç dünyaca ünlü, sosyal medya üzerinden Filistin’e destek verdi. Ancak onlar da kısa sürede lince uğradı.
Telegram da Gazze’nin Karşısında
Sansür konusunda bir kısıtlama koymayan hizmet şartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle 170 binden fazla takipçisi bulunan Kassam Tugayları'nın hesabını kapattı. Özellikle İslam ülkeleri ve Asya’da çok büyük kitlelere ulaşan TikTok’ta ise durum biraz farklıydı. İsrail gazetesi Jerusalem Post, Tik Tok’ta İsrail vahşetinin tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildiği videolardan rahatsız olarak TikTok’un İsrail’i lekeleyen fake paylaşımlara müsaade ettiğini dile getirdi. 50 milyon takipçisiyle dünyanın en çok kazanan TikTok fenomeni olarak bilinen Khaby Lame ise yaptığı paylaşımlarla Filistin’e büyük destek verdi. Müslüman bir ailenin göçmen çocuğu olarak İtalya’da büyüyen 21 yaşındaki fenomen özellikle eski ABD Başkan yardımcısı Mike Pence’in “ABD, İsrail’in yanında” paylaşımına verdiği “Allah da Filistin’in yanında” cevabıyla büyük beğeni topladı.