Kriter > Siyaset |

Havalimanı Saldırısının Anlamı


Tam da Türkiye’nin yeni dış politika parametrelerini konuşmaya başladığımız bugünlerde yeni bir terör saldırısına maruz kaldık. Ülkelerin politik tercihlerinin terör saldırılarıyla değişebildiği dikkate alındığında Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirilen terör saldırısı oldukça düşündürücüdür.

Havalimanı Saldırısının Anlamı

Türkiye’yi Terörle Terbiye Etmeye Çalışıyorlar

Veysel Kurt

Tam da Türkiye’nin yeni dış politika parametrelerini konuşmaya başladığımız bugünlerde yeni bir terör saldırısına maruz kaldık. Ülkelerin politik tercihlerinin terör saldırılarıyla değişebildiği dikkate alındığında Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirilen terör saldırısı oldukça düşündürücüdür.

Bu noktada Türkiye’yi bekleyen iki önemli tehlike söz konusudur. Birincisi terörle terbiye edilme amacıyla bu tarz eylemlerin artmasıdır. Terör saldırıları çoğu zaman bir sonuç alma değil hem karar alıcıları hem de kamuoyunu manipüle etme amacı taşır. Dolayısıyla çevresindeki krizler karşısında kendi güvenliği ve çıkarlarına göre hareket eden, bölgede oyuncu olma iddiası taşıyan Türkiye’nin terörle terbiye edilemeyeceğini göstermesi gerekir. Siyasi tercihinin ne olduğuna bakmaksızın kamuoyuna düşen de ulusal güvenlik meselesi haline gelen terörün manipülasyonlarına karşı soğukkanlı bir şekilde yaklaşmaktır.

İkinci tehlike ise Türkiye’nin artık uluslararasılaşan ve taşeron özelliğiyle ön plana çıkan örgütlerle tek başına karşı karşıya kalmasıdır. Bu durumda Türkiye, Suriye krizinin maliyetinin önemli bir kısmını yüklenmek durumunda kalacaktır. Dolayısıyla Türkiye’nin terörle etkin bir mücadele süreci yürütürken paniğe kapılmaması ve gereksiz maliyetlerden kaçınması gerekiyor. Bu anlamda uluslararası aktörler artık bir tercihle karşı karşıyadır. Ya hangi örgüt olduğuna bakılmaksızın teröre karşı makul inisiyatif ve risk dağılımı ile hareket edecekler ya da terör saldırıları bir ülkeden diğerine sıçramaya devam edecek!

Hedef Türkiye'nin Dış Politika Açılımı

Hasan Basri Yalçın

Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini yeniden düzenlemeye çalıştığı bir dönemde bu saldırının yapılması hiç şüphesiz bu adımlara zarar vermeye dönüktür. Birileri Türkiye’nin canını yakmak istiyor. Havalimanı gibi bir hedefin seçilmiş olması ise uluslararası bir seyahat merkezi haline getirmeye çalıştığımız İstanbul’un bu amacını engellemeye yönelik bir girişimdir.

Diğer taraftan bu saldırı son dönemde Türkiye’nin DAEŞ’e yönelik operasyonlarına karşı yapılmış bir intikam eylemi olarak da okunabilir. Başbakan Binali Yıldırım da zaten emarelerin DAEŞ terör örgütünü işaret ettiğini açıkladı. Güvenlik güçleri ülke içinde hatta Suriye’de gerçekleştirdiği operasyonlarla DAEŞ’e yoğun bir baskı uyguluyor. DAEŞ’in son zamanlarda gerçekleştirdiği saldırıların genelde intikam eylemleri niteliğinde olduğu düşünülecek olursa bu çok da şaşırtıcı olmaz.

Uluslararası Etkisi Hesaplanmış Bir Saldırı

Talha Köse

Saldırı için özellikle Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nin seçilmesi Türkiye’de güvenliğin olmadığı mesajının verilmek istendiğini gösteriyor. Saldırı tam iftar vaktinde yapıldı. Polislerin iftar nedeniyle güvenlik zaafı verebileceği hesaplanmış. Yani bu anlamda saldırının arkasında belirli bir planın olduğu görülüyor.

İsrail ile anlaşma ve Rusya ile yumuşama sonrası turizmin canlanması bekleniyordu. Saldırıyı gerçekleştirenler bunu da hedef almış olabilir. Atatürk Havalimanı dünyanın en sıkı korunan havalimanlarından biri. Bu açıdan Türkiye’nin imajının hedeflendiğini de söyleyebiliriz. Saldırının uluslararası etkisi olması özellikle planlanmış.

Terör Dalgası

Enes Bayraklı

Terör aracılığıyla Türkiye’de son bir yıldır kaos yaratılmaya çalışılıyor. Bir tarafta İslam’ı kendine paravan yapan DAEŞ terör örgütü, diğer tarafta ise Kürt milliyetçiliği ve sol ideolojileri kullanan PKK, DHKP-C, TİKKO ve MLKP gibi seküler terör örgütleri... Hepsi de Türkiye’nin istikrarını ve toplumsal barışını hedef alıyorlar. İşin ilginç yanı bu terör örgütlerinin bir iş bölümü yapmış olması. DAEŞ başından beri Türkiye’de bir iç savaş çıkarmak için sol grupları ve ekonomiye darbe vurmak için turizmi hedef alıyorken, seküler terör dalgası ise bizatihi Türk halkına yönelmiş durumda.

Birden fazla terör örgütü ile mücadele etmek zorunda kalan bizim gibi ülkelerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bütün bu saldırılara rağmen Türkiye’nin toplumsal barışını, siyasi ve ekonomik istikrarını koruyabilmesi, ülkemizin darbelere ne kadar dayanıklı olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Diğer taraftan daha önemli olan husus ise bu terör saldırıları karşısında müttefiklerimizin Türkiye’yi yalnız bırakması hatta terör yasalarında gevşeme isteyen AB örneğinde olduğu gibi köstek olmaya çalışmasıdır.

Terör ve Medya

Kübra Güran Yiğitbaşı

Terörün bir amacı fiziksel saldırı ise diğer amacı geniş kitleler üzerinde etki oluşturmaktır. Bu yüzden işlenen cinayetlerin planlaması yapılırken daha çok ses getirecek saldırılara yöneliyorlar. Kuşkusuz teröristler için topluma ulaşacak en etkin araç ise medyadır. Hem geleneksel medya hem de sosyal medyayı propaganda amacıyla kullanıyorlar. Bu anlamda medya sahiplerinin, genel yayın yönetmenleri ve editörlerin terör saldırılarının habere dönüştürülmesi esnasında çok dikkatli davranması gerekiyor. Maalesef hem şimdiki havalimanı saldırısında hem de önceki intihar saldırılarında medyanın bu konuda başarılı bir grafik çizdiğini söylemek çok zor.


Etiketler »  

İlgili Haberler

SETA Kitaplar
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası