Kriter > Ekonomi |

OVP’de “Sürdürülebilir Büyüme” için Reformlara Devam


1994 ve 2001 krizleri Türkiye ekonomisi için kamu mali yapısı açısından yönetilemez ve sürdürülemez bir tabloyu karşımıza çıkarmış, 2001 krizi sonrası hayata geçirilen makroekonomik reformlarla ekonominin tüm aktörleri açısından piyasalar tekrar öngörülebilir hale gelmişti. .

OVP de Sürdürülebilir Büyüme için Reformlara Devam

1994 ve 2001 krizleri Türkiye ekonomisi için kamu mali yapısı açısından yönetilemez ve sürdürülemez bir tabloyu karşımıza çıkarmış, 2001 krizi sonrası hayata geçirilen makroekonomik reformlarla ekonominin tüm aktörleri açısından piyasalar tekrar öngörülebilir hale gelmişti. AK Parti 2002 sonunda tek başına iktidar olduğunda reformlara olağanüstü hız verildi. Türkiye ekonomisi 2004 ve 2005’te gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) büyümesinde tarihi rekorlar kırdı. Tam da o günlerde gerek özel sektör gerekse kamu için stratejik planlama anlayışının hayata geçirilmesi gündemdeydi. Stratejik planlama anlayışına dayalı ilk üç yıllık Orta Vadeli Program (OVP) 2006-2008 dönemini kapsayacak şekilde hayata geçirildi. OVP’nin amacı kamu politika ve uygulamalarını Türkiye’nin kalkınma planlarında yer alan politika ve öncelikler temelinde ortaya koyarak bütçe sürecini başlatan ve kaynak tahsislerini yönlendiren bir programlama aracı olmasıydı.

Her yıl OVP’lerde yer alan GSYH büyüme hızı, enflasyon, işsizlik, cari açık, bütçe açığı gibi makroekonomik büyüklük ve göstergelere yönelik tahmin, öngörü ve hedefler ekonomi çevreleri ve medyada öne çıkıyor. Bu yıl 2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’ne fazladan 30 milyar TL’ye yakın ek vergi geliri kazandırmak adına açıklanan vergi paketi de fazlasıyla ön plana çıktı. Ancak OVP’lerde yer alan kamu mali kesiminde sürdürülen reformlara yönelik detaylar ne yazık ki yine gölgede kalıyor. Oysa Türkiye’nin büyüme ve istihdam hedeflerini merkeze oturtan bir anlayış ile sürdürülebilir büyüme ve istihdam için makroekonomik istikrarı devam ettirecek adımlar öngörülüyor.

Yüksek katma değerli üretim için yapılacaklar, kamuda kurumsal kaliteyi artıracak adımlar, iş ve yatırım ortamını iyileştirecek gelişmeler hedefte. Ayrıca Türkiye’nin beşeri sermaye kalitesini geliştirecek ve sürdürülebilir kılacak adımlar da OVP’de yer almakta.

Ekonomi yönetimi ise ekonomi çevreleri ve medyanın sadece hedefler ve vergi konusundaki tartışmalara odaklanarak reformları hiç konuşmamalarından rahatsız. Ekonomi yönetimi Türkiye ekonomisinde 2010-2015 döneminde özellikle özel sektör ve kamu yatırımlarına dayalı yüksek büyüme hızını 2016-2020 dönemi için de kalıcı kılmak adına ekonominin üretim ve istihdam yönünden potansiyelinin artırılması gerektiğinin farkında. Dolayısıyla 2018-2020 döneminde de yüksek büyüme oranlarına ulaşılması ve büyümenin kalitesinin artırılması amacıyla enflasyonun düşük tek haneli seviyelerde sabitlenmesi hedefleniyor. Cari açığın sürdürülebilir seviyelerde tutulması, yurt içi tasarruf ve yatırımların daha da artırılması, kaynak tahsislerinin imalat sanayiine yönlendirilmesi, ihracatın niteliğinin artırılması, üretim altyapısı ve teknoloji seviyesinin yükseltilmesi ve son olarak iş gücünün kalitesinin ve iş gücü piyasasının esnekliğinin artırılması ekonomi yönetimi için büyük önem arz etmekte.

Hedef: İstikrarlı ve Yüksek Hızda Büyüme

2018-2020 döneminde dünya ekonomisindeki iddiamızı sürdürebilmek adına her yıl için yüzde 5,5 gibi bir büyüme hedefledik. Bu düzeyde istikrarlı ve yüksek hızda büyüyen bir ekonomik yapı için makroekonomik istikrarın korunması, nitelikli istihdam oluşturulması, yüksek katma değerli üretimin çoğaltılması, özel sektör yatırımları için uygun ortamın geliştirilmesi ve iş yapma kolaylığının artırılması ve özel sektöre destek olacak şekilde kamuda kurumsal kalitenin yükseltilmesi hedeflenmekte. Makroekonomik istikrarın önemli kriterlerinden biri hiç şüphesiz kabul edilebilir düzeydeki bir enflasyon oranı. Çünkü fiyat istikrarı kritik önemdedir. İçinde bulunduğumuz yılı yüzde 9 ile 10 arası bir seviyede kapatacağı tahmin edilen yıllık enflasyon oranının fiyat istikrarına yönelik adımların devam ettirilmesine bağlı olarak 2020 sonunda yüzde 5’e indirilmesi öngörülüyor.

Makroekonomik istikrar için kamu mali disiplini ve kamuda mali sürdürülebilirlik de hayli önemli. Mali disiplin başarısı uluslararası ekonomik kuruluşlar nezdinde Türkiye’nin en öncelikli kozlarından biri oldu. Bu başarının 2018-2020 döneminde de devamını sağlamak adına kamu harcama ve yatırımlarında etkinliğin ve kamu gelirlerinin kalitesinin artırılması kritik önemde. Keza 2018-2020 OVP dönemi için verimsiz kullanılan ve/veya atıl duran kamu varlıklarının değerlendirilmesi, özelleştirmeye devam edilmesi, depreme dayanıklılık konusunda sorun teşkil eden kamu lojmanlarının elden çıkarılması gibi konular medyada yer aldı. Ayrıca kamu mali sisteminin kurumsal yapısının güçlendirilmesi de gözetilen başlıklar arasında yer alıyor.

Kritik bir başka konu da hiç şüphesiz istikrarlı ve yüksek hızda büyüme için yurt içi tasarrufların artırılması, güçlendirilmesi ve başta sermaye piyasası olmak üzere finansal piyasalarda istikrarın korunması. Bilhassa reel sektör yatırımlarının finansmanı adına bankacılık sektörünün imkanları son noktasına kadar kullanılmaktadır. Bu nedenle kalkınma ve yatırım bankacılığı adına mevcut kimi bankaların yeniden yapılandırılması gündemde. Nitekim OVP’deki detaylar hem tasfiye halindeki Emlak Bankası’nın hem de stratejik sanayi sektörlerinde yenilikçi ve yüksek katma değerli üretim yatırımlarına uzun vadeli fon sağlayacak şekilde Kalkınma Bankası’nın yeniden yapılandırılmasından söz ediyor. Ayrıca Türk halkının yastık altındaki altınlarının kayıtlı tasarruf olarak finans sistemi ve Türkiye ekonomisine kazandırılması çok önemli. Bu amaçla Hazine önderliğinde Ziraat Bankası aracılığı ile gündeme getirilen altına dayalı tahvil/ kira sertifikası ihracı için düğmeye basıldı. Dünya Altın Konseyi Türk halkının yastık altında 3 bin ton altını olduğunu öngörüyor. Bu derece büyük bir yastık altı tasarrufun ekonomiye kazandırılması ve yatırımlara kaynak oluşturması dünya ekonomisinin zorlandığı dönemde can suyu oluşturabilir.

Öncelik: Sermaye Piyasası Araçlarının Gelişmesi

Keza hane halkı nezdinde borçlanma ve uzun vadeli tasarruflara dair farkındalığın geliştirilmesine yönelik bilinçlendirme programı oluşturulması da OVP’de tasarrufların güçlendirilmesi adına alt hedef olarak yer alıyor. Firmaların tasarruflarını sermaye piyasasında değerlendirmelerinin teşvik edilmesi, reel sektörün kur riskinin azaltılması ve yönetilmesine ilişkin olarak makro ihtiyati tedbirler de OVP’de yer almakta. Bu konularla ilgili 2017 biterken ve bilhassa 2018 yılında Finansal İstikrar Komitesi ekonomi yönetimi ve hükümet nezdinde tartışıldıktan sonra belirli adımların atılmasını bekliyoruz. Keza reel sektörün dövize duyarlılığının ve kur riskinin daha kapsamlı ve makul bir frekans aralığında izlenmesi amacıyla sistemik risk veri takip modeli oluşturulması da gündemde. Ayrıca ticari bir alacağın ödenmemesine bağlı olarak ortaya çıkabilecek kayıpların tazmin edilmesine hizmet eden “alacak sigortası”nın yaygınlaştırılması da ekonomi yönetiminin gündemine alınmıştır.

Finansal İstikrar Komitesi Uluslararası Para Fonu’nun 2008 küresel finans krizinden çıkarılması gereken dersler ile birlikte G20 ülkelerine önerdiği bir konuydu. Finansal İstikrar Komitesi’ni ilk kuran ülke Türkiye oldu ve bugüne kadar önemli kararlar aldı. Nitekim Komite 2018-2020 OVP döneminde de Türkiye ekonomisi için gündeme gelebilecek sistemik risklerin belirlenmesi, izlenmesi ve bu risklerin azaltılması için etkin şekilde koordinasyonu sağlamaya devam edecek. Bunun yanı sıra derecelendirme notlarına ilişkin veri altyapısını sağlamak üzere bir Merkezi Risk Kayıt Kuruluşu kurulması ve ardından milli bir derecelendirme kuruluşu oluşturmaya yönelik çalışmalara başlanması da hedeflerin arasına alındı. Her ikisi de Türkiye için önemli konu başlıkları. Bir başka önemli konu ise İstanbul’un dünyada ağırlığını artıran bir bölgesel finans merkezi olması adına yasal altyapının bir an önce tamamlanması. Bu amaçla İstanbul’un önemli bir finans merkezi haline gelmesine yönelik çalışmaların hızlandırılmasını sağlamak için İstanbul Finans Merkezi Kanunu çıkarılacak.

Son olarak döviz ve altına dayalı menkul kıymetler ile bunların dayanak varlıklarının tabi olduğu vergi uygulamalarının gözden geçirilmesi de gündemde. Ürün ihtisas borsalarının kuruluş ve işleyişine ilişkin mevzuat çalışmalarının tamamlanması, metal ve benzeri emtia ve hammaddenin vade sonunda fiziki teslimatının da yapılabileceği organize piyasaların oluşturulması, sınırlı ve süreli şirketler ile trust fonların yasal altyapısının hazırlanması ve dünyada yaygın olarak kullanılanlara rakip, yerli ve milli ödeme sisteminin yaygınlaştırılması da hedeflenmekte. Ayrıca Bireysel Emeklilik Sistemi gözden geçirilecek. Kapsamı genişletilip sistemden erken ayrılmamayı teşvik edici düzenleme yapılarak katılımcı sayısının artırılmasına çalışılacak. Dolayısıyla 2018-2020 OVP’si adına makro hedeflere ve vergi paketi ile ilgili tartışmalara yoğunlaşılmışken reform adımları da gölgede kalmasın.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası