Kriter > Siyaset |

"Millet Ne Derse O Olacak"


11 Şubat 2017 Cumartesi günü SETA, Haliç Kongre Merkezi’nde önemli bir sempozyuma ev sahipliği yaptı. Türkiye siyasi tarihine geçecek Anayasa değişikliği referandumunun netleşmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Türkiye’de Siyasal Sistemin Dönüşümü ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi Sempozyumu”nda ilk kez konuşacaktı.

quot Millet Ne Derse O Olacak quot

11 Şubat 2017 Cumartesi günü SETA, Haliç Kongre Merkezi’nde önemli bir sempozyuma ev sahipliği yaptı. Türkiye siyasi tarihine geçecek Anayasa değişikliği referandumunun netleşmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Türkiye’de Siyasal Sistemin Dönüşümü ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi Sempozyumu”nda ilk kez konuşacaktı. Aslında önceden hesaplanarak organize edilmesi mümkün olmayan etkinlik, SETA için mükemmel bir güne denk geldi. Sistem değişikliği tartışmalarının tavsamasını arzulayan muhalefet süreci uzatmaya çalışarak tarihi ancak bu kadar öteleyebildi. Öte yandan oy kullanma döneminde havaların ısınmasının daha iyi olacağı düşüncesinin sonucu referandum tarihinin ortaya çıkması 11 Şubat arifesini buldu.

Etkinlik tarihi iki ay öncesinden Cumhurbaşkanı’nın ajandasına girmesine rağmen heyecan özellikle son iki haftada yoğunlaştı. Bu etkinlik SETA için son derece önemliydi. Daha önceden planlanmasa bile referandum kampanyasının startı SETA etkinliğinde verildi. Tabii bu aslında SETA’nın 2014’ten beri emek verdiği çalışmaların bir meyvesiydi. Türkiye’nin daha etkin bir şekilde yönetilmesini ve vesayet prangalarından kurtulmasını sağlayacak kendisine özgü ve doğasına uygun ama onu üçüncü dünyacı bir siyasetsizliğe mahkum etmeyecek yönetim sistemi arayışına SETA bütün birimleriyle katkı verdi. Hatta 7 Haziran seçimi sonrasında koalisyonlar döneminin geri döndüğünü ilan eden, bir arada olması mümkün olmayan partilere ittifak çağrısı yapan kesimlerin aksine henüz seçim sonuçları dahi kesinleşmeden SETA uzmanları sistem değişikliği ihtiyacının üzerinde ısrarla durdu.

Bütün bunlara rağmen sempozyumun temposu çok farklıydı. 3 bin 500 kişilik salonun doldurulması, birbirinden değerli konuşmacıların organizasyonu, dinleyicilere dağıtılacak çalışmaların baskıya yetiştirilmesi, tanıtım filminin çekilmesi, organizasyonun medya planlaması, Ankara’dan gelecek arkadaşların ulaşımının sağlanması, her biri üzerinde dikkatle durulması gereken başlıklardı. Bütün bunlar bir yana Anayasa değişikliği teklifi için Beştepe’den imza çıktı ve referandum tarihi kesinleşti.

SETA’nın Sempozyum Heyecanı

Sempozyum için hazırlanan -belki de bu konuyla ilgili yazılmış en kapsamlı çalışma- Türkiye’de Siyasal Sistemin Dönüşümü ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi kitabının bandrolleri yapıştırıldı. Farklı birimden birçok arkadaşın katkısıyla çalışmalar SETA’nın karton poşetlerine yerleştirildi. Bir son dakika aksiliği yaşanmadan sosyal medya ekibi yerini aldı. Cumhurbaşkanı’na verilecek hediye geceden hazırlandı. Protokolün karşılanması için SETA direktörleri yerlerini aldı. Günler süren özenli çalışma sonrası adeta bir SETA merkezine dönüştürülen Haliç Kongre Merkezi gelecek misafirleri ağırlamak için sabırsızlanıyordu.

Cumhurbaşkanı’nın başka görüşmelerini kongre merkezinde yapacağı belli olduğunda herkesi büyük bir heyecan sardı. Provalardan sonra yavaş yavaş misafirler salonu doldururken yerlerinden memnun olmayan protokol sakinleri salonun dolmasıyla birlikte oturacak yer bulmalarına şükreder hale geldi.

Referandum tarihinin netleşmesiyle beraber miting, salon toplantısı ve akademik sempozyumu içeren üçü bir arada etkinlik SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran’ın konuşmasıyla açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bir an önce dinlemek isteyen gençleri başarılı bir şekilde yöneten Duran’ın ardından Cumhurbaşkanlığı sisteminin ortaya çıkışını anlatan kısa bir video gösterimi oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kampanyayı Başlattı

Artık beklenen an gelmişti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktı. Yoğun tezahürat aynı zamanda referandum kampanyasının açılışına işaret ediyordu. Cumhurbaşkanı’nın konuşması içeriği ile dikkat çekiyordu. Referandum tarihinin belli olmasının getirdiği seçim coşkusunu ihmal etmeyen ancak bir think tank etkinliği çerçevesinde nitelikli içeriği olan bir konuşmaydı. Dezenformasyonlara cevap vermeyi ihmal etmiyor ancak yeni şeyler de söylüyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşma sırasında bizzat Cumhurbaşkanlığı Sistemi kitabını elinde göstermesi başta kitabın editörleri olmak üzere bütün yazarları mutlu etti. Fark eden çok olmadı belki ama kitabı yayına hazırlayan editörya ekibi de keyiflendi. Konuşmanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bütün SETA ekibinin birlikte çekildiği “aile fotoğrafı” ile bu mutluluk hafızalara kazındı.

Oturumlarda Yeni Sistem Ayrıntılarıyla Değerlendirildi

Sempozyumun konuşmacıları arasında Anayasa değişikliği teklifinin hazırlanma sürecinde yer alan, akademiden sürece gerek medya üzerinden gerekse çeşitli notlarla sürecin daha sağlıklı hale gelmesine yardımcı olan ve kamuoyunda konunun doğru bir şekilde tartışılmasına katkıda bulunan isimler vardı.

İlk oturum başlarken salonda hala nitelikli bir dinleyici kitlesinin kalması önemliydi. Demek ki konuya ilgi duyanlar hiç de azımsanmayacak sayıdaydı. Bu tür etkinlikte sıklıkla karşılaşılan zaman yönetimi problemi yaşanmadı.

Fahrettin Altun’un moderatörlüğünde Burhan Kuzu, Ahmet İyimaya, Haluk Alkan ve Nebi Miş’in konuşmacı olduğu birinci oturum zamanında başladı ve bitti. Burhan Kuzu her zamanki esprili üslubuyla Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının ardından salondan ayrılmayanları ödüllendirdi. Ahmet İyimaya yeni sistemin getirilerine odaklanırken Haluk Alkan da mevcut parlamenter sistemin vesayet üretmeye uygun yapısını anlattı. Son konuşmacı Nebi Miş ise partili cumhurbaşkanlığı ve siyasetin güçlü olmasının önemini vurguladı.

Sempozyumun ikinci oturumunda Serdar Gülener, Can Paker, Mehmet Uçum, Şükrü Karatepe ve Abdulhamit Gül yer aldı. Can Paker yeni sistemin siyaset kurumuna getireceği yeniliklerden bahsetti. Mehmet Uçum devlet-toplum ilişkisinin yeni bir döneme gireceğini belirtirken Şükrü Karatepe Meclisin daha da güçlendirildiğini ifade etti. Abdulhamit Gül ise Cumhurbaşkanlığı sisteminin dünya demokrasi tarihine model örnek olarak geçeceğini söyledi.

Üçüncü ve son oturumda ise İsmail Çağlar, Ali Aslan, Kılıç Buğra Kanat ve Zahid Sobacı konuşmacı olarak vardı. Ali Aslan konuşmasında yeni bir geçişin başladığını, bu dönemde de gücün halktan alınması gerektiğini ifade ederken Fransız tarihinden örnekler verdi. Kılıç Buğra Kanat ABD’deki dış politika yapım sürecinde başkanın rolünden belki de özellikle 16 Nisan sonrası daha da yoğunlaşacak Türkiye’deki tartışmalar için yeni bir açılım yaptı. Son oturumun son konuşmacısı Zahid Sobacı ise yerel yönetimlerin yeni sistemdeki rolüne dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

Sempozyumun sonunda SETA ekibinin yüzündeki mutluluk görülmeye değerdi. Adeta bir final maçından başarıyla çıkılarak kupa kaldırıldı. Kravatlar gevşedi, yorgunluk kendini göstermeye başladı.

Gecenin ilerleyen saatlerinde böyle büyük bir etkinliği neredeyse hatasız tamamlayan ve hatırı sayılır bir tatili hak eden ekibin bir kısmı bir sonraki güne yetişmesi gereken bilgi notunu hazırlamaya başladı. Diğer kısmı SETA’ya geri götürülmesi gereken yayınları toplarken, başka bir ekip de o gece çekilmesi gereken televizyon programlarına katılmak üzere araçlarla yola çıktı.

Hasılı 16 Nisan’a doğru tempo daha da artacak, tartışmalar sertleşecek, meydanlar dolup taşacak ve o gece Türkiye yeni bir sayfa açacak. Ve bu sefer de geçiş sürecinin parametreleri konuşulacak, yeni dönemin dinamikleri analiz edilecek. Tabii ki SETA da hem karar alıcılara yol göstermeye hem de kamuoyunda meselelerin daha sağlıklı bir şekilde ele alınmasına yardımcı olmaya devam edecek.


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası