Kriter > Dosya > Dosya / Türkiye'de ve Dünyada İstihbarat |

İstihbarat Aracı Olarak Hollywood


Hollywood filmlerindeki CIA destekli algı yönetimi bugün çok daha görünmez hale getiriliyor. Soğuk Savaş yıllarının basit iyi-kötü odaklı propagandası, post-truth çağında çok daha örtülü bir şekilde yapılırken, bu değişime ayak uyduran CIA’nın son dönemde, doğruları gizlemeyip izleyiciye neyi göreceğini neyi göz ardı edeceğini bildiren profesyonelce kurgulanmış yapımları desteklediği görülüyor.

İstihbarat Aracı Olarak Hollywood

Amerika’nın küresel güç hedefine ulaşmadaki etkili araçlarından biri olan Hollywood, CIA Halkla İlişkiler Departmanı ile güçlü ilişkilere sahiptir. CIA, bu gizli kuruluşun izleyicide uyandırdığı merakı, gişe başarısına dönüştüren Hollywood’u bilgi ve imkanlar yönünden desteklerken, Hollywood ise CIA için çeşitli ve geniş kapsamlı hedeflerine ulaşmakta etkili bir araçtır. Bu ilişkiden doğan ürünler, geçmişte iyi-kötü ayrımının keskinliğiyle fazla propaganda kokarken, bugün zamanın ruhuna uygun olarak dönüşmüştür. “Post-truth”un hakimiyeti kara propagandayı grileştirse de finalde Amerikan gücü ve hegemonyasından kuşkuya yer bırakmayan algı hedeflerinden emin olunmuştur.

19. yüzyıla kadar doğal yetenekli insanların oluşturduğu ağlarla icra edilen bir sanat faaliyeti iken günümüz modern teşkilatlarının oluşturulmasıyla birlikte sosyal bilimler içerisindeki yerini alan istihbarat, iki asli unsura dayanır. Bunlardan biri bilgi edinme, ikincisi ise yönlendirme faaliyetidir. Devletler adına yapılan tüm bu faaliyetler, gizli faaliyetlerdir ve istihbarat teşkilatları, amaca ulaşmakta her yolu kullanmalarıyla ünlüdür. Görevin gerçekleştirme yolunun yasal olup olmadığı ise ancak ve ancak yakalanma halinde soruşturmaya konu olabilir. İstihbarat, yönlendirme faaliyeti kapsamında, kitle iletişim araçlarından etkin olarak faydalanır. Gizliliği kalkan belgelerin yayınlanması, sızıntılar, eski ajanların anıları, kongre soruşturmalarında açığa çıkan bilgiler, Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA’in sanat, edebiyat ve medya dünyası ile yönlendirme odaklı ilişkilerini açığa çıkarmıştır.

Kitle iletişim araçlarının kamuoyunu şekillendirme, toplumsal düzen ve yaşantıyı oluşturma, yönetme, değiştirme ve manipüle etme yeteneği, bunu fark eden güç odakları tarafından sinemanın başından beri etkileme, yönlendirme ve propaganda amaçlı kullanılmasını beraberinde getirmiştir. Lumiere kardeşlerin sinematograf cihazının patentini aldıkları 1895’ten sadece 3 yıl sonra sinemanın propaganda amaçlı ilk kullanımı 1898’de Amerika ve İspanya arasındaki savaşta olmuştur. Savaş sırasında Amerikan müdahalesini halk nazarında meşrulaştırmak amacıyla çekilen birer dakikalık filmlerle Kübalılar üzerinde “geri kalmışlıklarının İspanya’dan kaynaklandığı” algısı oluşturulmak istenmiştir.

 

Pentagon-Hollywood Birlikteliği İkinci Dünya Savaşı’yla Başladı

Amerikan müesses nizamının sinemadan faydalanması, askeri amaçlarla başlamıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında, zorba Alman ordularının Amerika’yı işgali ile yaşanan felaketi gerçeğe yakın tasviriyle The Battle Cry of Peace filmi buna örnektir. Bu ve benzeri filmler, kitleleri Almanya aleyhine kışkırtmakta rol oynamıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Başkan Franklin Roosevelt, ünlü aktörler Frank Capra ve John Ford’un da aralarında bulunduğu oyuncu ve yapımcıları Beyaz Saray’a çağırarak, ülke için psikolojik seferberlik amacıyla onlarca film siparişi vermiş ve Hollywood’da bir irtibat bürosu kurmuştur.

Pentagon, ilgi çeken aksiyon dolu sahnelerle profesyonelce çekilen bu filmleri, üniformadan silaha, gelişmiş harp araç-gereçlerine kadar tüm varlığıyla desteklemiştir. Pentagon ve dış operasyon ortağı CIA’nın Hollywood ile bu iş birliğinden çok sayıda ürün doğmuştur. En bilinen bazı örnekler; 1980’lerde Amerika’nın düşmanlarına karşı Sylvester Stallone’nu kahramanlaştıran Rambo serisi, Donanmanın yakışıklı ve cesur deniz havacılarını temsil eden Tom Cruise’lu Top Gun (1986), ünlü aktör Mell Gibson’un başrol oynadığı We Were Soldiers/Bir Zamanlar Askerdik (2002), Black Hawk Down/Kara Şahin Düştü (2001) filmleridir. Yayınlandığı dönemlerdeki politik ve diplomatik gelişmeleri yansıtan bu filmlerle; Amerika’nın dış müdahalelerini meşrulaştırmak, savaş yenilgilerinin intikamını film setlerinde alarak imaj tazelemek, orduya personel temin etmek yanında Amerikan gücü, cesareti ve zekasıyla caydırıcılık sağlanmaya çalışılmıştır.

Hollywood’un Amerikan yönetimiyle ilişkisi Pentagon ile başlasa da zamanla tüm kurumlara yayılmıştır. Amerikan iç istihbarat servisi FBI, imaj iyileştirme faaliyetleri kapsamında 1930’larda bir büro kurmuştur. 1935 yapımı G-Men, 1959 yapımı The FBI Story, 1965-1974 arasında yayınlanan The F.B.I., federal büronun müdahil olduğu yapımlar arasındadır. Bu yapımlar sayesinde FBI, temiz ve resmi giyimli, ahlaklı, dikkatli, mükemmel insanların görev yaptığı etik ve siyasetten arınmış bir teşkilat imajını dünya çapında satabilmiştir.

The Battle Cry of Peace adlı filmin afişi
The Battle Cry of Peace adlı filmin afişi

 

İç İçe Geçen İlişkiler: Hollywood-CIA İş Birliği

Amerikan çıkarlarının okyanus aşırı savunulmasında misyon üstlenen CIA ise, zaman içinde Hollywood ile iç içe geçmiş ilişkileriyle anılmaktadır. CIA’nın Hollywood ile resmi ilişkisi 1990’lara dayandırılsa da bu bağ CIA’nın kurulduğu 1947’ye kadar geri götürülebilir. CIA, Soğuk Savaş döneminde, film endüstrisi içerisindeki vatansever ve anti-komünist kişilerle birlikte çalışmış ve birçok film projesine etki etmiştir. CIA’nın 1950’lerde Paramount Stüdyolarında ülke içi ve dışı sansürden sorumlu olan Luigi Luraschi’yi istihdam etmesi sayesinde, filmlerden Amerika’nın kötü şöhreti silinmeye çalışılmış, sol eğilimli filmlerin ödül alması engellenmiştir.

CIA’in Politika Koordinasyon Bürosu da filmlerde Sovyet ideolojisini kötülemeye dönük argüman üretirken, Hollywood’un gücünden büyük ölçüde yararlanmıştır. Her ne kadar CIA, finansman desteğiyle bir İngiliz yapım şirketine yaptırsa da, sosyalist demokrat imaja sahip George Orwell’in İkinci Dünya Savaşı öncesindeki komünist politikaları ve Stalin’i kötüleyen alegorik romanı Hayvan Çiftliği’nin sinemaya aktarılması da bu çalışmalar arasındadır. Soğuk Savaş döneminde CIA, propaganda filmlerinin dağıtılması çalışmalarını da yürütmüştür.

 

CIA’nin En Başarılı Filmi: Operasyon Argo

CIA bazı gizli operasyonlarında Hollywood’un becerilerinden de yararlanmıştır. Maymunlar Cehennemi filmindeki ustalığıyla Oscar Ödülü kazanan ünlü makyaj sanatçısı John Chambers, CIA’nın Merkez Büro Kimlik Değişim Ünitesi’ne danışmanlık hizmeti vermiştir. Chambers, 1979’da devrim sonrası Humeyni yanlılarının Tahran’daki Amerika Büyükelçiliği’ni basarak 50 kişiyi rehin aldıkları olayda Kanada Büyükelçisi’nin konutuna sığınan Amerikalı diplomatların kurtarılması operasyonunda da görev almıştır. Hollywood destekli Argo Operasyonu’nda, sahte bir film senaryosu ile 6 diplomat İran’dan film ekibi kılığında çıkarılmıştır. CIA’nın Hollywood ile doğrudan ilişkisini gösteren bu başarılı operasyonun sahnelendiği 2012 yapımı Operasyon Argo filmi, en iyi film dahil üç Akademi ödülü kazanmış, CIA’nın en başarılı propaganda filmi olarak anılmıştır.

Küba’daki Fidel Castro rejimini devirmeyi amaçlayan Domuzlar Körfezi başarısızlığı, zehirli puro, suikastlar, işkenceler, çifte ajan Aldrich Ames vakası, sistematik medya manipülasyonu gibi olayların getirdiği kötü şöhret dolayısıyla Amerika’nın James Bond’u, sistemdeki yozlaşmalarla uğraşan karakterlere dönüşmüştür. Buna örnek, 5 filmden oluşan ve ünlü aktör Matt Damon’un hayat verdiği Jason Bourne serisidir. İlki 2002’de vizyona giren film serisinde Jason Bourne’un bir CIA projesi kapsamında beyni yıkanıp CIA tetikçisine dönüştürülmesi sonrası kimliğini ve geçmişini araştırırken kötülerle (yozlaşmış CIA ajanları) mücadelesi aksiyon dolu sahnelerle anlatılmaktadır. Film her ne kadar Amerikan istihbarat servislerinin çalışma sisteminin etikten oldukça uzak olduğu konusuyla öne çıksa da teşkilatın gücünün sınırsız, özel elemanlarının olağanüstü kabiliyetli olduğu algısına hizmet etmiştir.

CIA’in Hollywood ile resmi ilişkisinin başlaması, kamusal imajını iyileştirme çabası olarak öne çıkmıştır. Clinton’ın başkanlığı sırasında Hollywood stratejisini yeni bir düzeye taşıyan CIA, 1996’da Hollywood ile doğrudan çalışmak üzere kıdemli gizli memurlarından Chase Brandon’u tutmuştur. Bu tarihten sonra çekilen 2001-2006 Alias dizi serisi, Jennifer Garner’in hayat verdiği CIA gizli ajanı Sydney Bristow ile CIA ajanlarının dürüstlüğü, vatanseverliği ve zekası üzerine kurgulanmış, dizi ile 11 Eylül sonrası dönemin yaygın paranoya ve endişe ortamı beslenmiştir. Seri devam ederken Mart 2004’te Garner’in ajans için işe alım videosu çekmesi, CIA ile Hollywood arasında büyüyen birleşmeyi yansıtmıştır. Bu dönemde Langley’deki CIA merkezi, Hollywood’da desteklenen yapımların oyuncu, yapımcı ve yönetmenlerinin ziyaretine açılmıştır.

Pakistanlı film dağıtıcısı
Pakistanlı dükkan sahibi dükkanında bir müşteriye “Zero Dark Thirty” filmini gösteriyor. Pakistanlı film dağıtımcıları Amerikan propagandası içeren filmleri ne kadar boykot etse de söz konusu film Pakistan’da epey ilgi gördü. (Adnan Ali-AFP/Getty Images)

 

CIA, Homeland ve 24’ün Neresinde?

11 Eylül’ün ardından, Hollywood ile Langley ilişkileri giderek iç içe geçmiştir. Showtime televizyon draması Homeland/Vatan, yayınlandığı dönemde CIA karargahının favorisi haline gelmiştir. 2011 yılında prömiyeri yapılan ve 8 sezon izlenen Homeland, teröre karşı savaşın zorlayıcı yönlerini, CIA yanlısı bakış açısıyla ele almıştır. Dizi, Amerikan propagandasının meşhur iyi-kötü betimlemeleri aksine karşı tarafın anlaşılması yönünde efor sarf etmiş olsa da Ortadoğu ve Asya’daki Müslüman ülkeleri kötülediği ve ırkçı olduğu gerekçesiyle eleştirilere konu olmuştur.

Yine dönem dizilerinden Fox Televizyonu dizisi 24 (2001-2014) ise 11 Eylül sonrası aşırı güvenlik önlemlerini meşrulaştırma çabasıyla dikkat çekmiş, CIA ajanlarının işkence sahneleri kamuoyunda güvenlik eksenli tartışmalara konu olmuştur. Bu sırada CIA’nın bir diğer önemli istihbarat operasyonu olan Usame Bin Ladin’in öldürüldüğü operasyon ise, 2012’de Zero Dark Thirty: Tarihteki En Büyük İnsan Avı filmine konu olmuş, uzun süren savaşın getirdiği maliyetlerin karşılığını bulduğu ve hayatını kaybeden askerlerin intikamının alındığı mesajının verildiği filmde, “işkence altında elde edilen bilgiler olmadan Bin Ladin’in yakalanamayacağı” algısı işlenmiştir.

CIA Halkla İlişkiler Departmanı’nın bu dönemde desteklediği film ve dizilerde Rus ajanlara karşı mücadele teması da ihmal edilmemiştir. 2013’te vizyona giren ve 6 sezon yayınlanan ödüllü dizi The Americans, Soğuk Savaş döneminde Amerikalı görünümü altındaki KGB ajanı evli bir çiftin hikayesini konu almış, 1980’lerin başında yaşanan kedi-fare oyununa ışık tutmuştur. Ajanların insani yanlarının dizinin merkezine yerleştirmesiyle her ne kadar karşı tarafı anlayan bir yapım olarak görülse de dizide geçen olaylarla “her türlü ahlaksızlık ve inançsızlığın Sovyetlerden çıktığı” mesajını örtülü olarak vermeyi başarmıştır.

 

Hollywood Eliyle Değiştirilen Paradigma ve Yeni Düşman

Amerikan istihbaratı ile güçlü ilişkileriyle Hollywood, bugün kitleleri etkilemekteki yeteneğini, Amerika’nın “küresel, sınırsız, yenilmez” gücünün devamlılığı, yeni politik açılımların benimsetilmesi ve kamuoyu oluşturmakta kullanmaya devam etmektedir. CIA destekli yapımlar sayesinde Soğuk Savaş’ın ardından paradigma değişikliği Hollywood eliyle sağlanmış, komünizm tehdidi yerini terör ve ardından İslamofobiye bırakmıştır. Bu filmlerle Hollywood, kurtarıcılar, efsaneler, kahramanlar doğurmuştur. Bugün Superman, Batman oyuncaklarıyla evlerimize girerken, temsil ettikleri değerleri de beraberlerinde getirmeleri, birer Hollywood başarısıdır.

Hollywood filmlerindeki CIA destekli algı yönetimi bugün çok daha görünmez hale getiriliyor. Soğuk Savaş yıllarının basit iyi-kötü odaklı propagandası post-truth çağında çok daha örtülü şekilde yapılırken, bu değişime ayak uyduran CIA’nın son dönemde, doğruları gizlemeyip izleyiciye neyi göreceğini neyi göz ardı edeceğini bildiren profesyonelce kurgulanmış yapımları desteklediği görülüyor. CIA operasyonlarından korunmak için medya okuryazarlığının yaygınlaşmasına duyulan gereklilik, giderek daha da artıyor.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası