Kriter > Dosya > Dosya / Seçimler |

Seçim Mağlubiyeti Sonrası PKK


PKK ve HDP/YSP tüm gücüyle seçimlere asıldı, hem ilk turda hem de ikinci turda kendi seçmenlerini mobilize etmek için her şeyi yaptı. Ancak ilk turda YSP’nin bir önceki seçimlere göre neredeyse yüzde 30 oy kaybettiği, Kürt seçmenlerden eskisi gibi destek alamadığı görüldü. Bu bağlamda aslında seçimler PKK ve HDP/YSP’nin de ciddi anlamda mağlubiyeti ile sonuçlanmış oldu.

Seçim Mağlubiyeti Sonrası PKK
Yeşil Sol Parti'nin İstanbul mitingi Yenikapı'da düzenlendi. (Oğuz Yeter/AA, 13 Mayıs 2023)

Türkiye peş peşe iki seçim gerçekleştirdi. Önce 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri ardından ise 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ikinci turu. Türkiye açısından tarihin kırılma anlarından birisiydi; belki klişe olacak ama bu seçimler, gerçekten yakın demokrasi tarihimizin en önemli seçimiydi desek yerinde olacaktır. Nihayetinde Türkiye’ye ait farklı vizyon ve hedefleri olan birbirine taban tabana zıt iki ayrı ittifak seçimlere katıldı, ipi göğüsleyen ise yine Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Seçimlerin elbette ana muhalefet başta olmak üzere ilgili aktörlerine ilişkin birçok sonucu olacaktır ancak üzerinde durulması gereken en önemli hususlardan bir tanesi, PKK terör örgütü ile onun legal alandaki siyasal uzantısı HDP/YSP ve Türkiye’nin terörle mücadelesi olacak.

PKK’nın seçimlerden hemen önce “eylemsizlik” kararı alması, sözde liderlerinin Kandil’den propaganda videoları çekip Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’na destek açıklamaları, yine Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, PKK’nın legal olan siyasal uzantısı HDP ile görüşmeler gerçekleştirip, kamuoyuna tam olarak açıklanmayan bir çerçevede destek alması, seçimlerin terörle mücadele bağlamında üzerinde durulması gereken bir faktörü olarak ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu, İYİ Parti ve diğer küçük partilerle ittifak kurmuş olsa da yaklaşık yüzde 10 bandında görünen HDP/YSP’nin oyuna ihtiyaç duyuyordu. Bu bağlamda da kayyumların kaldırılacağı, Selahattin Demirtaş başta olmak üzere terör suçlarından cezaevinde bulunan tutukluların serbest bırakılacağı, yerel yönetimler özerklik şartının uygulanacağı gibi çeşitli vaatler ortaya konurken, HDP’li bazı isimler ise Kılıçdaroğlu tarafından doğrulanmayan daha ileri söylemlerde bulundular. Ancak bu vaat ve söylemler, esasında meselenin sadece görünen ve kamuoyuna açıklanan yüzüydü, nihayetinde PKK’nın tüm gücüyle seçimlere asılması, HDP/YSP’nin seçmenini sandığa götürebilmek için büyük bir gayret göstermesi, Kandil’den, Cemil Bayık’tan Murat Karayılan’a neredeyse tüm sözde üst düzey kadroların Kılıçdaroğlu’na destek açıklamaları yapmasının arkasında daha büyük bir hesap söz konusuydu. O hesap da Suriye’ydi.

 

Suriye’de Devlet Kurma Hayali

Terör örgütü PKK, Türkiye’nin Erdoğan’ın liderliğinde halihazırda uygulanan askeri/güvenlik doktrini bağlamında büyük baskı altına alınmış durumda. Özellikle Türkiye sathında terör örgütü kırsal alanda neredeyse temizlenmişken, Türk ordusu Irak ve Suriye’de de örgüt ve alt bileşenleri üzerinde büyük baskı oluşturarak, operasyonlarına aralıksız devam ediyor. Türkiye, yeni paradigmasında, tehdidi sınır ötesinde kaynağında bertaraf etmeyi amaçlarken, Irak ve Suriye’de alan hakimiyeti ile de PKK’yı adım adım topraksızlaştırıyor. Ancak örgütün Suriye kolu PYD/YPG, ABD koruması altında Suriye’de özellikle Fırat’ın doğusunda ciddi bir alan hakimiyetine sahip ve burada ABD başta olmak üzere çeşitli ülkelerin desteği ile adeta devletleşme çabasında. Bu projeye Suriye iç savaşından bugüne ciddi yatırım yapılıyor, “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi” adı altında, bir ordu ve bürokrasi kurma çabasındalar. Burada Türkiye’nin güney sınırlarında bir terör devleti kurulmasının önündeki tek engel ise Erdoğan’ın siyasi iradesi ve Türk ordusu. İşte PKK’nın seçimlerde bu kadar angaje olup Kemal Kılıçdaroğlu’nun galip gelmesi için çaba sarf etmesinin arkasındaki sır da burada. Erdoğan’ın devrilip de Kılıçdaroğlu’nun kazanacağı denklemde, Türk ordusunun Suriye’den çekilmesini ve nihayetinde burada ABD himayesinde bir terör devleti kurabileceklerini düşünüyorlardı. Ancak seçimlerdeki ağır yenilginin ardından bu oyun planı boşa çıkmış oldu.

Esasında PKK ve HDP/YSP tüm gücüyle seçimlere asıldı, hem ilk turda hem de ikinci turda kendi seçmenlerini mobilize etmek için her şeyi yaptı. Ancak ilk turda YSP’nin bir önceki seçimlere göre neredeyse yüzde 30 oy kaybettiği, Kürt seçmenlerden eskisi gibi destek alamadığı görüldü. Yine seçimlerin ikinci ayağında Kemal Kılıçdaroğlu, taktik değiştirerek milliyetçi oyları alabilmek adına çok sert söylemler kullanmaya başlarken, ırkçı aşırı sağcı partilerle iş birliği dahi yaptı ve doğal olarak Kürt seçmenlerden de ciddi tepki almaya başladı. Ancak bu durum da PKK ve HDP/YSP’yi Kılıçdaroğlu’na destek vermekten geri bırakmadı. Seçmenlerini yine sandığa taşımaya çalıştı ve özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde seçimlere katılımın düştüğü ve Kılıçdaroğlu’na desteğin azaldığı görüldü. Bu bağlamda aslında seçimler, PKK ve HDP/YSP’nin de ciddi anlamda mağlubiyeti ile sonuçlanmış oldu. Hem destekledikleri ve geleceğe dair büyük beklentileri olduğu Kılıçdaroğlu kaybetti hem de sahada Kürt seçmenden ciddi anlamda destek yitirdiler. Yine Cumhur İttifakı’nın içinde var olan HÜDA-PAR ise Kürtlerin destek verdiği ve adeta PKK’nın antitezi olarak yükselen bir hareket olarak güç kazandı. Örgüt ayrıca daha önce yakın iş birliği yaptığı TİP gibi marjinal sol yapılarla da ciddi sorunlar yaşamaya başladı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adıyaman'ın Kahta ilçesinde
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adıyaman'ın Kahta ilçesindeki Baraj Yolu Caddesi'nde düzenlenen "Halk Buluşması"na katılarak konuşma yaptı. (Gökhan Balcı/AA, 3 Mayıs 2023)

 

 

Yenilmişlik Psikolojisi

Doğu ve Güneydoğu’nun yanı sıra Batı bölgelerinde de ciddi bir oy kaybettiler, Kılıçdaroğlu’nu niye desteklediklerine ilişkin kendi tabanlarını ikna edemediler, daha önce ittifak içinde oldukları çeşitli unsurlarla ayrışmaya başladılar, bir kısım tabanlarını CHP ve TİP’e kaptırdılar ve nihayetinde kendi kalelerinde HÜDA-PAR gerçeği ile yüzleşmek durumunda kaldılar. Selahattin Demirtaş ve diğer tutukluların serbest kalma umudu biterken, özerk yönetim hayalleri de yok olmuş oldu. Her iki seçim sonrasında da hile yapıldığı, seçmen iradesinin sandığa yansımadığı gibi çeşitli propagandalar yapsalar da büyük bir yenilmişlik psikolojisinin içerisindeler.

Bu yenilmişlik psikolojisinden çıkabilmek ve tabanlarını yeniden konsolide edebilmek için Türkiye içerisinde çeşitli sokak eylemleri içerisine girebilir, ya da yeni terör saldırıları yapmaya çalışabilirler. Yine terör örgütü kırsaldan ziyade şehir merkezlerine kayıp buralarda hücre yapılanmalarına ağırlık verebilir. Ancak bu hareket tarzının da PKK adına sonuç vermesi pek olası görünmüyor. Türkiye’deki bu ağır mağlubiyetin Irak ve Suriye’de de elbette sonuçları olacaktır. Öncelikle PKK ve alt bileşenlerini birer vekil unsuru olarak kullanan ülkeler için bu yatırımlarının maliyeti artacak ve daha fazla bedel ödeyecekler, bu durum onların PKK’ya verdikleri desteği gözden geçirmeye itebilir; keza yine Esed rejimi, PKK ile olan angajmanını yeni şartlara göre revize edecektir, yine sahadaki yerel aktörlerin de Arap aşiretlerinden KDP/KYB’ye kadar PKK’ya karşı pozisyonlarını Türkiye lehine revize etmeleri olası görünüyor. Dolayısıyla PKK’nın Irak ve Suriye’deki harekat alanı daha da daralmaya başlayacaktır.

Esasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da balkon konuşmasında işaretlerini verdiği şekilde, yeni dönemde Türkiye mevcut güvenlik paradigmasına devam ederek, PKK ve uzantıları ile askeri, siyasi, ekonomik, sosyolojik tüm alanlarda mücadele etmeye devam edecek. Sınır ötesi askeri harekatlar devam ederek PKK’nın son kalan hayat alanları da yok edilecek. Mevcut etkili askeri operasyonlar ve istihbarat ağı ile örgüt baskılanmaya devam edilerek, Türkiye için ciddi bir tehdit olmaktan çıkartılacaktır.

 


Etiketler »  

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "veri politikamızı" inceleyebilirsiniz. Daha fazlası